15. Hukuk Dairesi 2018/1129 E. , 2018/3884 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacılar vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi"nden doğmakta olup, dairelerin metrekare olarak sözleşmede kararlaştırılandan küçük yapılması nedeniyle uğranılan zarar, dükkandaki kira kaybı nedeniyle alacak ve davalı tarafça satılan taraflar arasında %50’şer oranda hisseli dairenin satış bedelinden davacıların hissesine isabet eden kısmının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ıslahla arttırılan miktar da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Dava ve cevaba cevap dilekçesinde davacı tarafça taraflar arasında ortak olup davalı tarafından satılıp ödenmeyen ½ daire bedeli olan 120.000,00 TL ile dükkandaki kira kaybı sebebiyle 20.000,00 TL ve sözleşmeye aykırı olarak daha küçük yapılan daireler nedeniyle uğranılan zararlar için 60.000,00 TL talep edilmiştir. Davacılar vekili 17.03.2016 tarihinde harçlandırdığı dilekçesi ile sözleşmede üstlenilenden daha küçük yapılması sebebi ile 60.000,00 TL olan alacak talebini 7 nolu daire için 7.808,25 TL, 8 nolu daire için 9.113,25 TL, 19 nolu dükkan için 113.187,00 TL olmak üzere toplam 129.673,50 TL olarak açıklamış ve ıslah etmiştir.
Davacının ıslahı kısmi ıslah niteliğindedir. Dava ve cevaba cevap dilekçelerinde
davacının, dükkan ile ilgili küçük yapılması nedeniyle tazminat talebi bulunmamaktadır. Dairemizin bu konuda kararlılık kazanan uygulamaları ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.06.2011 gün 2011/1-364 Esas 2011/453 Karar sayılı ilâmı ile benzer içtihat ve uygulamalarına göre, kısmi ıslah yoluyla dava dilekçesinde bulunmayan bir alacak kaleminin davaya katılması mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece davacılar vekilinin ıslah dilekçesindeki 19 nolu dükkanla ilgili 113.187,00 TL’lik talebi yönünden bu alacak kaleminin dava dilekçesinde bulunmaması ve kısmi ıslah yoluyla davaya katılmasının mümkün olmaması sebebiyle bu davada istenemeyeceğinden 19 nolu dükkan için hesaplanan miktar dikkate alınmaksızın dairelerdeki eksiklik ve ödenmeyen satış bedeli ile ilgili sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 17.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.