Zimmet - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/6191 Esas 2019/3064 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
... ile Hazine adına Hazine vekilinin vaki temyiz talebinden vazgeçtiği ve vazgeçmeye dair ""OLUR""ların da usulüne uygun olduğu gözetilerek incelemenin sanık müdafin temyiz talepleri ile SINIRLI OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
TCK"nın 247. maddesinde tanımlanan zimmet suçuna ilişkin sadece hapis cezasının öngörüldüğü, adli para cezasına yer verilmediği nazara alındığında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Ancak;
Suç tarihlerinde... Konut Yapı Kooperatifi yönetim kurulu başkanı olan sanığın, kooperatif üyelerinden alınan toplam 42.700,00 TL tutarındaki senetleri, kooperatif ile borç alacak ilişkisi bulunmayan, yetkilisi ve ortağı olduğu ... ve Eğlence İşletmeleri ve Tic. Ltd. Şti"ne genel kurul kararına göre çift imza ile temsil edilebilen kooperatif adına tek imza ile cirolamak ve bu şekilde senet bedellerini kendi şirketi üzerinden tahsil etmek suretiyle mal edindiği iddiasıyla yapılan yargılamada; sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında üzerine atılı suçu kabul etmediği, zimmetine para geçirmediği şeklindeki beyanı, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda "42.700 TL"nin kasada mevcut olmadığı ya da kooperatif için harcanmadığına dair bir belgenin, tutanağın bulunmadığı, kasada bu miktarın bulunmadığının veya kooperatif için harcanmadığının tespiti halinde zimmetinde olduğunun kabulü gerektiği" biçimindeki tespitler, yine yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporundan sonra sanık müdafin 10/12/2013 havale tarihli dilekçesinde kooperatif adına çeşitli firmalara ve kişilere ödemeler yapıldığına hatta müvekkilinin şahsi olarak da kooperatif borçlarını ödediğini belirtmesi ve ödemelere ilişkin de birtakım evrakları dosyaya sunması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer kalmayacak şekilde ortaya çıkarılabilmesi açısından, öncelikle ödeme yapıldığı iddia edilen firma yetkilileri ve kişilerin konu ile ilgili beyanlarına başvurulmasından, suç tarihlerinde bilirkişi raporunda belirtildiği gibi kasa sayımı yapılıp yapılmadığı, senetlere konu bedellerin kooperatif yararına harcanıp harcanmadığına dair başkaca bir belge veya tutanak bulunup bulunmadığı hususlarının kooperatif yönetimine ve sanığa yeniden sorularak araştırılmasından, gerektiğinde kooperatife ait inşaatlarda keşif yapıldıktan sonra sanığın görev yaptığı döneme ilişkin tüm defterler, harcama belgeleri ve diğer belgelerle birlikte dosyanın ekleriyle önceki bilirkişiler dışında Sayıştay emekli uzman denetçilerinden oluşturulacak bilirkişi kuruluna tevdi ile kooperatifin tüm gelir ve giderlerinin karşılaştırılarak, özellikle 42.700 TL"lik suça konu senet bedellerinin tahsilatlarının hangi tarihler arasında yapıldığı, kooperatif kayıtlarına gelir ve gider olarak ne şekilde işlendiği, gider kaydının tek imza ile sanığın ortağı olduğu şirkete gerçekleştirilen senet cirolarına ilişkin olup olmadığı, söz konusu tarihlerde bu senet bedellerinin kasada bulunup bulunmadığı ya da senet bedellerine konu miktarların kooperatif yararına harcanıp harcanmadığı, sanık müdafin 10/12/2013 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu harcama belgelerinin kooperatif yararına kabul edilip edilemeyeceği, bu kapsamda da sanığın zimmetinde kalan bir paranın bulunup bulunmadığına ilişkin ayrıntılı rapor alınmasına müteakip sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda zimmet suçunu iddianame ve dosya kapsamına göre birden fazla kez işlediği kabul edilen sanık hakkında zincirleme suç hükümlerini içeren TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanmaması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı Kararının Resmi Gazete"nin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 14/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.