3. Hukuk Dairesi 2017/6853 E. , 2017/14961 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iktisap ve ihtiyaç dolayısıyla tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava iktisap ve ihtiyaç nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı; dava konusu taşınmazın, davacı vakfa, önceki maliki tarafından mescit olarak kullanılması şartıyla 13.06.2014 tarihinde bağışlandığını, davalının bu taşınmazın eski kiracısı olduğunu, 10.07.2014 tarihli ihtarname ile kira mukavelesinin uzatılmayacağının, taşınmazın iktisap tarihinden 6 ay içerisinde tahliye edilmesinin davalıya bildirildiğini, davalı tarafından taşınmazın boşaltılmadığını, taşınmaz yakınında cami yada mescit bulunmadığı için ihtiyaç bulunduğunu belirterek ihtiyaç nedeniyle taşınmazın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazın mescit olarak kullanmaya elverişli olup olmadığının tespiti gerektiğini, çevrede yeteri kadar mescit ve cami olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 16/56. maddesinde yer alan sosyal mekanlar tanımında 75’ten fazla bölümü olan konut parsellerinde mescit için gerekli mekanlar ayrılır hükmü doğrultusunda söz konusu parselin 8 bağımsız bölüme sahip olduğu, mescit yapılmasına uygun olmadığının bildirilmesi, taşınmazın çevresinde olan... Camisine 318 m, ... Mescidine 216 m, ... Mescidine 182 m, ... Camisine 409 m mesafede olduğunun belirtilmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Konut ya da çatılı işyeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK.’nun 351. maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. Davanın altı ayın sonunda hemen açılması şart olmayıp sözleşme sonuna kadar açılması mümkündür. Ancak edinmeyi izleyen bir ay içerisinde bildirimin tebliği zorunlu olup bunun sonradan giderilmesi mümkün değildir. Açılacak davada tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın varlığının kanıtlanması gerekir.İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Olayımıza gelince; dava konusu taşınmaz mescit olarak kullanılması şartıyla davacıya bağışlanmıştır. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 16/56. maddesinde yer alan sosyal mekanlar tanımında 75’ten fazla bölümü olan konut parsellerinde mescit için gerekli mekanlar ayrılır hükmü doğrultusunda, söz konusu parselin 8 bağımsız bölüme sahip olduğu ve taşınmazın yakınında cami ve mescit olduğu gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Dava konusu taşınmaz davacıya mescit olarak kullanılmak üzere bağışlanmıştır. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 16/56. maddesinde yer alan sosyal mekanlar tanımında 75’ten fazla bölümü olan konut parsellerinde mescit için gerekli mekanlar ayrılır hükmü getirilmiş ise de; bu hükmün 75 den fazla bağımsız bölümü olan konut parsellerinde mescit için alan ayrılmasının zorunlu olduğu, ancak daha az konut sayısına sahip konut parsellerinde mescit açılmasına engel bir düzenlemenin olmadığı, ayrıca dava konusu ile ilgili, ihtiyaç iddiasının samimi olup olmadığının takdirinde, taşınmazın ihtiyaç için kullanılıp kullanılamayacağı ve davacının taşınmazı mescit olarak kullanıp kullanmayacağının belirlenmesi gerekir. Dava konusu taşınmaza yakın mescit ve camilerin olması ihtiyacın samimi olmadığını göstermez. Bu durumda hükme esas alınan bilirkişi raporu yetersiz olup hükme esas alınamaz. Bu nedenle, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli nitelik ve nicelikte alanında uzman içinde bir din görevlisininde olacağı bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınarak oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 31.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.