Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4069
Karar No: 2012/5588
Karar Tarihi: 12.06.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/4069 Esas 2012/5588 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, evlilik birliği içinde edinilen ve davalı adına kayıtlı bulunan bir taşınmazın satın alınması sırasında, davacının yapmış olduğu katkı payı bedeli ile ilgilidir. Mahkeme, davacının katkıda bulunduğunu kabul ederek 150.000 TL'nin davalıdan tahsil edilmesine karar vermiştir. Ancak, Yargıtay, kalan kredi borcunun hangi tarafça ödendiğinin doğru bir şekilde tespit edilmediğini belirtmiştir. Yargıtay, davalının Fransa'da bulunan taşınmazından gelen para ve babası tarafından düzenli olarak gönderilen paralar ile kredi geri ödemelerinin karşılandığını kabul ederek davacının talebinin reddine karar vermiştir. Mal rejimi olarak, evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Kanun maddeleri olarak, 4721 sayılı TMK'nun 202. ve 743 sayılı MK'nun 152. maddeleri yer almaktadır.
8. Hukuk Dairesi         2012/4069 E.  ,  2012/5588 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı

    ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair .... Aile Mahkemesinden verilen 16.01.2012 gün ve 1216/35 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.06.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı ... vekili, tarafların 1993 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içinde edinilen ve davalı adına kayıtlı bulunan 25272 ada 1 parselde 62 numaralı bağımsız bölümün % 20 bedeline karşılık gelen peşinatının davalı, kalan bölümü için alınan 60 ay vadeli kredinin ise vekil edeni tarafından ödendiğini açıklayarak, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 150.000 TL katkı payı alacağının faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, vekil edeninin Fransız vatandaşı iken evlilik üzerine İzmir’e yerleştiğini, nizalı evin satın alındığı tarihte Türkçe dahi bilmediğini, bu nedenle satın alma işlerinin davacı tarafından yapıldığını, nizalı evin alımı için davalının evlilik tarihinden önce edindiği Fransa’da bulunan taşınmazının satılarak bedelinin Türkiye’deki banka hesabına transferinin yapıldığı ve davacıya teslim edildiğini, Fransa’daki evin satışından gelen paranın dava konusu bağımsız bölümün bedelini fazlasıyla karşıladığını, ancak buna rağmen davacının satış bedelinin %25’ini peşin ödeyerek, kalan kısmı kredilendirdiğini ve kalan nakit parayı değerlendirmek üzere yedinde tuttuğunu, davacının o dönem aylık kazancının da üstünde olan kredi ödemelerinin de kalan paradan yapıldığını, ayrıca davalının Fransa’da bulunan ailesinin de yıllardır düzenli olarak vekil edenine para gönderdiğini, davacının katkısı olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemenin, davacının katkıda bulunduğunu kabul ederek davanın kabulüne, 150.000 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline ilişkin verdiği önceki kararı davalı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 3.3.2011 tarih 2010/4261 Esas 2011/1132 Karar sayılı İlamı ile bozulmuş, davacı vekilinin karar düzeltme isteği de Dairenin 24.10.2011 tarih 2011/5499 Esas 2011/5398 Karar sayılı İlamı ile reddedilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda sabit görülmeyen davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 8.1.1993 tarihinde evlenmiş, 22.4.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 27.11.2007 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Temyiz incelemesine konu dava, boşanma davasına cevap süresinde karşılık dava olarak açılmış, tefrikle yeni esasa kaydedilmiştir. Başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre taraflar arasında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
    Dava konusu 25272 ada 1 parsel üzerinde bulunan 40/51500 arsa paylı 62 no.lu mesken Emlak Bankasının satış yoluyla devri üzerine 25.9.1997 tarihinde davalı ... Vivianne Arlette Uslu (Chaumont) adına tapuya tescil edilmiştir. Tapuda yapılan devir tarihi belirtildiği şekilde ise de, nizalı taşınmazın Emlak Bankasının 9.5.1994 tarihli yuva kredisi gereğince çekilen 1.486.500.000 TL ana para borçlu ve 60 ay (x 72.057.251 TL) geri ödemeli kredi ve 11.5.1994 tarihinde yatırılan 495.500.000 TL. peşinat toplamı ile satın alındığı anlaşılmaktadır.
    Bozma ilamımızda da açıklandığı üzere dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı isteğine ilişkindir. Mahkemenin uyduğu bozma ilamında, dava konusu taşınmazın alımında ödenen %25 peşinat bedelinin davalı tarafça karşılandığı konusunda uyuşmazlık yok ise de; kalan %75 kısımla ilgili çekilen 60 aylık kredinin hangi tarafça ödendiği uyuşmazlık konusu olmakta olup, değerlendirilmesi gerekir. Her ne kadar davacı taraf o tarihlerde gelir elde etmekte, davalı ise çalışmamakta ise de, davalının evlilik tarihinden önce 1988 yılında satın aldığı Fransa’daki evinin satışından gelen ve Türkiye İş Bankası Bostanlı şubesindeki hesabına 25.1.1994 tarihinde gönderilen 440.000 Fransız frankı ve ayrıca babası tarafından düzenli şekilde davalıya gönderilen paralar ile kredi aylık geri ödeme miktarları, kredi geri ödemelerine ilişkin dönemde bir müddet davacının gelirinin aylık kredi ödemelerinden daha az miktarda olduğu, bunun yanında davacının önceki evliliğinden olma çocuğuna ilişkin yükümlülükleri ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın ait olduğu dönemde yürürlükte bulunan 743 sayılı MK.nun 152.maddesi uyarınca iaşe yükümlülüğü bulunduğu da göz önüne alındığında kredi geri ödemelerinin de davacının yurt dışındaki evinin satışından gelen bedel ve davalının babasından havale ile gelen paralarla karşılandığının kabulü ile davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır. Mahkemenin önceki kararının bozma gerekçesi budur. Bozma ilamına uyulduktan sonra taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Bu bakımdan uyulan bozma ilâmı çerçevesinde hüküm kurulması zorunlu hale gelir.
    Bozma ilamlarında “kabule göre de” veya “kaldı ki” gibi söz dizinleriyle başlayan, bozma sebebine göre inceleme sırası gelmemekle birlikte sadece mahkemenin hükmündeki hatanın varlığına işaret eden, hükmü o yönden eleştiren, mahkemenin aynı hataya düşmemesi için ona bir tavsiye ve yol gösterme amacına yönelik bulunan ifade ve açıklamalar; usul hukuku anlamında “bozma” niteliği taşımamaktadır. Dolayısıyla, yerel mahkemelerin, bozma ilamında yer alan bu tür ifade ve açıklamalara ilişkin direnme ya da uyma kararı veremeyecekleri belirgindir. Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulaması da bu yöndedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.3.1996 gün ve 1995/14-966 E., 1996/124 K. sayılı; 28.02.2007 gün ve 2007/2-91 E., 2007/85 K. sayılı kararları). Bu sebeple Dairenin “kaldı ki” şeklinde başlayan ve gizli bağıştan bahseden bölümü bozma niteliği taşımadığından, bozma kapsamında kabul edilmediğinden, mahkemenin bu kısımdaki açıklamalara uyma kararı vermesi de mümkün olmadığından davacı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mahkemece uyulan bozma ilâmı doğrultusunda yazılı şekilde davanın reddine karar verildiğine göre, davacı vekilinin özellikle bozma gerekçesi yapılmayan ancak mahkeme hükmünü eleştirme ve aynı hataya düşmemesi amacı ile bozma ilamında yer verilen gizli bağışa yönelen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davacı ..."dan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı ..."ya verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 12.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi