18. Ceza Dairesi Esas No: 2019/14930 Karar No: 2020/8229 Karar Tarihi: 29.06.2020
Hakaret - kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/14930 Esas 2020/8229 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Karar, Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir duruşma sonucunda hakaret ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarıyla ilgili olarak beraat ve mahkumiyet hükümleriyle sonuçlanmıştır. Ancak, temyiz incelemesi sırasında, sanık hakkında verilen doğrudan adli para cezasının TCK'nın öngördüğü hapis cezası yerine yanılgılı bir uygulama sonucu verilmesi nedeniyle kesinlik sınırını aşmadığı belirlenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda, hakaret suçuna ilişkin hüküm doğru bulunurken, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin hüküm Kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Bu süreçte, suç tarihi, CMUK'nın ilgili maddeleri ve TCK'nın 123/1, 62/1 ve 52/2 maddeleri dikkate alınmıştır.
18. Ceza Dairesi 2019/14930 E. , 2020/8229 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hakaret, kişilerin huzur ve sükununu bozma HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre ve katılanın temyiz talebinin yalnızca hakaret suçundan kurulan hükme ilişkin olduğu belirlenerek dosya görüşüldü: Ceza Genel Kurulunun 12/03/2013 gün ve 1515–202 ile 21/12/2010 gün ve 230–264 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında açıkça vurgulandığı gibi, kesin nitelikteki hükümler ancak kesinlik sınırını aşar nitelikte yaptırım içermek şartıyla, suç vasfına yönelik ya da suç niteliği doğru belirlenmesine rağmen yanılgılı bir uygulama ile kesinlik sınırı içinde kalan cezaların verildiği hükümlere karşı yapılan aleyhe başvuru üzerine temyiz denetimine konu olabilecektir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, Yerel Mahkemece sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan 5237 sayılı Kanunun TCK 123/1, 62/1 ve 52/2 maddeleri gereğince doğrudan verilen 1.500 Türk lirası adli para cezası, karar tarihi de göz önünde bulundurulduğunda, 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 305. maddesi gereğince kesin nitelikte bulunmaktadır. Ancak TCK’nın 123/1. maddesinde hapis cezasının öngörüldüğü ve Yerel Mahkemece yanılgılı bir uygulama ile kesinlik sınırı içerisinde kalan doğrudan adli para cezasına hükmedilmiştir. Bu nedenle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin hükmün temyiz incelemesine tabi olduğu kabul edilerek yapılan incelemede, temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: 1- Hakaret eylemine ve yükletilen suça yönelik katılan ...’ın temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2- Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz talebine gelince: a- Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun, CMK"nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşmaya tabi olması karşısında, anılan maddelerde öngörüldüğü biçimde sanığa yöntemine uygun olarak uzlaşma önerisinde bulunulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, b- TCK’nın 123/1. maddesinde yaptırım olarak hapis cezası öngörülmesine karşın, doğrudan adli para cezasına hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 29/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.