16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/12279 Karar No: 2015/13431 Karar Tarihi: 16.11.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/12279 Esas 2015/13431 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/12279 E. , 2015/13431 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ...Mahallesi çalışma alanında bulunan 301 ada 8 parsel sayılı 214,88 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın üzerindeki bir katlı kargir ev ile birlikte 1990 yılından beri ..."in kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki "iş bu taşınmaz bahçe ve üzerindeki bir katlı kargir ev 1990 yılından beri ... evladı ..."in fiili kullanımındadır" şeklindeki beyanın "iş bu parsel 1990 yılından beri ..."ın kullanımındadır" şeklinde düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacı tarafından 1991 yılında satın alınarak aynı yıl emlak vergilerinin ödendiği, davalının ise nasıl edindiğini kanıtlayamadığı gibi ilk emlak vergisini de 2004 yılında ödediği gerekçe gösterilerek davanın kabulüne dair hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı, çekişmeli taşınmazı 1991 yılında dava dışı önceki kullanıcısından satın aldığı ve o tarihten beri kendi kullanımında olduğu iddiası ile dava açarak, kullanıcı olduğunun beyanlar hanesine şerhini istemiştir. Davalı ise, çekişmeli taşınmazın bitişikteki 7 parsel ile birlikte 1990 yılından beri kullanımında olduğunu, önceleri bahçe olarak kullanmakta iken 2008 yılında taşınmaz üzerindeki evi yaptığını savunmuştur. 3402 sayılı Yasa"nın Ek-4. maddesi, “6831 sayılı Yasa"nın 20.6.1973 tarihli Kanunla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanun"un 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir" hükmünü taşımaktadır. Bu maddeye dayanılarak açılacak davaların kabul edilebilmesi için, davacı tarafın tespit tarihi itibarıyla taşınmazda fiili kullanımı olduğunu kanıtlaması zorunludur. Bu bağlamda, emlak kayıtları tek başına fiili kullanımı kanıtlamaya yeterli değildir. Keşif anında alınan beyanlara göre, çekişmeli taşınmazın davalının kullanımında olduğu ise sabittir. Hal böyle olunca; mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.