8. Hukuk Dairesi 2012/3856 E. , 2012/5591 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tecil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.10.2011 gün ve 486/522 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.06.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ile karşı taraftan davalı Hazine vekili Avukat Gülderen Şahin geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 1138 parselin kadastro çalışmaları sırasında 26250 m2 olarak adına tespit ve tescil edildiğini ancak zilyetliğindeki arazinin miktarının daha fazla olduğunu, fazla bu kısmın Hazine adına 1502 parsel numarası ile 5320 m2 olarak tescil edildiğini, zilyetliğindeki bu parselin de adına tapulanması gerektiğini açıklayarak 1502 parsele ait tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın tamamen taşlık, kayalık, makilik ve çalılık olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını, davacı da dahil kimsenin zilyetliğinin bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu Bayır Köyü 1502 parsel, 1983 yılında yapılan tapulama çalışmalarında 1138 parsele uygulanan ...’ya ait 7.10.1974 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydının hudutlarının aynen uyduğu ve tasarrufunda bulunduğu ancak yüzölçümünün tapu miktarından fazla geldiği, hudutlarını orman okuduğu açıklanarak 1138 parselin tapu kaydı gereği miktarı ile geçerli olarak ... adına tespit edilirken tapu miktar fazlası 1502 parsel ifrazen Hazine adına tespit edilmiş, tutanak 7.7.1987 tarihinde kesinleşerek Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Uygulanan 7.10.1974 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydı zeytinlik vasfı ile 26250 m2 olarak ... adına satın alma yolu ile kayıtlı olup, tapu kaydının öncesinin 26.11.1969 tarih 13 sıra numaralı olup, ... oğlu ... adına 3573 sayılı Kanun gereği imar ihya sebebi ile oluştuğu anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesindeki açıklamalar, dosya kapsamı ve mahkeme nitelendirmesi de gözönüne alındığında davacının, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu görülmektedir. Davacı taraf, her ne kadar 7.10.1974 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydının 1138 parselle birlikte dava konusu 1502 parseli de kapsadığını ileri sürmekte ve bu hususta temyiz isteğinde bulunmakta ise de, dosyada tapu kaydına dayandığına dair bir talebi veya açıklaması bulunmamaktadır. Bu sebeple mahkemece, davanın zilyetlik hukuki sebebi dikkate alınarak görülmesi ve sonuçlandırılmış olmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur.
Zilyetlik hukuki sebebi gözönüne alındığında, dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece, takdir edilerek karar verildiğine, her ne kadar mahalli bilirkişi ve davacı tanığı dava konusu taşınmazın tapu kapsamında 1138 parselle bütün olduğu ve 1950’li yıllarda Devlet tarafından orman muhafaza memuru Mehmet’e verildiği, 1976-1977 yıllarında da davacının satın aldığını ifade etmişlerse de, uzman ziraat yüksek mühendisi tarafından, dava konusu taşınmazın 7.10.1974 tarih 4 sıra numaralı tapu miktarı kadar davacıya verilen ve doğusundaki komşu 1138 parselden kuzeyden güneye doğru azalan % 62 eğimli kayalık hat ile tamamen ayrıldığı, hiçbir şekilde tarıma elverişli olmadığı, tarımsal faaliyet için yeterli toprak örtüsü bulunmadığı, bitki örtüsünün maki çalıları ve verimsiz delice zeytin ağaçlarından ibaret olduğu, taşlık, kayalık ve çalılık niteliğinde, özel mülkiyete konu edilemeyeceği açıklandığına, taşınmazın sınırlarında orman ve dere bulunduğuna, taşınmazın niteliği itibariyle zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu uzman bilirkişi raporları ile belirlendiğine göre mahkemece gerekçeli ve ilmi esaslara uygun şekilde alınan uzman bilirkişi raporlarına değer verilerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı Hazineye verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 12.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.