3. Hukuk Dairesi 2017/2404 E. , 2017/14979 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ..."ın, 06.07.1994 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davacıya ait mecurda kiracı olduğunu diğer davalı ..."in ise sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzaladığını, 01.03.2009-01.01.2010 dönemi kira borcunu ödemedikleri için ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/6785 E nolu dosyasında başlatılan takibin davalıların itirazı üzerine durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamını ve %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., taşınmazı 2005 yılında oğullarına devrettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Davalı ...; 1994 yılında kefil olduğunu, o tarihten sonra yenilenen sözleşmelerde kefilliği olmadığını savunmuştur.
Mahkemece; davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüyle,... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/6785 esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle yapılan takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını tahsil edebilmek için doğrudan mahkemede dava açarak haklı çıkması, alacağın likit ve muayyen olması gerekir. Eğer alacaklı itirazın iptali davasında haklı çıkar ve borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse istek halinde alacaklı yararına, eğer davalı borçlu haklı çıkar ve dava reddedilirse bu kez alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması koşulu ile yine istek halinde borçlu yararına tazminata hükmedilir. Yasa ile güdülen amaç borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçlunun ödeme emri tebliği üzerine icra borcunu inkar etmesini önlemek, gerçekte alacaklı olmayan alacaklının da borçluya zarar vermesini engellemektir.Somut olayda, dava konusu alacak kira ilişkisinden kaynaklanmakta olup miktarı (likit) belirlenebilir mahiyettedir. Alacak miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirmediğinden davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK 438/7.maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın icra inkar tazminatına ilişkin hüküm fıkrasının dördüncü bendinde yer alan “davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine," cümlesinin hükümden tamamen çıkartılmasına, bunun yerine " Kabul edilen asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalılardan ..."dan alınarak davacıya verilmesine," ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
M.A. / N.T.