8. Hukuk Dairesi 2019/3103 E. , 2019/5916 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı 01.12.2016 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 20.01.2017 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 2017 yılı Ocak ayı kira alacağı 11.000,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 05.04.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 10.04.2017 tarihli itiraz dilekçesinde, yetkili icra dairelerinin Büyükçekmece icra daireleri olduğunu, bu nedenle Bursa İcra Müdürlüğünde yapılan icra takibine yetki yönünden itiraz ettiklerini, ayrıca şirketlerinin alacaklıya ödeme emrinde belirtilen türde ve miktarda herhangi bir borcunun bulunmadığını, muaccel halde getirilmemiş ve temerrüde düşürülmeyen bir borç için faiz yürütülmesinin haksız olduğunu, bildirerek asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, takip dayanağı taraflar arasında imzalanan 13/11/2016 tarihli kira sözleşmesinin 15. maddesinde taşınmazdaki eksikliklerin giderilmesiyle kiralayana teslim edileceğinin şarta bağlandığının görüldüğü, bu durumda da ispat yükünün takip alacaklısına düşmekte olduğu, aksi halde davanın reddi gerekeceği, davacının haklı olduğunu mecuru eksiksiz ve tam olarak sözleşmeye uygun şekilde teslim ettiğine dair belge sunarak ispatlayabileceği, davacı tarafından sözleşmeye atfen veya mecurun teslimine ilişkin dosyaya belge ibraz edilmediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, sözleşmenin özel şartlar 15. maddesinde kullanıma hazır olarak kiralayan tarafından teslim edileceğinin belirtildiği, taraflar arasında kira sözleşmesinin imzalanması ile kira ilişkisinin başladığı, davalı kiracı tarafından 23/12/2016 tarihinde çekilen ihtarla sözleşmede belirtildiği gibi eksikliklerin tamamlanmadığı ve mecurun kendisine teslim edilmediği, ilk kira bedelinin iyiniyet içerisinde ödendiği, ancak yerin 31/12/2016 tarihine kadar tamamlanması ve teslimi için süre verildiği, mecurun teslimine ilişkin tutanak bulunmadığı, davacı kiraya verenin mecuru kiracıya teslim etme ve sözleşmeye uygun kullanıma hazır bulundurma borcu olduğu, taraflar arasındaki sözleşme gereğince mecurun usulünce davalıya tesliminin ispat külfetinin davacı kiraya veren tarafından yerine getirilemediğinin anlaşıldığı, incelenen mahkeme kararının HMK"nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.
1. Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere ve davanın, ödeme emrinin tebliğinden itibaren otuz günlük yasal süre dolmadan açıldığının anlaşılmasına göre temyiz eden davacı tarafın tahliyeye yönelik temyiz itirazları ile aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacının alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince;
İcra takibinde ve davada dayanılan, karara esas alınan 01.12.2016 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık kiralananın davalı borçluya teslim edilip edilmediğine ilişkindir. Davalı borçlu takibe itirazında, şirketlerinin alacaklıya ödeme emrinde belirtilen türde ve miktarda herhangi bir borcunun bulunmadığını bildirerek borca itiraz etmiştir. Kural olarak bir davada davacı ve davalı iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. İİK"nin 269/2.maddesi uyarınca borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ilişkin mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılır. Davalı borçlu itirazında icra takibinin dayanağı olarak gösterilen adi yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açıkça inkar etmediğinden kira ilişkisinin varlığı kesinleşmiştir. Kira sözleşmesi 13.11.2016 tarihinde tanzim edilmiş olup, sözleşmenin başlangıcı 01.12.2016 tarihi olarak kararlaştırılmıştır. Kira sözleşmesi ile 5 ayrı bağımsız bölümü olan kiralananın sadece 1.100 m2 kapalı alan ve bahçe kısmı fabrika olarak kullanılmak üzere kiraya verilmiş olup, yine kira sözleşmesinin özel şartlar 15. maddesi ile, “Kiralayan, kiralanan ofis bölümünü kapıları takılmış, elektrik tesisatı yapılmış, alçıpan asma tavan ve aydınlatma işleri yapılmış, zemin seramik ve kısmi parke kaplanmış, tavan işleri yapılmış, aydınlatma armatürleri takılmış, sıhhi tesisatı yapılmış, pvc doğrama işleri yapılmış, merdivenleri mermer kaplanmış bir şekilde kullanıma hazır olarak teslim edecektir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Söz konusu bu düzenleme ile kiralananın yalnızca ofis bölümündeki bazı eksikliklerden bahsolunmuş ve bu eksikliklerin tamamlanarak teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmede kiralananla birlikte teslim edilen demirbaşlar, kampanzasyon panosu ve trafo dahil, idari bölümü tamamlanmış sıfır fabrika olarak bildirilmiştir. Davalı tarafça 01.12.2016 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin imzalandığı kabul edildiğine ve ortada yazılı bir kira sözleşmesi bulunduğuna göre, kiralananın kira sözleşmesinin imzalanması ile davalı kiracıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. Bu durumda kiralananın teslim edilmediğini veya usulüne uygun olarak tahliye edildiğini ispat külfeti davalı kiracı tarafta olup, davalı kiracı kiralananın kendisine teslim edilmediği iddiasını aynı kuvvette kesin delille kanıtlamak zorundadır. Öte yandan, davalı borçlu kiracı tarafından ilk ay kirası olan 2016 yılı Aralık ayı kirasının ödendiği hususunda da ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı borçlu tarafından davacı alacaklıya gönderilen 23.12.2016 tarihli ihtar ile, kiralananın kira sözleşmesinin 15.maddesi gereğince tüm eksiklikleri tamamlanarak taraflarına teslim edilmediği, söz konusu ihtarname ile bu eksikliklerin en geç 31.12.2016 tarihine kadar tamamlanması, aksi halde sözleşmenin tek taraflı fesih olunacağı bildirilmiş ise de, dosya kapsamında sözleşmenin fesih edildiğine dair bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi, davalı borçlu tarafça gönderilen bu ihtar ispat yükünün tarafını değiştirmeyecektir. Davalı tarafça kiralananın teslim edilmediği ya da takibe konu kira borcunun ödendiği yazılı delillerle kanıtlanamamıştır. Bu durumda mahkemece davalının itirazının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nin 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda (2) nolu bentte belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.