14. Hukuk Dairesi 2020/2245 E. , 2020/7923 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 17.04.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.10.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 25.06.2006 tarihinde vefat eden muris ..."ın terekesinin borca batık olduğunu beyanla mirasın hükmen reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 19.01.2017 tarihli 2015/18137 Esas, 2017/369 Karar sayılı ilamıyla "..Murisin aktif malvarlığı araştırmasının ölüm tarihi itibariyle yapılmaması, muris adına kayıtlı araç bulunup bulunmadığının sorulmaması, murisin ..."ne olan borcunun kaynağının ve ölüm tarihi itibariyle miktarının sorulmaması, murise ait tapu kayıtlarındaki vergi borcundan kaynaklı hacizlerin hangi vergi dairesi tarafından konulduğunun, devam edip etmediğinin, devam ediyorsa vergi borcunun kaynağının ve ölüm tarihi itibariyle miktarının sorulmaması, mirasçıların mirası kabul anlamına gelebilecek davranışlarının araştırılmaması doğru görülmemiştir. Ayrıca davacıların verdiği vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından davacılar vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilip özel yetki içeren vekaletname verildiğinde yargılamaya devam olunarak bir hüküm kurulması gerekirken bu hususun da gözardı edilmesi yerinde değildir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak hüküm kurulmuş ise de bozma gereği yerine getirilmemiştir. Yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin murisin ölüm tarihi itibarıyla açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.
Somut olayda mahkemece; murise ait ... Köyü 77 ve 1378 parseller ile Bezirhane Köyü 78, 102, 189, 261, 336, 374, 399, 400, 452, 459, 600, 602 ve 604 parsel sayılı taşınmazlarda keşif yapılarak murisin ölüm tarihi itibariyle taşınmazların değerlerinin tespiti ile bu miktarın terekenin aktifine eklemek suretiyle terekenin borca batık olup olmadığı belirlenmeden hüküm kurulduğu görülmüştür.
Mahkemece belirtilen husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.