2. Hukuk Dairesi 2020/1095 E. , 2020/2213 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen tazminatlar, erkek yararına hükmedilen vekalet ücreti, reddedilen kendi tazminat talepleri ile nafaka taleplerinin reddi ile yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, erkeğin güven sarsıcı davranışlarının olduğu gerekçesiyle erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulüyle, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne ve ferilerine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince, "Erkeğe kusur olarak yüklenilen güven sarsıcı davranışın soyut beyanlar olduğu ve yüklenilemeyeceği, kadının ise ev işi yapmamak suretiyle birlik görevlerini yerine getirmediği, erkeğe ve annesine hakaret ve kıskançlık eylemlerinden ötürü kadının tam kusurlu olduğunun kabulü ile erkeğin davasının da kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru değil ise de kadının boşanma hükmü istinaf edilmediğinden erkeğin boşanma talebi konusuz kalmış ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş" belirlenen kusur durumuna göre de kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk nafakasının reddine, erkeğin tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince davalı- karşı davacı kadının birlik görevini ihmal ettiği, kıskanç olduğu ve hakaret ettiği vakıaları kadına kusur olarak yüklenmişse de, kadının hakaret ettiği ve kıskanç davranışlar sergilediğine dair tanık beyanları sebep ve saiki açıklanmayan, inandırıcı olmaktan uzak, soyut izahlardan ibaret olup hakaret ve kıskançlık vakıalarının kadına kusur olarak yüklenmesi yerinde değildir. Tarafların gerçekleşen kusur durumlarına göre, birden fazla güven sarsıcı davranışta bulunan davacı- karşı davalı erkeğin kadına göre ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına karşın, davalı-karşı davacı kadının tamamen kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiştir. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadına oranla ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Mahkemece, davalı-karşı davacı kadın tamamen kusurlu bulunarak davacı-karşı davalı erkek yararına maddi ve manevi tazminata (TMK md. 174/1-2) hükmedilmiş ise de, yukarıda 2. bentte belirtildiği üzere davacı-karşı davalı erkek davalı-karşı davacı kadına oranla ağır kusurludur. Davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olmadığının anlaşılmasına göre Türk Medeni Kanunu"nun 174/1-2. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir. Davacı- karşı davalı erkeğin maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
4-Türk Medeni Kanunu"nun 174/1 maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186 maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m.4, TBK m.50,51) dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
5-Türk Medeni Kanunu"nun 174/2 maddesi boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadın ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m.4, TBK m.50,51) dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
6-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir (TMK m.175/1). Toplanan delillerden davalı-karşı davacı kadının sürekli bir işi ve kendisini yoksulluktan kurtaracak düzenli bir gelirinin olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin davalı-karşı davacı kadına oranla ağır kusurlu olduğuna göre TMK"nın 175 maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken bu yön gözetilmeden isteğin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3., 4., 5 ve 6. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.03.2020 (Pzt. )