13. Hukuk Dairesi 2012/21133 E. , 2013/2540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirket tarafından Kara Kuvvetleri Komutanlığı ... Askeri Veteriner Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığına 15 Mayıs 2005-14 Mayıs 2006 tarihleri arasında bir yıl süreyle hazır sıcak yemek hizmeti verildiğini, ancak davalı şirket çalışanlarınca ... ve davalı şirket aleyhine işçilik haklarına dair yürüttükleri takip sonucu ... 8. İcra Müd.nün 2009/1510 esas sayılı icra dosyasına 4.517,48 TL., Gemlik İcra Müd.nün 2008/307 esas sayılı icra dosyasına 1574,49 TL.,2008/306 sayılı icra dosyasına 1.617,57 TL. ödeme yapıldığını, İdare ile davalı şirket arasında imzalanan 04/05/2005 tarihli Hazır Yemek Hizmeti Sözleşmesi ve eki Genel Şartname hükümlerine göre çalışacak işçilerin İş Kanunu ve diğer kanunlara göre bütün sosyal hakları ile bütün sorumluluklarının yüklenici firmaya ait olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile toplam 7.709,54 TL.nin 28.04.2010 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; Davacı ile hizmet alımları Tip sözleşmesini imzalayarak taşeron olarak çalıştığını, gerçek anlamda asıl işveren- alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini, rücu davasının haksız ve hukuki dayanağının olmadığını, hizmet alım sözleşmesinin hiçbir yerinde çalışan personelin ihbar, kıdem, yıllık izin gibi haklarının şirket tarafından ödeneceği şeklinde hüküm bulunmadığını, işçilik alacaklarının tümünden şirketin sorumlu tutulmasının yasaya aykırı olduğunu, müştereken sorumlu olduklarını, şirketin sadece kendi dönemi ile sorumlu olacağını belirterek davanın husumet noksanlığından reddine, aksi halde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle Davanın kabulü ile 7.709,54 TL. nin 28/04/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, yemek hizmeti ihalesinin davalı tarafça üstlenildiğini, ihale şartnamesine göre, davalı yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin iş hukukundan doğan her türlü işçilik hakları ile ilgili tazminatlarından sorumlu olduklarını ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, dava dışı işçinin işçilik tazminatlarının tahsili için yürüttüğü icra takibi sonunda davacı tarafından 7.709,54 TL ödendiği ihtilafsızdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Bu cümleden olarak, davacı ile davalılar arasında düzenlenen sözleşmenin 23.maddesinde; yüklenicinin çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarının ilgili mevzuatın emredici hükümleri ile genel şartnamenin 6.bölümünde düzenlenmiş olduğu yüklenicinin bunlara aynen uymakla yükümlü olduğu belirtilmiş ise de, Genel Şartnamenin 6.bölümünde dava konusu ile ilgili bir hüküm bulunmadığı yalnızca personel başlıklı C.bendinin 12.maddesinde “Hizmet İşleri Genel Şartnamesi 11.madde hükümleri dışında firma ile çalışanları arasında herhangi bir sorun meydana geldiğinde idarenin taraf olmayacağı” belirtilmekle yetinilmiştir. Sözleşmelerin diğer hükümleri incelendiğinde, davacı Bakanlığın çalıştırılacak işçiler ile ilgili işe başlama, çalışma koşulları, denetleme, mali haklarının ödenmesi ile ilgili denetim ve kontrolün tamamen elinde bulundurduğu ancak taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, işçilerin iş akitlerinden doğacak tazminattan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenlemenin bulunmadığı görülmektedir. Dairemizce aynı nitelikteki sözleşmeden kaynaklanan ve işçilerin iş mahkemesinde açtığı benzeri davalarda, işveren kurum ile yükleniciler arasında sözleşmelerin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmayıp davalı işverenlerinde kendi dönemiyle sınırlı olmak kaydıyla ½ oranında sorumlu olacağı yönünde benzeri kararlar derecattan geçerek kesinleşmiştir. Hal böyle olunca tacir olan davalının çalıştırdıkları işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat haklarından sorumlu olacaklarını bilebilecek durumda oldukları ancak, davacı Bakanlığın da asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, davalının bu ilkeler çerçevesinde sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken, aksi düşüncelerle dava dışı işçiye ödenen tazminat miktarının tamamının davalıya rücu edilebileceği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, (2) bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 21.15 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 6.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.