20. Hukuk Dairesi 2013/9999 E. , 2014/1994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
D.DAVALI : Hazine
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi, d.davalı Hazine ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, 30 Ekim 2010 tarihli dava dilekçesinde; davalı adına tapuda kayıtlı olan,... 506 ada 239 parsel sayılı taşınmazın, kadastro mahkemesinin 2006/8 E. - 2007/59 K. sayılı dosyası arasında bulunan bilirkişi raporlarında (B) işaretli 3056 m²’lik bölümünün 1951 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı içinde kaldığını, (B1) işaretli 1204 m²’lik bölümünün ise ormana bitişik ve orman arazisinin devamı niteliğinde bulunduğunun tesbit edildiğini ileri sürerek, tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın 74 m²’lik bölümünün nitelik yitirdiğinden orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle, husumet Hazineye yaygınlaştırılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş; davalı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/04/2012 tarihli ve 2011/17480 E. -3070 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “İncelenen dosya kapsamına göre, kadastro mahkemesinin 2006/8 E. - 2007/59 K. sayılı dosyası arasında bulunan bilirkişi raporlarındaki tespitler esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bilirkişi raporları ve hükme esas alınan dava, 506 ada 239 sayılı parselin yüzölçümünün eksik olduğu iddiasıyla 506 ada 233 ve 240 sayılı parsellere yönelik açılmıştır. 506 ada 239 sayılı parsel dava konusu olmadığı Dairenin 16.02.2006 tarihli ve 2005/13712 E. - 1716 K. sayılı kararında da belirtilmiş olup, Hazinenin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer ve orman içi açıklığı iddiasıyla dava açabileceği vurgulanmıştır. 506 ada 239 parsele ilişkin olarak kadastro mahkemesi dosyası arasında yapılan inceleme ve araştırma bu dava dosyası bakımından değer ifade etmez. Kaldı ki; çekişmeli taşınmazın bir bölümü belirtilen dosyada tarım arazisi olarak belirlenmiştir. Orman Yönetimi, taşınmazın kesinleşmiş orman tahdidi içinde kaldığı ve ormanın devamı niteliğiyle eylemli orman olduğu iddiasıyla dava açtığına göre, dava konusu 506 ada 239 parsel sayılı taşınmaz başında, H.M.K.’nun 288. maddesi (1086 sayılı H.U.M.K.’nun 363. maddesi) gereğince keşif yapılarak tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda inceleme yapılıp bilirkişi ve hazır edilecek tanıkları yerinde dinlenilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabulüne, 506 ada 239 parsel sayılı taşınmazın 27/11/2012 havale tarihli rapor ve krokide (B1) harfi ile işaretli 1204 m²’lik bölümünün tapu kaydının iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Orman Yönetimi tarafından taşınmazın tamamının orman olduğu; Hazine tarafından, taşınmazın tesbitinin doğru olduğu ve davalı ... vekili tarafından ise, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu iddiasıyla temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 3402 sayılı Kanuna göre 1990 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Yörede genel arazi kadastro çalışmaları 29.09.1993 tarihinde yapılıp 09.06.1994 ilâ 08.07.1994 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiş, dava konusu taşınmaz 28.08.2001 tarihinde satış sureti ile davalı adına tapu siciline tescil edilmiştir.
1-Dahili davalı Hazinenin temyiz itirazları yönünden;
Davacı Orman Yönetimi tarafından dava dilekçesinde, Hazineye husumet yönetilmemiş, Hazine tarafından da usûlünce açılmış bir dava da olmadığı gibi, mevcut davaya katılımı da bulunmadığına göre, mahkemece kendiliğinden Hazinenin davaya dahil edilmiş olması, Hazineye davada taraf sıfatı kazandırmaz. Bir davada mahkemece oluşturulan hükmü temyiz etme yetkisi, davanın taraflarına ait olacağından, davada taraf sıfatı kazanmayan dahili davalı Hazinenin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı Orman Yönetimi ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve özellikle keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, taşınmazın (B1) bölümünün eylemli biçimde orman olduğu, geriye kalan bölümünün ise tahdit dışında olduğu belirlendiğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenle, Hazinenin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2) iki numaralı bentte açıklanan nedenlere davacı Orman Yönetimi ile ... vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince davalı gerçek kişideden onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 17/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.