Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/698
Karar No: 2014/2023

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/698 Esas 2014/2023 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/698 E.  ,  2014/2023 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 26/03/2013
    NUMARASI : 2012/515-2013/776

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, 23.10.1947 tarih 52 ve 54 sıra nolu tapu kaydına ve zilyedliğe dayanarak yörede 2004 yılında ilk kez yapılan ve 01.12.2006 - 01.06.2007 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu sırasında .. Köyü, .. Y.. Mevkiindeki taşınmazının tamamının, orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu, bu yere ait sınırlamanın iptalini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne ve fen bilirkişisinin rapor ve krokisinde 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 noktalar ile sınırlandırılarak işaretlenen 674,14 m² yüzölçümlü bölümün kargir ev ve arsası niteliği ile davacı gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş, Hazine vekilinin temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.06.2011 gün ve 2011/3234-6827 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Bozma kararından sonra hükmün davalı Orman Yönetimi vekili yerine Orman İşletme Müdürlüğüne tebliğ edildiği, Orman Yönetimi vekili varken, asile yapılan tebligatın geçerli bir tebligat olmadığı, hükmün vekile tebliğ edilmesi gerektiğini bildiren 13.07.2011 tarihli dilekçesi üzerine karar davalı Orman Yönetimi vekiline tebliğ edilmiş ve hüküm davalı Orman Yönetimi vekili tarafından da temyiz edilmiş ve dava dosyası temyiz incelemesi yapılması için tekrar Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmekle, 20. Hukuk Dairesinin 26/09/2011 tarihli 2011/11272-10461 sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle;”6831 sayılı Orman Kanunun değişik 11. maddesine göre, Kadastro Mahkemesi 6 aylık itiraz süresinde açılan ilk tahdit ve 2/B madde uygulamasına yönelik uyuşmazlıkların çözümünde görevlidir. Somut olayda; 6 aylık itiraz süresi geçtiğine ve dava tapu kaydına dayanılarak açıldığına göre, uyuşmazlığın çözüm yeri genel mahkemelerdir. Değinilen yön gözetilmeden işin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
    Kabule göre de; orman kadastrosuna itiraz davasına bakmakla görevli kadastro mahkemesinin görevi, sadece dava konusu taşınmazın orman olup olmadığını belirlemek ve tescil konusunda ise tescil davasına bakma görevinin genel mahkemeye ait olması nedeniyle görevsizliğe karar vermekten ibaret olup, çekişmeli taşınmazın tapuya tesciline karar verilmesi de uygun görülmediğine” değinilmiştir.
    Dava dosyası asliye hukuk mahkemesine aktarılmış, mahkemece, 674,14 m²"lik taşınmazın kargir ev ve arsası vasfıyla davacı adına tapuya tesciline kararı verilmiş, hüküm davalı Hazine ve davalı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tescil niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3302 sayılı Kanuna göre 2004 ilâ 2005 yıllarında yapılıp, 02.06.2007 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
    1) Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; dosyada mevcut fennî bilirkişi raporundan çekişmeli taşınmazın 101 ada 2 nolu parsel içinde kaldığı anlaşıldığı halde, 101 ada 2 nolu parsele ilişkin kadastro tesbit tutanağı ve tapu kaydı getirtilmediği gibi fennî bilirkişiler tarafından davacının dayandığı 23.10.1947 tarih ve 52 nolu tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsadığı bildirilmiş olduğu halde, mahallinde 14.10.2010 tarihinde yapılan keşif sırasında mahalli bilirkişiler eliyle yapılan tapu uygulaması da yeterli olmayıp tapu kaydının sınırları tam olarak belirlenmemiş ve fenni bilirkişi raporuna ekli krokide de tapu kaydı sınırları gösterilmemiştir. Ayrıca, çekişmeli taşınmaza uyduğu bildirilen 23.10.1947 tarih 52 nolu tapu kaydının tüm geldileri getirtilmediği gibi, bu kayıtların kadastro sırasında herhangi bir parsele revizyon görüp görmediği de araştırılmamıştır.
    Mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmazın içinde bulunduğu anlaşılan 101 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tesbit tutanak örneği ile kadastro sonucu oluşan tapu kaydı ve dayanılan 23.10.1047 tarih ve 52, 53, 54 ve 55 nolu tapu kayıtları tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilerek bu kayıtların kadastro sırasında herhangi bir parsele revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise bu parsellere ait kadastro tesbit tutanak örnekleri ile itirazlı iseler dava dosyaları, kesinleşmiş iseler kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları getirtilmelidir.
    Tüm bu belgeler getirtildikten sonra, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve üç fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli dayanak tapu kayıtları değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli; bilirkişilere tapu kaydının sınırlarını izlemeye elverişli kroki çizdirilmeli ve tapu kaydının hukuki değerini yitirip yitirmediği araştırılmalıdır. Asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse ve tapu kaydı miktar fazlası var ise miktar fazlasının eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli; tüm deliller birlikte değerlendirip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    2) Kabule göre; dava on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tapu iptal, tescil davası niteliğinde olduğundan ve mahkemece davanın kabulüne karar verildiğinden çekişmeli taşınmazın içinde bulunduğu anlaşılan 101 ada 2 parselin 674,14 m2"lik kısmına yönelik olarak orman tahdidinin ve tapu kaydının iptaliyle bu kısmın orman sınırları dışına çıkarılmasına ve davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, orman tahdidinin iptali hakkında hiç hüküm kurulmamış olması ve 101 ada 2 parselin 674,14 m2"lik kısmının tapu kaydının iptaline karar verilmeden bu kısmın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş olması da usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi