20. Hukuk Dairesi 2013/7985 E. , 2014/2060 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2012
NUMARASI : 2011/162 - 2012/398
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri .. Köyü 598 sayılı parselin bitişiğinde bulunan 600 m² civarındaki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemişlerdir.
Davalı Hazine, davanın reddi ile taşınmazın M.K."nun 713/6. maddesi gereğince Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporlarında (A), (B), (C) ve (D) harfleriyle gösterilen bölümlerin 30/04/2010 gün 2004/1 E.-2010/1 K. sayılı İBK ve 27/01/2009 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 5831 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanununa eklenen ek 10. madde gereğince maki tesbit komisyonlarınca tesbit edilen yerlerde tesbit tarihinden itibaren imar ve ihya ile zilyetlik yoluyla kazanılmasına olanak bulunmadığı, (C) ve (D) harfleriyle gösterilen bölümlerinde ayrıca da imar ve ihya ile zilyetlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, Hazinenin karşı tescil talebinin kabulüne ve fen bilirkişileri M.. Ü.. ve T.. Ç.. tarafından düzenlenen 21.05.2012 tarihli raporda (A)=54,27 m², (B)=77,47 m², (C)=117,82 m² ve (D)=28,57 m² yüzölçümlü alanların arsa niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, arazi kadastrosunda tapulama harici bırakılmış taşınmazın, imar ve ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince tapuya tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu .. Köyünde (beldesinde) 3116 sayılı Kanuna göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidi, daha sonra 1976 yılında yapılıp, ekip çalışmaları 23.04.1977, komisyonun itirazların incelenmesine ilişkin çalışmaları da 13.04.1982 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1987 yılında yapılıp dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2896 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
.. Köyünde genel arazi kadastrosu 1956 yılında yapılmış; çekişmeli taşınmaz, bu işlemde öz ve çalılık olarak tapulama dışı bırakılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın makiye ayrılan sahada kaldığından 30.04.2010 tarih 2004/1-1 sayılı Y.İ.B.B.G.K. gereğince zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemede, çekişmeli taşınmazın 1942 yılında yapılan orman tahdidi dışında bırakıldığı ve 1952 yılında makiye tefrik edilen alanda kaldığının belirlendiği, davanın özelliği nedeniyle maki tesbit komisyonlarının yaptıkları işlemlerin niteliğinin belirlenmesinin zorunlu olduğu, 22.03.1996 tarih 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile 5653 sayılı Kanunla değişik 3116 sayılı Kanunun 1/e maddesi uyarınca kurulan maki tespit komisyonlarının kanunî ve yaptıkları işlemlerin de geçerli olduğu ve makiye ayrılan yerlerde özel kanunlar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceğinin kabul edildiği, gerek Hukuk Genel Kurulunun gerekse ilgili Yargıtay Dairelerinin kararlıkla sürdürdükleri içtihatlarına göre, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan her türlü kayıt ve belgeler ile mahkeme ilâmları kanunî değerlerini yitirirler. Makiye ayrılan yerlerle özel kanunlar uyarınca oluşturulan tapulardan başka tapulara değer verilemeyeceği (HGK"nun 27.02.2002/1-19 E.-97 K.). İçtihadı Birleştirme Kararı ile maki tesbit komisyonunca makilik alan olarak belirlenen alanlarda özel kanunlar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceği kabul edildiği ve İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde açıkça maki komisyonlarınca yapılan işlerin sadece nitelik belirleme olup, orman dışına çıkarma işlemi olmadığı, tahdidin kesinleşmesiyle orman olarak tapuya kayıt edilecek taşınmazın, makiye ayrılmakla tapusuz hale dönüşmeyeceğinin vurgulandığı, 30.04.2010 gün ve 2004/1- 2010/1 sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı ise, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tesbit niteliği taşıdığının, teknik ve hukukî anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığının, 27/01/2009 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 5831 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanununa eklenen Ek 10. madde hükmünün maki tesbit komisyonlarınca 5653 sayılı Kanun uyarınca maki olarak tesbit edilen yerlere de uygulanması gerektiğinin ve bunun sonucu olarak bu yerlerin tesbit tarihinden itibaren imar ve ihya ile zilyetlik yoluyla kazanılmasına olanak bulunmadığının kabul edildiği vurgulandığından, orman tahdidi kapsamı dışında bulunan taşınmazlarda 22.03.1996 tarih 5/1 sayılı ve 30.04.2010 gün ve 2004/1- 2010/1 sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararlarının uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
O halde; mahkemece, davanın esasına ilişkin karar verilmesi gerekirken 30.04.2010 gün ve 2004/1- 2010/1 sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı ve 6831 sayılı Orman Kanuna 5831 sayılı Kanunun 5. maddesi ile eklenen ek 10. madde hükmünün yanlış yorumlanması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişiler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.