5. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/2142 Karar No: 2018/3483 Karar Tarihi: 05.03.2018
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2017/2142 Esas 2018/3483 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2017/2142 E. , 2018/3483 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Arsa niteliğindeki ...Mahallesi 9371 ada 1 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davacı idare vekilinin tüm, davalı ve asli müdahiller vekillerinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Şöyle ki;2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasayla değişik 10.maddesinin 8. fıkrasında hakime ""tarafların ve bilirkişilerin raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit etmesi"" konusunda takdir yetkisi tanınmış olup, hakimin bu fıkra hükmüne dayanarak bilirkişi kurulu raporunda saptanan değerden ayrılma nedenleri kararında açıkça göstermesi yanında gerekçesinin de makul ve kabul edilebilir nitelikte olması gerekir.Yapılan incelemede; mahkemece hükme esas alınan 15.04.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporunun yasa hükümlerine uygun olarak düzenlendiği belirtildiği halde bu bilirkişi raporunda tespit edilen bedelden soyut ifadelerle %25 oranında indirim yapılarak taşınmaz bedeline hükmedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece denetime elverişli olacak şekilde düzenlenen 15.04.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması gerekirken takdir yetkisini aşacak şekilde yazılı olduğu gibi karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalılar ve asli müdahiller vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 05/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.