3. Hukuk Dairesi 2016/3848 E. , 2017/14880 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kurumun, ... nolu elektrik abonesi olduklarını, davalı kurum görevlilerinin bu aboneliğe ilişkin olarak kaçak elektrik tutanağı düzenlediklerini, bu tutanak kendilerine tebliğ edilmediği için tutanağa ve faturaya itiraz edemediklerini, elektrikleri kesildikten sonra öğrendiklerini, kesinlikle kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığını, aboneliğin kurulu bulunduğu petrol istasyonunun yılın belli dönemlerinde çalışığı için aylık tüketim miktarları arasında farklılık olduğunu, kabul etmemekle birlikte bir an için kaçak elektrik kullanıldığı varsayılsa dahi tahakkuk ettirilen borcun fahiş ve hatalı olduğunu ileri sürerek, davalı kurum tarafından kaçak elektrik kullanımı iddiasıyla düzenlenen 87.592,60 TL fatura borundan, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 TL borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiş, 17.02.2015 tarihli harç makbuzu ile (artırılan dava değeri belirtilmeksizin) 1.338,00 TL tamamlama harcı yatırılmıştır.Davalı, açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, menfi tespit davasının kısmi olarak açılmasının mümkün olmadığını, fatura tutarının belirli olduğunu, kurum tarafından yapılan kontrolde davacının sayacının müdahaleli olduğunun tespit edildiğini, davacıya ait tesiste farklı tarihlerde üç kez kaçak tutanağı tutulduğunu, davalının kaçak elektrik kullanımını tekrarladığını, davacının tüketim ekstresi incelendiğinde tüketimlerinde tutarsızlık olduğunun açıkca görüleceğini, kurum tarafından yapılan tahakkuklarda herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, dava konusu uyuşmazlık hakkında iki farklı bilirkişiden alınan raporlar arasında fahiş fark olmadığından yeni bir rapor alınmasına gerek duyulmadığı, bilirkişi ... tarafından hazırlanan 08/04/2015 havale ikinci bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğunun kabul edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen
kabulüne; davalı tarafca davacı aleyhine kaçak cereyan bedeli olarak tahakkuk ettirilen 87.592,60 TL. den davacının 83.356,67 TL. borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanımına dayalı olarak tahakkuk ettirilen fatura borcuna dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, dağıtım sistemine vaya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş,yine 13. madde b bendinde ; Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması, kaçak elektrik tüketimi olarak açıkça belirtilmiş ; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen 29/12/2005 günlü ve 622 sayılı kararının “Süre ” başlıklı bölümünde; kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak kaçak tahakkukunda esas alınacak süreler aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
1)Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
A) Kullanım yerine ait bağlantı anlaşması ve perakende satış sözleşmesi yapılmış olan yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme ve son endeks okuma işlemlerinden en son yapılanın işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süredir ve bu süre 90 günü geçemez. Ancak, sayaçtan geçirilmeden ayrı bir hatla kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti halinde bu süre iki kat olarak alınır.
Bu sürenin dışında müşterinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak yukarıdaki paragraf çerçevesinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır. Bu süre 12 ayı geçemez. Yapılacak hesaplamada tüketimin yapıldığı kabul edilen dönemlerdeki birim fiyatlar dikkate alınır ve gecikme zammı alınmaz.Somut olaya gelince; davacının davalı şirketin 71020 nolu (ticarethane) abonesi olduğu, davalı kurum tarafından davacı hakkında dava konusu 26/01/2010 tarihli kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği, iş bu tutanakta, sayaçta yapılan incelemede kapak üstü mührünün kopuk olduğunun ve bakanlık mühürleri ile oynanmış olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği ve bu kaçak tutanağına istinaden davalı kurum tarafından 2.988,70 TL kaçak tahakkuku ve 84.603,90 TL kaçak ek tahakkuku faturalarının düzenlendiği anlaşılmaktadır.Yargılama sırasında düzenlenen 12.03.2015 havale tarihli ilk bilirkişi raporunda, davacının kaçak elektrik tüketimine istinaden, 8 gün üzerinden, kurulu güç ve çalışma süresi çarpanı kullanılarak kaçak ve kaçak ek tahakkuku hesaplandığı, buna göre davacının sorumlu olduğu kaçak elektrik borcunun 3.358,65 TL olarak hesaplandığı, tarafların itirazı üzerine alınan 08.04.2015 havale tarihli ikinci raporda ise, yine 8 gün üzerinden kurulu güç ve çalışma süresine göre kaçak ve kaçak ek tahakkuku hesaplaması yapılarak davacının kaçak elektrik borcunun 4.235,93 TL olarak tespit edildiği belirtilmiştir.Mahkemece, 08.04.2015 havale tarihli ikinci bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, her iki bilirkişi raporunun da kaçak ve özellikle kaçak ek tahakkuku hesabı konusunda, 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararında belirtilen süre,tüketim miktarı hesaplama, ortalama aylık çalışma süreleri, tahakkuka ilişkin düzenlemelerdeki hususlar dikkate alınmadan ve denetime elverişli olmayacak şekilde tanzim edildiği, bu yönüyle bilirkişi raporlarının hükme esas alınacak nitelikte olmadığı, ayrıca her iki bilirkişi raporundaki tespitler birbirinden farklı olmasına karşın mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır.Hal böyle mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan, kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 622 sayılı Kararı nazara alınarak, davacının sorumlu olduğu kaçak ve kaçak ek tahakkuk bedeli konusunda ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve eksik inceleme ve araştırmaya dayalı bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı lehine BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.