10. Hukuk Dairesi 2016/18731 E. , 2016/15614 K.
"İçtihat Metni"... adına Av. ... ile 1- SGK Başkanlığı adına Av. ... 2-... arasındaki dava hakkında ... 3. İş Mahkemesi’nden verilen 29.09.2015 gün 2014/265-2015/301sayılı hükmün, Dairemizin 01.12.2015 gün ve 2015/21815-2015/21031sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası, Mahkemenin verdiği 10.10.2016 gün ve 2016/29-2016/168 sayılı karar ile önceki kararında 6100 sayılı Kanunun 373/(5). maddesi uyarınca direndiği anlaşılmış olmakla ve direnme üzerine yapılacak işlemlerin neler olduğu anılan Kanunun 373. maddesinin (5). fıkrasında; “İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır.”, 6. fıkrasında da “Hukuk Genel Kurulunun verdiği karara uymak zorunludur.” şeklinde ifade edilmiş olmakla birlikte 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 40. maddesi ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununa eklenen geçici 2. maddedeki, “Bölge adliye mahkemelerinin, 5235 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, Yargıtayın bozma kararlarına karşı verilen direnme kararının temyizi halinde dava dosyası, önce kararı veren daireye gönderilir. Direnme kararları daireler tarafından öncelikle incelenir. Kararı veren daire, direnmeyi yerinde görürse kararı düzeltir; yerinde görmezse talebi on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletir.” yönündeki düzenleme karşısında, direnme kararının süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar avukatlarınca istenilmesi üzerine Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Kuruma başvuru yapılmadığından bahisle dava şartı eksikliğinin tamamlanması için sair yönler incelenmeksizin mahkeme hükmü Dairemizce bozulmuş ise de, direnme kararı içeriği yerinde görülmekle, Dairemizin bozma ilamının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dava dosyasının esasının incelenmesine gelince, davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, bu Kanunun 79/10. maddesine dayalı olan ve hizmet tespiti davası olarak nitelendirilen bir görünüm arz etmekte olup bunun doğal sonucu olarak da söz konusu 1 günlük çalışmanın belirlenmesi talepli davada, hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır. Yöntemince
düzenlenerek yasal hak düşürücü süre içerisinde Kurum"a verilen sigortalı işe giriş bildirgesi, ilgilinin işe alındığını gösteren yazılı delil niteliğinde ise de sigortalılığın kabulü açısından kuşkusuz tek başına yeterli kabul edilemez ve bu kapsamda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli başka kanıtlar aranmalıdır. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
Yukarıda anlatılanlar ışığında dava dosyası incelendiğinde, işveren tarafından ilgili döneme ait olmak üzere bordro verilmemiş ise de, tespitin istenildiği tarihte söz konusu inşaata komşu işyeri tanığı olup olmadığı araştırılıp (zabıta marifetiyle adres tespiti yapılmalı, inşaat adresi dikkate alınarak ilgili kurumlardan araştırma yapılmalı) varlığı halinde beyanlarına başvurulmak suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : 1-) Mahkemece verilen direnme hükmü açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan, Dairemizin 01.12.2015 gün ve 2015/21815-2015/21031sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılmasına,
2-) Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.