4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/14461 Karar No: 2019/1088 Karar Tarihi: 28.02.2019
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/14461 Esas 2019/1088 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/14461 E. , 2019/1088 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/11/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17/09/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ... parsel numarasında kayıtlı taşınmazın maliki olduğunu, bir kısmının acele kamulaştırma yolu ile kamulaştırıldığını, taşınmazın tapuda bağ vasfında görünmesine karşın zaman içerisinde ırmak kenarında bulunan 6000 metrekarelik kısmında bağ omcalarının kuruması nedeniyle taşınmazda sebze üretimi yapıldığını, davalı şirketin dava konusu taşınmazının 100 metre aşağısında ... Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali Üretim Tesisi isimli hidroelektrik santrali inşa edip işlettiğini, bu inşa ve üretim çalışmaları çerçevesinde ... nehrinin önünün zaman zaman kapatıldığını, Nehir önü kapatıldığında ırmak sularının müvekkil arazisi ile birlikte yörede bulunan diğer ekili arazileri de bastığını, taşınmazın yaklaşık olarak 6000 m²"lik kısmının sular altında kalarak kullanılamaz hale gelmesinden dolayı 2012 ve 2013 yıllarında ekilemediğini ileri sürerek ürün alınamamasından kaynaklanan zararın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davacının oluştuğunu iddia ettiği zarar ile davalı şirket tarafından inşaa edilen santral arasında illiyet bağı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber davacının bir zararı var ise dahi talepte bulunduğu 6000 metrekarelik kısmın içerisinde idare tarafından kamulaştırılarak bedeli ödenen 344,57 metrekarelik kısmın da bulunduğunu, bu nedenle davacının gerçek zararının mahallinde yapılacak keşif ve ölçümlerle belirlenmesi gerektiğini savunmuş, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı şirket tarafından hidroelektrik üretim santralinin inşaası ve üretim çalışmaları sırasında ... Nehri"nin önünün zaman zaman kapatılması nedeniyle davacının arazisinin daha önceki yıllarda olduğu gibi 6000 m²"lik kısmının su altında kalarak zarar gördüğü, zararın bilirkişi raporunda 2012 ve 2013 yılları için toplam 25.133,70 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 2012 yılına ait 11.877,90 TL ve 2013 yılına ait 13.255,80 TL tazminatın 11/11/2013 dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Yargılama sırasında 29/05/2015 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 22/06/2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın 790 m²"lik kısmının su altında kaldığı belirlenmişken; 22/06/2015 havale tarihli zirai bilirkişi raporunda ise 6000 m²"lik alanın sudan zarar gördüğü belirtilmiş, bu suretle her iki rapor arasında çelişki meydana gelmiştir. Çelişkili raporlara dayanılarak hüküm tesis edilemez kuralı gereğince, dava konusu arazinin 790 m²"lik bölümü dışında kalan kısmının nasıl bir zarar gördüğü; herhangi bir ürün ekimi ve hasat yapılıp yapılmayacağı açıklığa kavuşturulmadan 6000 m²"lik alanda herhangi bir üretim yapılamayacağı benimsenerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Bu sebeple kararın bozulması gerekir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıdaki açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.