11. Ceza Dairesi 2017/14681 E. , 2020/2640 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenlemek, defter ve belgeleri gizleme
HÜKÜM : Defter ve belgeleri gizleme suçundan;
Sanık ... hakkında: Beraat.
Sanık ... hakkında: Mahkumiyet
Sahte belge düzenlemek suçundan;
Her iki sanık hakkında: Mahkumiyet
I-Katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yokluğunda verilip 23.06.2017 tarihinde usulünce tebliğ olunan hükmü, 19.07.2017 havale tarihli dilekçesi ile bir haftalık yasal süreden sonra temyiz ettiği anlaşıldığından, katılan vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanıklar hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan ve sanık ... hakkında defter ve belgeleri gizleme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıkların temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
1- 213 sayılı VUK’nin 367. maddesi uyarınca kovuşturma şartı olan Vergi Dairesi Başkanlığı mütalaası ve dayanağı olan vergi suçu raporu ile eklerinin "2008 takvim yılında sahte fatura kullanma" suçuna ilişkin olduğu ve yalnızca sanık ... hakkında verildiği, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 30.12.2013 tarih ve 2013/23026 esas sayılı iddianamesi ile mütalaaya aykırı olarak sanıklar hakkında “sahte fatura düzenlemek” suçundan kamu davası açıldığı, ancak bu suçla ilgili verilen mütalaa bulunmadığı, sahte belge düzenleme ve sahte belge kullanma eylemlerinin birbirinden bağımsız ve ayrı suçları oluşturduğu ve birbirine dönüşmeyeceği dikkate alınarak; iddianameye konu olan sahte fatura düzenleme suçu yönünden 213 sayılı VUK"nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceğinin Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması, verilmeyeceğinin anlaşılması durumunda davanın düşmesine karar verilmesi gerekeceği gözetilmeden yargılamaya devamla sanıklar hakkında mahkumiyet hükümleri kurulması,
2- Sanık ... hakkında defter ve belgeleri gizleme suçundan açılan kamu davasında; sanığın şirket işleri ile kardeşi ...’ın ilgilendiğini, defter ve belgelerin de onda olduğunu beyan etmesi, tanık olarak beyanı alınan şirketin muhasebecisi Barış Doğan’ın da şirket işleri ile ...’ın ilgilendiğini söylemesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, sanıkla diğer ortak ... arasında şirket işleyişine ilişkin iş bölümü yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmadığının anlaşılması halinde şirket işleri ile fiilen kimin ilgilendiğinin tespit edilmeye çalışılmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi,
3- Kabule göre de;
a) 5271 sayılı CMK"nin 5728 sayılı Kanun ile değişik 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, bir tehlike suçu olan defter ve belge gizleme suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunmadığı gibi adli sicil kaydına göre engel mahkûmiyeti olmayıp, hakkında takdiri indirim maddesi uygulanarak cezası ertelenen sanık hakkında, “zararın giderilmediği ve bir daha suç işlemekten çekineceğine dair mahkememizde yeterli kanaat oluşmadığından” şeklindeki yasal olmayan ve çelişkili gerekçe ile sanık ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b) Defter ve belge isteme yazısının 10.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği ve ibraz için 15 günlük süre verildiği, bu nedenle suç tarihi olan “26.10.2013” tarihinin gerekçeli karar başlığına yazılmaması,
c) Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun, sanığın kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından uygulanamayacağının gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan kurulan hükümlerin sair yönleri incelenmeden, defter ve belgeleri gizleme suçunun ise bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
02.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
A.G