14. Hukuk Dairesi 2014/2571 E. , 2014/8987 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Almus Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2012/255-2013/176
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.10.2006 gününde verilen dilekçe ile taşınmaza ve suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı D.... Köyü, kadimden beri kullandıkları kendi sınırları içindeki yaylada bulunan kaynak suyunu davalı Ç.... Köyü"nün ihtiyacı olmadığı halde borularla götürdüğünü ayrıca kendi sınırları içindeki yaylayada çeşme ve misafirhane yapmak suretiyle müdahalede bulunduğunu belirterek davalının suya ve taşınmaza elatmasının önlenmesini ve yapıların kal"ini istemiştir.
Davalı Ç.... Köyü, dava konusu su ve yaylanın kendilerine ait olduğunu, ayrıca suyun kendi köylerine tahsis edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26.03.2012 günlü 2012/5272 Esas, 2012/7853 Karar sayılı ilamı ile özetle “...Dava konusu su, Tokat İl Özel İdaresinin 10.06.2006 tarih ve 154 sayılı kararı ile davalı Ç.... Köyüne üç yıllığına kiraya verilmiş, ancak, anılan işlemin iptali için açılan dava sonucunda Sivas İdare Mahkemesinin 09.07.2007 tarih ve 2006/3653-1075 sayılı kararı ile işlemin iptaline karar verilmiştir. Bunun üzerine aynı su Tokat İl Özel İdaresi tarafından 25 yıllığına davalı Ç.. K.. adına tahsis edilmiştir. Dava, Tokat ili, A.... ilçesine bağlı D.... (davacı) ve Ç... (davalı) Köyleri arasında Yanıkyayla mevkiinde bulunan Tektekne suyuna vaki müdahalenin önlenmesi ile davacı köye ait olduğu iddia edilen taşınmazlar ile yaylaya vaki müdahalenin önlenmesi olmak üzere iki farklı sebebe dayanmaktadır. Taşınmazlara vaki müdahalenin önlenmesi istemi yönünden;
Davalılardan Hazinenin, davacıya ait yaylaya ve taşınmazlara ne şekilde müdahale ettiğinin davacı tarafa HUMK’nın 75/2 (HMK’nın 31) madde hükmü gereği açıklattırılması gerekmektedir. Elatmanın önlenmesi istemi yönünden Hazinenin pasif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının öncelikle araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bundan ayrı olarakta; suya vaki müdahalenin önlenmesi davasında dava konusu suyun 3302 sayılı yasa kapsamında İl Özel İdaresince davacı köye tahsis edildiği ve bu durumda tahsis kararı idari yoldan ortadan kaldırılmadıkça davaya bakılamayacağının gözönünde bulundurulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı nitelendirme sonucu kaynakların davacı taşınmazında kaldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır” denilerek hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile davalı Ç... Köyünün dava konusu 107 ada 7 parsel sayılı taşınmaza elatmasının önlenmesine, davacı köyün dava konusu suya elatmanın önlenmesi talebinin reddine, davalı Hazine aleyhine açılan davanın ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Somut olayda; dava konusu suyun 3302 sayılı yasa kapsamında İl Özel İdaresinin 05.09.2006 tarihli kararı ile davalı köye tahsis edildiği, bu tahsis kararının iptali için davacı köy tarafından Tokat İdare Mahkemesi"nin 2013/175 Esas, 2013/216 Karar sayılı dosyasında açılan davanın reddine karar verldiği ancak kararın davacı köy tarafından temyiz edildiği ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece Tokat İdare Mahkemesinin 2013/175 Esas - 2013/216 Karar sayılı kararının kesinleşmesi beklenilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 03.07.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.