5. Ceza Dairesi 2018/7208 E. , 2019/3060 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli zimmet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle incelemenin sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden duruşmalı, diğer sanıklar yönünden ise duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
23/12/1997 ve öncesi olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 17/10/1996 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş, TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı iptal Kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz sırasında nazara alınması mümkün görülmüş, lehe kanun değerlendirmesi yapılırken sanığın oluşa uygun kabul edilen eyleminin 765 sayılı TCK"nın 202/2. maddesinde düzenlenen nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu ve sahtecilik eyleminin bu suçun unsuru olduğu, buna karşılık 5237 sayılı TCK"nın 212. maddesindeki "sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur" şeklindeki düzenleme uyarınca eylemin hem zimmet, hem de resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturacağı nazara alınarak kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan da mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle 5252 sayılı Yasanın 9/3 ve CMK"nın 34 ve 230. maddelerine uygun olarak lehe olan hükümlerin önceki ve sonraki kanunların bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçlarının birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime olanak verecek şekilde kararda gösterilmesi gerekliliğine uyulmamış ise de; mahkemece 5237 sayılı TCK"nın 212. maddesi hükmü gözetilmeden kurulan hükümlerde temel cezada uygulanan
teşdit oranına göre 765 sayılı Yasa hükümleri gereğince yapılacak uygulamanın açıkça aleyhe sonuç doğuracağının anlaşılması karşısında, bu husus ile sanıklardan ... ve ... haklarında hüküm kurulurken TCK"nın 247/1-2, 39, 43 ve 62. maddelerinin bu sıra dahilinde uygulanması gerektiği nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle aynı Kanunun 61/5. maddesine aykırı davranılması netice cezanın değişmemesi nedeniyle sonuca etkili görülmemiş, sanık ... yönünden 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlar, aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur." şeklindeki yasal düzenlemeler, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, suç kastındaki yoğunluk, suç konusunun önem ve değeri, eylem sayısı, meydana gelen zararın ağırlığı gözetilerek ilgili kanun maddesindeki hapis cezası ile zincirleme suç nedeniyle yapılacak artırımda alt sınırlardan epeyce uzaklaşılarak tayin edilmesi gerekirken yazılı şekilde temel cezanın ve TCK"nın 43/1. maddesine göre yapılan artırımın hukuki statüleri farklı olan diğer sanıklarla aynı oranda olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve lehe olduğu kabul edilen 5237 sayılı TCK"nın 212. maddesindeki düzenleme nedeniyle sanıkların zimmet suçunun yanında ayrıca TCK"nın 204/2. maddesinde düzenlenen sahtecilik suçundan da cezalandırılmaları gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle eksik cezalar tayin edilmesi ve suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işledikleri kabul edilen sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... haklarında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ise aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargılama giderleri ile kamu davasında kendilerini aynı vekille temsil ettiren katılanlar ... Belediye Başkanlığı ve... A.Ş. lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunacak tek vekalet ücretinin her bir sanığın "sebep olduğu tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesi" gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve sanıklar müdafilerin temyiz itirazları ile sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... müdafilerin duruşmalı inceleme sırasındaki savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının (4) no"lu bendinin "Katılanlar kendilerini aynı vekil marifeti ile temsil ettirdiklerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan (3.000,00) TL ücreti vekaletin payına düşen oranda ayrı ayrı sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."den alınarak katılanlar... Belediye Başkanlığı ve ... A.Ş"ye verilmesine" ve "Aşağıda dökümü gösterilen (6.326,00) TL yargılama giderinin sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."den paylarına düşen oranda ayrı ayrı alınarak Hazineye irat kaydına" şeklinde değiştirilmek suretiyle eleştirilen hususlar dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
14/03/2019 tarihinde verilen iş bu karar 27/03/2019 tarihinde Yargıtay C.Savcısı ... olduğu halde sanıklar ... ve ... müdafi Av. ...ile ... müdafi Av. ..."ın yüzüne karşı tefhim olundu.