Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2019/398
Karar No: 2020/286

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/398 Esas 2020/286 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2019/398 E.  ,  2020/286 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 421-31


    Sanık ..."ın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan TCK"nın 103/2, 62, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 13 yıl 4 ay hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun"un 109/1, 109/3-f, 109/5, 62, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesince 09.06.2016 tarih ve 99-240 sayı ile verilen hükümlerin Cumhuriyet savcısı ve sanık ile müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 17.04.2017 tarih ve 11759-2075 sayı ile aralarındaki bağlantı nedeniyle Ankara Batı Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/13-79 sayılı dosyasının tamamının aslının veya onaylı örneğinin gönderilmesi için dosya iade edilmiş, anılan eksikliğin giderilerek dosyanın geri gönderilmesi üzerine Yargıtay 14. Ceza Dairesince 02.10.2017 tarih ve 3118-4354 sayı ile;
    "Sanığın, mağdurenin görünüm olarak onbeş-onaltı yaşlarında olduğunu beyan etmesi karşısında, Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/13 esas, 2015/79 karar sayılı dosyasında bulunan doğum kaydında mağdurenin sağlık personeli yardımıyla doğduğu belirtilmiş ise de dayanak belge veya doğum raporunun bulunmadığı anlaşıldığından, öncelikle söz konusu dayanak belge veya doğum raporu temin edilerek mağdurenin resmî bir kurumda doğup doğmadığının araştırılması, resmî bir kurumda doğmadığının anlaşılması hâlinde yaşının tespitine esas olacak kemik grafileri çektirilmek suretiyle tam teşekküllü bir hastaneden içerisinde radyoloji uzmanının da bulunduğu sağlık kurulundan rapor alınması ve duraksama hâlinde Adli Tıp Kurumundan görüşde alınarak mağdurenin suç tarihindeki gerçek yaşının bilimsel olarak saptanmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 25.01.2018 tarih ve 421-31 sayı ile; önceki hükümler gibi sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş, bu hükümlerin de sanık müdafisi ile katılan ..., Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 09.01.2019 tarih, 5872-106 sayı ve oy çokluğuyla onanmasına karar verilmiş,
    Daire Üyeleri B. Aköz ve Y. Gezgin;
    "Yaşı küçük mağdure ... evden kaçmasından sonra ..."un evinde bulunmuştur. Mağdure ilk alınan beyanında ... ile rızasıyla cinsel birliktelik yaşadığını beyan ettiğinden, ... hakkında kamu davası açılmıştır. Bu davanın yargılaması sırasında sanık ... tarafından yazılan dilekçe ile mağdurenin ... ile de cinsel birliktelik yaşadığını bildirmesi ve mağdurenin de bunu doğrulaması üzerine suç duyurusunda bulunulmuştur. Bunun üzerine sanık ... hakkında kamu davası açılmış ve çocuğun cinsel istismarı ve alıkonulması suçlarından mahkûmiyet kararı verilmiştir.
    Sanık ... hiçbir aşamada suçlamaları kabul etmemektedir.
    Tanıklar ... ve ... de mağdurenin parkta otururlarken yanlarına ... ile geldiğini, mağdurenin ..."ın evinde kaldığını bildikleri sanık ..."le mağdurenin cinsel ilişkiye girmediğini bildiklerini söylemişlerdir.
    Olayın üzerinden geçen süre, sanık ..."in suçlamaları kabul etmemesi ve tanık beyanları bir arada değerlendirildiğinde sanığın atılı suçu işlediğine dair mahkûmiyetine yetecek kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilememiş, sanığın atılı suçları işlediği hususunda şüphe kalmıştır. Şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın atılı suçlardan beraatine karar verilmesi gerektiği," düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 25.02.2019 tarih ve 28622 sayı ile; Özel Dairece verilen onama kararında belirtilen karşı düşünceler doğrultusunda sanığın atılı suçlardan beraat etmesi gerektiği görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 14. Dairesince 25.06.2019 tarih, 2271-10345 sayı ve oy çokluğu ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Kayden 08.06.2001 doğumlu katılan mağdure ..."ın suç tarihinde 13 yaş 7 aylık olduğu,
    Suç tarihinde 24 yaşında ve bekâr olan sanık ..."ın işçilik yaparak geçimini sağladığı,
    Kolluk görevlilerince düzenlenen 02.01.2015 tarihli yakalama tutanağına göre; aynı tarihte saat 19.30 sıralarında katılan ..."in kendilerine müracaat ederek öz kızı olan katılan mağdurenin yaklaşık 13-14 gündür kayıp olduğunu, bununla ilgili daha önce müracaat ettiğini, katılan mağdurenin şu an ... isimli pastanede olduğunu, katılan mağdurenin eroine alıştırıldığını belirtip yardım istediği, söz konusu pastaneye gidildiğinde katılan mağdure ile tanıklar ... ve..."un bir masada oturduklarının görülmesi üzerine şahısların gerekli işlemler için polis merkezine götürüldükleri,
    Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesince düzenlenen 02.01.2015 tarihli rapora göre; sağ kolunun kübital bölgesinde enjeksiyon izi bulunan katılan mağdurenin vücudunda travmatik lezyon görülmediği,
    Katılan mağdurenin ilk ifadesinde kendisini uyuşturucuya alıştırdığını söylediği... isimli kişiyle ilgili Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan sorgulama sonucu Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 2019/3405 esasında kayıtlı olan dosya içerinde bulunan Ankara Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 06.01.2015 tarihli rapora göre; katılan mağdurenin kızlık zarının yırtılmaksızın ereksiyon halindeki penis ya da benzer cesamette cismin duhulüne müsait olduğu,
    Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 08.01.2015 tarihli ve 160-1 sayılı iddianameyle tanık ... hakkında katılan mağdureye karşı çocuğun nitelikli cinsel istismarı ile çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçlarını işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı, Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesince 17.03.2015 tarih ve 13-79 sayı ile tanık ... hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyet kararı verildiği, bu hükümlerin temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 03.12.2015 tarihli ve 6081-11290 sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmek suretiyle kesinleştikleri,
    Tanık ..."un yargılandığı davada tanık ... vekili tarafından sunulan 04.02.2015 tarihli dilekçede özetle; sanık ..."ın yanında kız arkadaşının olduğunu, kendisine kalıp kalamayacaklarını sorarak katılan mağdureyi tanık ..."ın evine götürdüğü, sanık ..."in de bu evde dokuz on gün süreyle katılan mağdureyle birlikte kaldığı, katılan mağdureyle sanık ..."in cinsel ilişki yaşadıkları, bir süre sonra evden ayrılan sanık ..."in tanık ..."a katılan mağdurenin kalacak yerinin olmadığını belirterek evde kalmaya devam etmesini istediğini söyleyip ""Sen de arkadaşlık yapabilirsin kafa dengidir."" dediği, evden ayrıldıktan bir süre sonra eve tekrar gelen sanık ..."in tanık ..."a katılan mağdurenin yaşının küçük olduğunu söylediği, katılan mağdurenin ""Başkalarının da başı yanmasın."" şeklindeki yönlendirmesi ve o günkü koşullar nedeniyle tanık ..."ın olayı bu şekilde anlatamadığı hususlarının yazılı olduğu,
    Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/13 esas ve 06.02.2015 tarihli yazısıyla sanık ... hakkında katılan mağdureye yönelik gerçekleştirdiği iddia edilen çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından gereğinin takdir ve ifası için suç duyurusunda bulunulduğu,
    Kolluk görevlilerince düzenlenen 10.10.2015 tarihli tutanağa göre; sanık ..."ın açık kimlik bilgilerinin tespit edilerek yakalanması amacıyla yapılan çalışmalar sırasında tanık ..."ın eşi olan... ile telefonla görüşüldüğü, ..."nın, eşi ..."ın iş arkadaşı olan sanık ..."i tanıdığını, Keçiören Çiçekli Parkı"nda kimden sorulsa sanık ..."in bulunabileceğini, 1990 veya 1991 doğumlu sanık ..."in uyuşturucu ve cinsel konulardan kaydının olduğunu bildiğini ifade ettiği, alınan bu bilgiler üzerine yapılan sorgulamada sanığın açık kimlik ve adres bilgilerine ulaşıldığı,
    Katılan mağdureye ait MERNİS doğum formunda; katılan mağdurenin sağlık personeli yardımıyla dünyaya geldiğinin belirtildiği, bu formun ekinde yer alan SSK Ankara Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Eğitim Hastanesince düzenlenen doğum raporuna göre; katılan ..."in 08.06.2001 tarihinde canlı biz kız çocuğu dünyaya getirdiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılan mağdure ... savcılıkta 03.01.2015 tarihinde; on üç gün kadar önce eve geç kaldığından yurda gönderilme korkusuyla eve gitmediğini, 31 Aralık 2014 tarihine kadar... ve...isimli şahıslarla birlikte dışarıda gezdiklerini, bu şahıslarla 22 Aralık"ta parkta tanıştığını, 31 Aralık"tan sonra yılbaşını kutlamak için ..."in vasıtasıyla tanıdığı tanık ..."ın evine gittiğini, tanık ..."ın telefon numarasını ..."den aldığını, tanık ..."ın kendisini Çiçekli Parkı"ndan alıp evine götürdüğünü, kafaları güzelken tanık ..."la rızasıyla cinsel ilişkiye girdiklerini, tanık ..."ın evine gitmeden önce eroin kullandığını, bu evde iki gün kaldıktan sonra tanık ..."ın kendisini ailesinin yanına gönderdiğini, üç dört ay kadar önce de kendisini eroin kullanmaya alıştıran... isimli kişiyle cinsel ilişkiye girdiğini, ..."dan önce de ... isimli bir kişiyle lezbiyen ilişki yaşadığını, Sena"nın parmağını kendisinin vajinasına soktuğunu, bu olay nedeniyle ifade verdiğini, kendisi hakkında rapor alınınca kızlık zarının esnek olduğunu öğrendiğini, tanık ..."dan şikâyetçi olmadığını,
    Tanık ... hakkında açılan kamu davasına ilişkin olarak Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/13-79 sayılı dosyasında 05.02.2015 tarihinde; olay tarihinden önce de birkaç kez evden kaçtığını, daha önce evden kaçtığında ... isimli bir arkadaşı vasıtasıyla sanıkla tanıştığını, tanık ..."ın evine kendisini sanığın götürdüğünü, yaşının küçük olduğunu sanığın bildiğini, ancak gerek sanık gerekse kendisinin tanık ..."a on yedi on sekiz yaşlarında olduğunu söylediklerini, sanık ile birlikte tanık ..."ın evinde on gün birlikte kaldıklarını, bu sürede sanıkla bir kez cinsel ilişkiye girdiklerini, sanık evden ayrıldıktan sonra üç gün daha tanık ..."ın evinde kaldığını, tanık ..."la da rızasıyla bir kez cinsel ilişkiye girdiğini, soruşturma aşamasında alınan ifadesi okunup kısmi çelişki nedeniyle sorulduğunda; mahkemede verdiği ifadenin doğru olduğunu, olayın bu aşamaya kadar geleceğini düşünemediğini, hatta tanık ..."ın da ilk ifadelerinde kendisinin telkini üzerine sanığın ismini vermediğini, tanık ..."ın, yaşının küçük olduğunu öğrenmesinden sonra kendisini ailesine teslim etmek isteyince ona bunu kabul etmediğini, intihar edeceğini ve ısrar ederse sanığa döneceğini söylediğini, ifadede hazır bulunan Sosyal Hizmet Uzmanı bilirkişisi; her ne kadar görüşmelerinde katılan mağdurenin ifadeleri benzerlik gösterse de ifadelerinin güvenilir olduğunu düşünmediğini, kendisini rahat ifade edebilen katılan mağdurenin konuşurken sanki bir şeylerden çekiniyor izlenimi edindiğini,
    Savcılıkta 12.08.2015 tarihinde; Ayaş Çocuk Destek Merkezinde kaldığını, mahkemede verdiği ifadesinin doğru olduğunu, olay tarihinden önce de evden kaçtığını, bu kaçmalarının birinde sanıkla tanıştığını, kendisini tanık ..."ın evine sanığın götürdüğünü, orada on gün kadar sanıkla birlikte aynı odada kaldıklarını, sanıkla bir kez rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini, yaşının küçük olduğunu sanığın bildiğini, bu süre içerisinde sanık ile birlikte esrar ve eroin kullandıklarını, sanık veya tanık ..."ın kendisini kesinlikle evde zorla tutmadıklarını, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
    Mahkemede 02.06.2016 tarihinde; 2014 yılı Aralık ayı içerisinde evden kaçtığını, ... isimli bir arkadaşı vasıtasıyla sanık ile tanıştığını, sanığa on beş yaşında olduğunu söylediğini, aslında o tarihte on beş yaşından küçük olduğunu, ona on beş yaşını bitirdiğini söylemediğini, sadece ""On beş yaşındayım."" dediğini, evden kaçtığını belirterek sanığa ""Kalacak yer ayarlayabilecek misin?"" diye sorduğunda ayarlayabileceğini söylediğini, daha sonra kendisini tanık ..."ın evine götürdüğünü, kendisini eve götürmeden önce sanığın tanık ..."a ""On sekiz yaşında bir kız var, sen de kullanırsın ben de."" diye mesaj atmış olduğunu, sanıkla bu evde üç dört gün kaldıklarını, geceleri aynı odada yattıklarını, sanıkla bir kez cinsel ilişkiye girdiğini, daha sonraki günlerde tanık ..."la sevgili olduklarını, bundan sonra sanığın evden ayrıldığını, sanıkla birlikte tanık ..."ın evine gittiklerinde tanık ..."ın evde olduğunu, tanıklar... ve ..."in eve daha sonra geldiklerini, bilirkişiden sorulduğunda; katılan mağdureyle duruşma öncesi görüştüğünü, daha önce kendisine anlattığı şekliyle beyanda bulunduğunu, katılan mağdurenin beyanlarına itibar edilebileceği kanaatinde olduğunu, katılan mağdurenin bilişsel gelişiminin yaşına uygunluk gösterdiğini,
    Katılan ... kollukta 03.01.2015 tarihinde; öz kızı olan katılan mağdurenin velayetinin kendisine verildiğini, katılan mağdurenin 21.12.2014 tarihinden beri kayıp olduğunu, daha önce de dört beş kez evden kaçtığını, 02.01.2015 tarihinde katılan mağdurenin ... isimli pastanede olduğunu öğrenmeleri üzerine oraya gidip onu bulduklarını, katılan mağdurenin kendisine tanık ... ile cinsel ilişkiye girdiğini ve on üç gün boyunca Etimesgut"ta bulunan bir evde kaldıklarını anlattığını,
    Tanık ... hakkında açılan kamu davasına ilişkin olarak Ankara Batı 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/13-79 sayılı dosyasında 05.02.2015 tarihinde; bu olay ortaya çıktıktan sonra katılan mağdureye sorduğunda tanık ..."ın evine kendisini sanık ..."in götürdüğünü anlattığını,
    Tanık ...... kollukta 03.01.2015 tarihinde; nişanlısının kuzeni olan katılan mağdurenin kayıp olduğunu öğrendiğini, katılan mağdureyi telefonla arayıp görüşmek istediğini söylediğini, kabul etmesi üzerine 01.12.2015 tarihinde ... isimli pastanede buluştuklarını, burada katılan mağdurenin kendisine madde bağımlısı olduğunu, damardan uyuşturucu aldığını, tanık ..."ın Etimesgut"ta bulunan evinde kendi isteğiyle tanık ..."la on üç gün birlikte kaldıklarını, onunla kendi isteğiyle cinsel ilişkiye girdiğini, uyuşturucu kullandıklarını anlattığını, daha sonra tanık ..."ın dışarıda beklediğini söyleyip gitmek isteyince onu zorlamadığını, ertesi gün katılan mağdurenin isteğiyle tekrar aynı yerde buluştuklarını, ancak bu defa katılan mağdurenin tanık ... ile birlikte geldiğini, on dakika kadar oturduktan sonra katılan ..."i arayıp ... isimli pastanede olduklarını söylediğini, ardından polislerin geldiğini,
    Tanık ... hakkında açılan kamu davasına ilişkin olarak Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/13-79 sayılı dosyasında 05.02.2015 tarihinde; katılan mağdureyi tanık ..."ın evine kimin götürdüğünü bilmediğini, katılan mağdurenin tanık ..."ın evinde kaldığı dönemde kendisinin tanık ..."la telefon görüşmesi yapmadığını, tanık ... ve katılan mağdureyle pastanede buluştuklarını, akabinde her ikisinin de yanından ayrıldıklarını,
    Tanık ... kollukta ve savcılıkta 03.01.2015 tarihinde; ... isimli şahsın ne iş yaptığını, nerede oturduğunu ve kimlik bilgilerini bilmediğini, bu şahsı en son iki yıl önce gördüğünü, ... isimli şahsı ise tanımadığını, 31.12.2014 tarihinde 0553 579 ... numaralı hattını arayan katılan mağdurenin nerede olduğunu sorması üzerine ona Keçiören Kalaba"da bulunan Çiçekli Parkı"nda olduğunu söylediğini, telefon numarasını katılan mağdurenin nasıl öğrendiğini bilmediğini, katılan mağdurenin ""Yılbaşını seninle geçireceğim."" dediğini, sormadığı hâlde 18 yaşında olduğunu 19 yaşına gireceğini söylediğini, zaten katılan mağdurenin 18-19 yaşlarında göründüğünü, aynı gün akşam saatlerinde katılan mağdureyle parkta buluşup birlikte kendisine ait eve gittiklerini, bu evi bekâr evi olarak kullandığını, eve gittikten sonra bir miktar alkol aldığını, biraz değişik davranan katılan mağdurenin üstüne zıplayıp oturduğunu, kendisini tahrik edip soyunmaya başladığını, bunun üzerine katılan mağdureyle cinsel ilişkiye girdiklerini, sabah katılan mağdureye yaşını sorduğunda 18 olduğunu söylediğini, ancak montunun cebinde kimliğini bulunca 2001 doğumlu olduğunu gördüğünü, katılan mağdureye neden yalan söylediğini sorduğunda yaşının küçük olduğunu, eve gitmediğini kendisine anlattığını, bunun üzerine katılan mağdurenin telefonunu alıp en son aranan kişi olan tanık..."u aradığını, ona katılan mağdureyi getireceğini söyleyip görüşmek istediğini belirttiğini, daha sonra buluştuklarında polislerin geldiğini, katılan mağdurenin kendisinin evinde iki gün kaldığını,
    Kendisi hakkında açılan kamu davasına ilişkin olarak Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/13-79 sayılı dosyasında sanık sıfatıyla 05.02.2015 tarihinde; katılan mağdureyi kendisinin yanına sanık ..."ın getirdiğini, yaklaşık 10 gün süreyle sanık ... katılan mağdurenin kendisinin evinde kaldıklarını, ayrı odada yattıklarını, onuncu günün sonunda sanığın evden ayrıldığını, katılan mağdurenin ise üç gün daha kaldığını, katılan mağdureyle bir kez cinsel ilişkiye girdiğini, daha sonra evine tekrar gelen sanığın, katılan mağdurenin yaşının küçük olduğunu belirterek bir an önce ailesinin yanına göndermesi gerektiğini söyleyip aksi hâlde başına bela olabileceğini ifade ettiğini, sanığın uyarısı üzerine katılan mağdurenin cebinden kimliğini bulduğunu, incelediğinde yaşının küçük olduğunu anladığını, soruşturma aşamasında alınan ifadeleri okunup kısmi çelişki nedeniyle sorulduğunda; mahkemede verdiği ifadenin doğru olduğunu, katılan mağdurenin yönlendirmesiyle başkalarının başı yanmasın diye daha önce o şekilde ifade verdiğini,
    28.07.2015 tarihli dilekçesinde; sanık ..."in olay tarihinde kendisini arayarak müsait olup olmadığını sorduğunu, müsait olduğunu belirtince katılan mağdureyle birlikte evine geldiklerini, sanığın katılan mağdure için ""Bu kız benim sevgilim."" dediğini, sanığın kendisine ilk önce katılan mağdurenin on sekiz yaşında olduğunu daha sonra evine tekrar geldiğinde ise bu defa yaşının küçük olduğunu söylediğini,
    05.10.2015 tarihli dilekçesinde; katılan mağdurenin karakoldayken kendisine ""..."in ismini vermeyelim, zaten nezarette bir gün kalır sabah çıkarsın."" diyerek daha önce böyle olayların başına defalarca geldiğini anlatarak kendisinden şikâyetçi olmayacağını belirttiğini,
    12.10.2015 tarihli dilekçesinde daha önceki anlatımlarına ek olarak; asıl suçlu olan sanık ..."ın dışarıda gezdiğini,
    Mahkemede 05.05.2016 tarihinde; katılan mağdureye yönelik cinsel istismar ve hürriyeti tahdit suçlarından yargılandığını, hakkında verilen kararın Yargıtayca onanmak suretiyle kesinleştiğini, sanığı tanıdığını, bir gün iki arkadaşıyla gezerken kendisini arayan sanığın yanında kız arkadaşı olduğunu, birlikte evine geleceklerini söylediğini, kendisinin de sakınca olmadığını belirttiğini, daha sonra sanığın katılan mağdureyle birlikte evine geldiğini, yaklaşık on gün süreyle evinde kaldıklarını, geceyi aynı odada geçirdiklerini, sanığın, katılan mağdurenin yaşının büyük olduğunu, herhangi bir sıkıntı olmayacağını söylediğini, onuncu günün sonunda sanığın evden ayrıldığını, katılan mağdurenin üç gün daha evinde kaldığını, üçüncü günün sonunda tekrar eve gelen sanığın katılan mağdurenin yaşının küçük olduğunu söyleyerek ailesine teslim etmesi yönünde kendisini ikaz ettiğini,
    06.05.2016 tarihli dilekçesinde ek olarak; katılan mağdureyi ailesine teslim etmeden önce katılan mağdurenin 0507 002 ... numaralı hattından sanığı aradığını, sanığa katılan mağdureyi ailesine teslim etmeye götürdüğünü söylediğini, sanığın da ""Sakın beni bir şeye katmayın, benim başımı yakmayın, daha önce de cinselden dosyam var."" dediğini, telefon konuşma ve mesaj kayıtlarının çıkartılmasını istediğini,
    Tanık ... mahkemede 02.06.2016 tarihinde; sanığı, tanık ..."ı ve katılan mağdureyi tanıdığını, hatırlamadığı bir tarihte her üçünün parkta bir araya geldiklerini ve bu şekilde tanıştıklarını, kendisinin de yanlarında olduğunu, daha sonra üçünün birlikte tanık ..."ın evine gittiklerini, ardından sanığın tekrar parka yanlarına döndüğünü, daha sonra sanıkla birlikte tanık ..."ın evine gittiklerini, katılan mağdurenin sanığa on dokuz yaşında olduğunu söylediğini, sanığın tanık ..."a katılan mağdureyi göndermesi konusunda ısrar ettiğini, ancak tanık ..."ın katılan mağdureyi yatağın altına sakladığını, bilahare sanıkla birlikte oradan ayrıldıklarını, evde tanık ..."in de bulunduğunu, sonraki günlerde gece gündüz kendisinin yanında olan sanığın tanık ..."ın evine gitmediğini, sanığın katılan mağdureyle ilişkiye girmediğini,
    Tanık ... mahkemede 02.06.2016 tarihinde; sanığı çocukluğundan beri tanıdığını, hatırlamadığı bir tarihte tanık... ve sanıkla birlikte parkta otururlarken tanık ..."ın katılan mağdureyle birlikte yanlarına geldiğini, tanık ..."ın katılan mağdurenin sevgilisi olduğunu söylediğini, daha sonra tanık ... ile katılan mağdurenin yanlarından ayrıldıklarını, aynı günün akşamı sanıkla birlikte tanık ..."ın evine gittiklerini, bir süre sonra da tanık..."in geldiğini, akabinde oradan tekrar ayrıldıklarını, bu evdeyken sanığın tanık ..."a katılan mağdureyi daha önce değişik kişiler ile gezerken gördüğünü, başına bela olabileceğini, bu nedenle evden göndermesini söylediğini, sanıkla evden ayrılmalarından sonra sanığın bu eve tekrar gidip gitmediği ve katılan mağdurenin tanık ..."ın evinde kaç gün kaldığı hususlarında bilgisinin olmadığını, bir arada oldukları ortamlarda katılan mağdurenin yaşıyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadığını,
    Beyan etmişlerdir.
    Sanık ... kollukta 27.11.2015 tarihinde; tanık ..."ı üç yıldır mahalleden tanıdığını, katılan mağdureyi tanık ..."ın yanında gördüğünü, 2014 yılı Aralık ayı sonlarında tanık ..."ın evine gittiğinde katılan mağdurenin de orada olduğunu, katılan mağdure ve tanık ..."ın dost hayatı yaşadıklarını, katılan mağdurenin küçük yaşta olması nedeniyle tanık ..."a ""Bu kızı gönder başına bela olur."" dediğini, onun da ""Kızı seviyorum, o da beni seviyor."" diye cevap verdiğini, katılan mağdurenin iddialarını kabul etmediğini,
    Mahkemede 12.04.2016 tarihinde; zaman zaman kendilerinin oturduğu mahalleye gelmesi nedeniyle katılan mağdureyle tanıştığını, tanık ..."ın evine katılan mağdureyi kendisinin götürmediğini, tanık ..."ı başına bir şey gelebileceği yönünde uyardığını, üç dört kişi olduklarını, katılan mağdureyi tanık ..."la kendisinin tanıştırmadığını, sorulması üzerine; katılan mağdurenin anne ve babasının kim olduğunu bilmediğini, katılan mağdureyle tanık ..."ın evinde tanıştığını, tanık ..."ın telefonuna intihar edeceği yönünde mesaj gönderdiğini, onu intihardan vazgeçirmek için evine gittiğini, katılan mağdurenin gerçekte kaç yaşında olduğunu bilmediğini, ancak on beş on altı yaşlarında gösterdiğini, katılan mağdurenin yaşının küçük olabileceğini tahmin ederek tanık ..."a katılan mağdureyi göndermesini söylediğini, katılan mağdureyle birlikte tanık ..."ın evinde kalmadığını, onunla cinsel ilişkiye girmediğini, tanık ... ile aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını, tanık ..."ın suçunu hafifletmek için kendisine suç ortağı aradığını,
    Savunmuştur.
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun suç tarihinde yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun"un 59. maddesi ile değişik "Çocukların cinsel istismarı" başlığını taşıyan 103. maddesi;
    "(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
    a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
    b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
    anlaşılır.
    (2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
    (3) Suçun;
    a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
    b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
    c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
    d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
    e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
    işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
    (4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
    (5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
    (6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur" şeklinde düzenlenmiş iken,
    02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 13. maddesi ile;
    "(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz.
    Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
    a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
    b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
    anlaşılır.
    (2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
    (3) Suçun;
    a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
    b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
    c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
    d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
    e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
    işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
    (4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
    (5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
    (6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur" biçiminde yeniden düzenlenmiştir.
    Görüldüğü gibi 103. maddede çocuğun cinsel istismarı tanımlamış olup, birinci fıkraya göre cinsel istismar deyiminden; onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış ile diğer çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen bir başka nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar anlaşılmaktadır.
    Maddenin ilk fıkrasında çocuğun cinsel istismarı suçunun temel şekli, ikinci fıkrasında ise cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır.
    Maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen nitelikli hâldeki maddi unsur, vücuda organ ya da sair bir cisim sokulması olup, failin kastının da bu tür bir eylemin gerçekleştirilmesine yönelik olması gerekmektedir. Suçun temel şeklinin aksine, ikinci fıkrada tanımlanan nitelikli hâlinin oluşabilmesi için eylemin cinsel arzularının tatmini amacına yönelik olması şart değildir.
    5237 sayılı TCK’nın "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" başlıklı 109. maddesi ise;
    "(1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
    (2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
    (3) Bu suçun;
    a) Silahla,
    b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
    c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
    d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
    e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
    f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
    İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat arttırılır.
    (4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
    (5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
    (6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir.
    Maddenin birinci fıkrasında; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında; suçun cebir, tehdit veya hile ile işlenmesi ve üçüncü fıkrasında ise; altı bent hâlinde, suçun silahla, birden fazla kişi ile birlikte, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanmak suretiyle, üstsoy, altsoy veya eşe karşı, çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi nitelikli hâller olarak yaptırıma bağlanmış, dördüncü fıkrasında; suçun netice sebebiyle ağırlaşmış hâline, beşinci fıkrasında; cinsel amaçla işlenen özgürlüğü kısıtlama suçuna yer verilmiş, altıncı fıkrasında ise; suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun sonucu itibarıyla ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca bu suça ilişkin hükümlerin de uygulanacağı belirtilmiştir.
    Hile, söz, hareket veya diğer davranışlarla bir kişinin bilerek aldatılması ve yanıltılmasıdır. Hile ile kendisinde yanlış düşünce uyandırılan kişi belli bir davranışa sürüklenmekte ve buna zorlanmaktadır. Hilenin alıkoyma veya kaçırmaya yönelik olması gerekir. Ayrıca hile aldatıcı nitelikte de olmalıdır. Vaat ile hile birbirine karıştırılmamalıdır. Ancak mağdurun yaşı, tecrübesizliği, içinde bulunduğu korku ve endişe hâli gibi nedenlerle esasen hür iradesi ile kabul etmeyeceği bir hususun vaat edilerek iradesinin kırılması durumunda hilenin varlığı kabul edilmelidir. Bu nedenle bir şeyin hile olup olmadığı her somut olaydaki koşullara göre değerlendirilmeli ve failin kandırılarak direncinin kırılıp kırılmadığı belirlenip sonuca ulaşılmalıdır.
    Bu suç ile cezalandırılmak istenen husus, bireylerin hareket özgürlüğünün hukuka aykırı biçimde kaldırılması veya sınırlanmasıdır. Nitekim bu husus madde gerekçesinde; "Bu suç ile korunan hukuki değer, kişilerin kendi arzusu ve iradesi çerçevesinde hareket edebilme hürriyetidir" şeklinde belirtilmiştir. Suçun maddi unsuru, kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasıdır. Bu fiil, failin doğrudan doğruya veya dolaylı hareketleriyle ve çeşitli araçlar kullanılarak gerçekleştirilebileceği gibi serbest hareketli bir suç olduğundan, bir yere gitme veya bir yerde kalma özgürlüğünün kaldırılması neticesini doğurabilecek her türlü hareket ile işlenebilecektir. Maddede sadece "bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakmak" tan söz edilmiş, fiilin işleniş şekli, yeri, zamanı ve süresi konusundilmiş, fiilin işleniş şekli, yeri, zamanı ve süresi konusunda bir sınırlama getirilmemiştir. Bu nedenle suç, mağdurun bir yere gitme veya kalma özgürlügünün ihlal edilmesi sonucunun doğması kaydıyla, her zaman her yerde işlenebilir. Fiilin herkesin girebileceği bir yerde, özel, kapalı veya açık alanda gerçekleştirilmesinin yahut uzun veya kısa süreli olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Suçun oluşması için mutlaka mağdurun bir yere kapatılmış olması gerekmemekte, aleni bir yerde tutma veya böyle bir yere götürme hâlinde dahi diğer unsurların da varlığıyla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu oluşacaktır. Kesintisiz bir suç olması sebebiyle suçun tamamlanma ve bitme zamanları farklı olabilmektedir. Mağdurun hürriyetinin kısıtlanması ile suç tamamlanır, ancak sona ermez. Mağdurun tekrar hürriyetine kavuştuğu an ise suçun sona erme zamanıdır. Suç tamamlandıktan sonra kısa sürede sona erdirilebileceği gibi, günlerce de sürdürülebilir. Öte yandan özgürlükten yoksun bırakma kavramı, anlık olmayan bir süreyi zorunlu olarak içerdiğinden, suçun tamamlanması için fiil ile sonucun hukuken kabul edilebilecek bir süre devam etmesi gerekmektedir. Sürenin çok kısa olup olmadığı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma niteliği taşıyıp taşımadığı, hareketin ağırlığı, önemi ve ciddiyeti ile birlikte hâkim tarafından değerlendirilip belirlenecektir. Sonuç ise, mağdurun bir yere gitme ya da bir yerde kalma özgürlüğünün kaldırılması biçiminde ortaya çıkmaktadır.
    Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun manevi unsuru, failin, mağduru kişisel özgürlüğünden yoksun bırakmaya yönelik hareketleri gerçekleştirmeyi istemesi ve bilmesi, yani genel kasttır. Kanun"un metninden de anlaşılacağı üzere, suçun temel şeklinin oluşumu için saik (özel kast) aranmamıştır. Bu görüş öğretide (Erman-Özek, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, İst-1994, s.130, Ayhan Önder, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 4. Bası, İst-1994, s.31; Durmuş Tezcan-M. Ruhan Erdem-Murat Önok, Teorik-Pratik Ceza Hukuku, Ankara-2008, s.363 vd.; Recep Gülşen, Hürriyeti Tahdit Suçları, Ankara-2002, s.87.) ve yargısal kararlarda da (CGK’nın 29.06.2010 tarih ve 110-161, 23.01.2007 tarih ve 275-9, 03.12.2002 tarih ve 288-419 sayılı kararları) benimsenmiştir.
    Hürriyetten yoksun kılma süresi konusunda öğretide de; "Türk Hukukunda kişiyi hürriyetinden yoksun kılmanın süresinin kısa veya uzun olmasının suça etkisi yoktur. Mağdurun bir yere gitmek veya bir yerde kalmak serbestisi ortadan kaldırıldığında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu oluşur. Bununla birlikte failin gerçekleştirdiği eylemin belirli bir önemi olması gerekir. Nitekim birini bir an için tutma bu suçu oluşturmaz. Engellemenin suçu oluşturacak ağırlıkta olup olmadığını somut olayın durumuna göre hâkim takdir eder." şeklinde görüşlere yer verilmiştir (... Emin Artuk-Ahmet Gökcen, Ceza Hukuku Özel Hükümler, 18. Baskı, Ankara, 2019, s.425.).
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Kayden 08.06.2001 doğumlu katılan mağdurenin 21.12.2014 tarihinde evden kaçtığı, tanık..."un 01.01.2015 tarihinde katılan mağdureyi telefonla aradığı, ardından da ... isimli pastanede buluşup bir süre konuştukları, daha sonra katılan mağdurenin oradan ayrıldığı, ertesi gün tanık ...ile katılan mağdurenin aynı yerde tekrar buluştukları, bu defa yanlarında tanık ..."ın da bulunduğu, tanık..."un katılan mağdureyle buluşacağını katılan mağdurenin annesi olan katılan ..."e haber verdiği, ..."in de durumu kolluk birimlerine intikal ettirmesi üzerine, kolluk görevlilerince söz konusu pastanede katılan mağdure ile tanıklar ...ve ..."ın bulundukları, mağdurenin savcılıkta alınan 03.01.2015 tarihli ifadesinde tanık ... ile arkadaşı olan...vasıtasıyla tanıştığını, 31 Aralık"ta yılbaşını kutlamak için tanık ..."ı telefonla aradığını ve onun evine gittiğini, tanık ..."la rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini, daha önce... isimli kişiyle cinsel ilişkiye girdiğini, ... isimli birisiyle de lezbiyen ilişki yaşadığını ifade ettiği, tanık ..."ın kendisi hakkında yürütülen soruşturma dosyasında kollukta ve savcılıkta, katılan mağdurenin kendisini araması üzerine onunla parkta buluşup kendisinin evine gittiklerini, katılan mağdureyle cinsel ilişkiye girdiklerini belirttiği, tanık ... hakkında katılan mağdureye yönelik gerçekleştirdiği eylemlerden ötürü kamu davası açıldığı, tanık ..."ın müdafisi tarafından bu dosyaya sunulan 04.02.2015 tarihli dilekçede katılan mağdureyi tanık ..."ın evine sanık ..."ın, yanında kız arkadaşının olduğunu evinde kalıp kalamayacaklarını sorarak götürdüğü, sanık ..."ın da bu evde dokuz on gün süreyle katılan mağdureyle birlikte kaldığı, katılan mağdureyle sanık ..."in cinsel ilişki yaşadıkları, tanık ..."ın katılan mağdurenin ""Başkalarının da başı yanmasın."" şeklindeki yönlendirmesi ve o günkü koşullar nedeniyle olayı bu şekilde anlatamadığı hususlarının belirtildiği, tanık ... hakkında yapılan yargılamanın 05.02.2015 tarihli ilk oturumunda tanık ..."ın katılan mağdureyi kendisinin yanına sanığın getirdiğini, yaklaşık 10 gün süreyle sanık ... katılan mağdurenin kendisinin evinde kaldıklarını, ayrı odada yattıklarını, onuncu günün sonunda sanığın evden ayrıldığını, katılan mağdurenin yönlendirmesiyle başkalarının başı yanmasın diye daha önce o şekilde ifade verdiğini beyan ettiği, katılan mağdurenin de aynı oturumda ... isimli bir arkadaşı vasıtasıyla sanıkla tanıştığını, kendisini tanık ..."ın evine sanığın götürdüğünü, sanık ile birlikte tanık ..."ın evinde on gün birlikte kaldıklarını, bu süreçte sanıkla bir kez cinsel ilişkiye girdiklerini, olayın bu aşamaya kadar geleceğini düşünemediğini, hatta kendisinin telkini üzerine tanık ..."ın ilk ifadelerinde sanığın ismini vermediğini ifade ettiği, aynı oturumda katılan ..."in olaydan sonra katılan mağdureyle görüştüğünde o eve sanık tarafından götürüldüğünü kendisine anlattığını belirttiği, bu beyanlar sonrası Mahkemece sanık ... hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine sanık hakkındaki soruşturmanın başladığı, sanık hakkında yürütülen dosyada katılan mağdurenin savcılıkta ve mahkemede tanık ..."ın evinde sanıkla on gün birlikte kaldıklarını ve sanıkla cinsel ilişkiye girdiklerini tekrar ettiği, tanık ..."ın da bu dosyada daha önceki kendi yargılamasında mahkemede vermiş olduğu ifade gibi katılan mağdureyi kendisinin evine sanığın getirdiğini ve evde on gün kaldığını beyan ettiği, tanık..."un katılan mağdureyle pastanede buluştuklarında katılan mağdurenin kendisine madde bağımlısı olduğunu, damardan uyuşturucu aldığını, tanık ..."ın evinde kendi isteğiyle on üç gün birlikte kaldıklarını, tanıkla kendi isteğiyle cinsel ilişkiye girdiğini, uyuşturucu kullandıklarını anlatığını, katılan mağdureyi o eve kimin götürdüğünü bilmediğini beyan ettiği, tanık..."in, sanık, tanık ... ve katılan mağdurenin parkta bir araya geldiklerini, kendisinin de yanlarında olduğunu, daha sonra üçünün birlikte tanık ..."ın evine gittiklerini, ardından sanığın bu evden ayrıldığını, sonraki günlerde gece gündüz kendisinin yanında olan sanığın tanık ..."ın evine gitmediğini, sanığın katılan mağdureyle ilişkiye girmediğini beyan ettiği, tanık ..."in de tanık... ve sanıkla birlikte parkta otururlarken tanık ..."ın katılan mağdureyle birlikte yanlarına geldiğini, tanık ..."ın katılan mağdurenin sevgilisi olduğunu söylediğini, aynı günün akşamı sanıkla birlikte tanık ..."ın evine gittiklerini, sanığın evdeyken tanık ..."a katılan mağdureyi daha önceden değişik kişiler ile gezerken gördüğünü, başına bela olabileceğini, bu nedenle evden göndermesini söylediğini, akabinde sanıkla birlikte evden ayrıldıklarını ifade ettiği, sanığın ise tanık ..."ın evine gittiğinde katılan mağdureyi gördüğünü, tanık ... ile katılan mağdurenin dost hayatı yaşadıklarını, katılan mağdureyi göndermesi konusunda tanık ..."ı uyardığını, katılan mağdureyle birlikte tanık ..."ın evinde kalmadığını, onunla cinsel ilişkiye girmediğini, tanık ... ile aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını, tanık ..."ın suçunu hafifletmek için kendisine suç ortağı aradığını savunduğu anlaşılan dosyada;
    Kolluk görevlilerince katılan mağdurenin pastanede bulunması üzerine alınan ifadelerde tanık ... ve katılan mağdure tarafından sanık hakkında bir beyanda bulunulmamış ise de tanık ..."ın kendisi hakkında yapılan yargılamada katılan mağdureyi evine sanığın getirdiğini ve katılan mağdurenin telkiniyle ilk ifadede sanıktan bahsetmediğini açıklaması, katılan mağdure tarafından bu beyanın doğrulanarak tanık ..."a kendisinin bu yönde ifade vermesini söylediğini belirtmesi, bu yönde geç intikalin nedeninin birbirine uyumlu beyanlarla izah edilmesi, katılan mağdurenin daha sonra alınan tüm ifadelerinde istikrarlı olarak tanık ..."ın evinde sanıkla birlikte on gün kaldıklarını ve rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini beyan etmesi, katılan mağdure ve tanık ..."ın sanığa iftira etmelerini gerektirir bir husumetin bulunmaması, keza sanığın da kendisi hakkında iddiada bulunan tanık ... ile aralarında husumet bulunmadığını belirtmesi, katılan ..."in olaydan sonra katılan mağdureyle konuştuğunda tanık ..."ın evine kendisini sanık ..."in götürdüğünü anlattığını beyan etmesi, sanığın kollukta katılan mağdureyi tanık ..."ın yanında görüp tanıdığını, mahkemede ise zaman zaman kendilerinin oturduğu mahalleye gelmesi nedeniyle onu tanıdığını belirten savunmalarının çelişki gösterip suçtan kurtulmaya yönelik olduğunun anlaşılması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın olay tarihinde evden kaçan on beş yaşından küçük katılan mağdureyi tanık ..."ın evine götürdüğü, burada on gün süreyle birlikte kalıp onunla bir kez cinsel ilişkiye girdiği ve bu şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediğinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde sabit olduğu kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; "Sanığa atılı suçların sabit olmadığı" düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 11.06.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi