Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/15157 Esas 2018/1171 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15157
Karar No: 2018/1171
Karar Tarihi: 13.03.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/15157 Esas 2018/1171 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalı bankanın kendisiyle ticari bir ilişkisi olmamasına rağmen 30.000 TL bedelli çeke dayanarak ilamsız takip başlattığını ve kendisinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiş. Davalı ise çekin kambiyo vasfını taşımasa bile yazılı delil başlangıcı olarak kabul edildiğini, ödeme iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme çekin bir nevi teminat olarak davalı bankaya verildiğini, davacının dava tarihi itibariyle davalı bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığını, çekin kambiyo vasfını kaybettiği, çek adi senet vasfına dönüştüğünden davalı bankanın alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, çeki teminat olarak veren dava dışı kişinin davalı bankaya borcunun olduğuna dair kayıt veya belge sunulmadığı gerekçesiyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermiştir. Temyiz incelemesi sonucunda ise ispat külfetinin davacı tarafta olması gerektiği ve böylece hüküm davalı yararına BOZULMUŞTUR.
Kanun Maddeleri: TTK. ‘nun 732. maddesi.
19. Hukuk Dairesi         2016/15157 E.  ,  2018/1171 K.

    "İçtihat Metni"


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili,davalı bankanın davacı aleyhine 30.000 TL bedelli çeke dayanarak ilamsız takip başlattığını, davacının davalı banka ile herhangi bir ticari münasebetinin olmadığını, takibe konu çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, davacının keşideci olduğu çeke ilişkin borcunu çek lehdarına haricen ödediğini, ispat yükünün davalıda olduğunu belirterek davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı hakkında açılan takibin kesinleştiğini, çek lehdarı olan dava dışı ...’ın kullandığı krediye karşılık teminat olarak verilen çekin takibe konu edildiğini, çek kambiyo vasfını taşımasa bile yazılı delil başlangıcı olarak kabul edileceğini, davacının ödeme iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece,davaya konu çekin bir nevi teminat kabilinden davalı bankaya verildiği, davacının dava tarihi itibariyle davalı bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığı, davalı bankanın dava dışı... hakkında açmış olduğu bir takip bulunmadığı, çekin kambiyo vasfını kaybettiği, çek adi senet vasfına dönüştüğünden davalı bankanın alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiği, çeki teminat olarak veren dava dışı ...’ın davalı bankaya borcunun olduğuna dair kayıt veya belge sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, süresinde bankaya ibraz edilmemiş 30.000,00 TL bedelli çek hamilinin keşideci aleyhine başlattığı ve kesinleşen icra takibine karşı açılan menfi tespit davasıdır.
    Kıymetli evrak niteliğinde olan çek bankaya ibraz edilmediği zaman son hamil, kambiyo hukukundan doğan haklarını yitirmiş ise de TTK. ‘nun 732. maddesine dayalı olarak alacağını keşideciden talep hakkına sahiptir.
    Somut olayda çekin keşidecisi davacı ..., lehdarı dava dışı ..., hamili ise davalı bankadır.Bu durumda ispat külfeti davacı tarafta olup sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlüdür.Mahkemece ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.