Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/4733
Karar No: 2020/509
Karar Tarihi: 17.01.2020

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/4733 Esas 2020/509 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/4733 E.  ,  2020/509 K.

    "İçtihat Metni"



    I-TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 11.04.2019 tarihli 2019/37564 sayılı kanun yararına bozma isteminde; 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu"na muhalefet suçundan sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..."in 2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu"nun 28/1. ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62/1. maddesi gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanık ..."in cezasının 5237 sayılı Kanun"un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine dair Adana 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/09/2017 tarihli ve 2015/755 esas, 2017/794 sayılı kararına karşı sanıklar ... ve ... müdafii tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/11/2017 tarihli ve 2017/958 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede,
    Dosya kapsamına göre, Suriyeli sığınmacıların bulunduğu Adanali İli Sarıçam İlçesi Sarıçam Konaklama merkezindeki iki adet marketi işleten ... Yemek Yapımı Gıda İnş. Tem. Pet. San. Tic. Ltd. Şti"nde çalışan sanıkların, çalıştıkları şirketin işlettiği marketlerle ilgili sözleşmelerin idare tarafından 12/01/2015 tarihinde fesh edilmesi müteakip bir başka şirket ile sözleşme yapılması üzerine, konaklama merkezinde bulunan Suriye vatandaşı sığınmacıları yönetime karşı protesto yürüyüşü yapmaları için kışkırtmalarını takiben konaklama tesisi içerinde bulunan 1 numaralı market önünde toplanan sığınmacılara çeşitli vaatlerde bulunarak, anılan kişileri protesto amaçlı yönetime karşı harekete geçirmeye çalıştıkları, ardından sığınmacıların kamp içerisinde bir süre yürüyerek dağıldığı olay nedeniyle, mahkemesince yasa dışı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlediklerinden bahisle, sanıkların 2911 sayılı Kanun"a muhalefet suçundan mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

    Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2016/7375 esas, 2017/4716 karar sayılı ilamında "Oluş ve tüm dosya kapsamına göre; 2911 sayılı Kanunun 23/b maddesinde belirtilen silah, araç ve malzemeleri taşımaksızın ya da anılan maddede belirtilen hâlleri gerçekleştirmeksizin, kolluğun gözetim ve denetim altında Diyarbakır Caddesi üzerinde oturma eylemi yapan ve kolluk görevlileri tarafından yapılan ihtara rağmen dağılmayan topluluğun, zor kullanarak dağıtılmak istenmesi üzerine görevlilere yönelik cebir ve tehditte bulunmaksızın birbirlerine kenetlendikleri, sonrasında kolluk tarafından kişilerin tek tek gruptan ayrılmaları sağlanmak suretiyle topluluğun dağıtıldığı ve grup içinde yer alan sanığın zor kullanılmasına rağmen dağılmamakta ısrar ettiğine dair delil de bulunmadığı gözetilmeden, 2911 sayılı Kanuna aykırılık ve örgüt adına suç işleme suçlarından beraatine karar verilmesi yerine yazılı biçimde mahkûmiyetine ve kamu davasının ertelenmesine hükmolunmasında isabet görülmediğinden, anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüştür" şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda sığınmacıların eylemleri öncesinde ve sonrasında kolluk tarafından denetim, gözetim ve müdahale yapılmadığı gibi, soruşturmanın eylemlerin sona erdikten sonra başlatıldığı ve konaklama tesisindeki MOBESE kayıtları üzerinden yürütüldüğünün anlaşılmasına nazaran, adı geçen sanıkların kışkırtmaları sonucu 1 nolu market önünde toplanan ve devamında kamp içerisinde bir müddet yürüdükten herhangi bir müdahale olmaksızın dağılan sığınmacıların eylemlerinin 2911 sayılı Kanun"a aykırılık arz etmediği, bu duruma bağlı olarak da sanıkların yasa dışı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlediklerinden bahsedilemeyeceği ve üzerilerine atılı suçtan beraatlerine karar verilmesi gerektiği cihetle, 2911 sayılı Kanun"a muhalefet suçundan sanıklar ..., ..., Bilal Yavuz, ... ve ..."in mahkûmiyetlerine dair Adana 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/09/2017 tarihli karar ile anılan karara yönelik sanıklar ... ve ... müdafii tarafından yapılan itirazın reddine dair mercii Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/11/2017 tarihli ve 2017/958 değişik iş sayılı kararın verilmesinde, isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararların bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 03/04/2019 gün ve 94660652-105-01-2280-2019-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
    II-OLAY:
    Adana Valiliği Sarıçam Konaklama Merkezi Başkanlığının, 07.07.2015 tarihli 1415 sayılı yazısı ile Adana Cumhuriyet Başsavcılığına; Suriye Arap Cumhuriyetinde meydana gelen iç karışıklık nedeniyle sığınmacıların konaklanmalarının sağlanması amacı ile kurulan Sarıçam Konaklama Merkezinde bulunan iki adet marketin işletmeciliğini yapan ... Yemek Yapımı Gıda İnş. Tem. ....Tic. Ltd.Şti firmasının sözleşmesinin 12.01.2015 tarihinde fesh edilerek başka bir şirket ile sözleşme imzalandığı, sözleşmesi fesh edilen şirketten marketlerin tahliye edilmesi ile ilgili tebligatın yapılmasından sonra 04.02.2015 çarşamba günü saat 09:00 sıralarında Sarıçam Konaklama Merkezinde geçici koruma altında bulunan sığınmacılar toplu halde kamp alanında yönetime karşı protesto yürüyüşünde bulundukları, yapılan inceleme ve araştırma neticesinde yürüyüşü sözleşmesi fesh edilen ... Yemek

    Yapımı Gıda İnş. Tem. Pet. San. Tic. Ltd. Firması çalışanlarının organize ettiklerinin anlaşıldığı, ..., ..., ..., ... ve ..."in Suriyeli sığınmacıları kışkırtmak ve yönetime karşı ayaklandırmak için merkez içerisinde bulunan basketbol sahası yanındaki 1 (bir) nolu market önünde topladıkları ve sığınmacılara konuşma yaptıkları mobese kayıtlarının incelenmesinden anlaşıldığı, konuşma içeriği ile ilgili olarak yapılan araştırmada tanıklar ...,...,..."un ifadelerinden ve tutanaklardan sığınmacıları vaadde bulunmak sureti ile kışkırttıkları, Suriyeli sığınmacılar aracılığı ile kalabalığı yönlendirdikleri, kampta huzursuzluk ve anarşi ortamı yaratmak konaklama merkezinin huzurunu bozmak ve kamu hizmetlerinin yerine getirilmesini engellemek istedikleri, kampta barınanları suç işlemeye teşvik ettikleri, mobese sisteminde oluşan teknik aksaklıkların giderilmesinin akabinde görüntüler elde ederek gönderildiği de belirtilerek, Mobese kayıtlarının oluşan cd ve tutanaklarda belirlenen ve isimleri belirtilen kişiler hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması hususunda suç duyurusunda bulunulmuştur.
    Olay tarihinden sonraki süreçte tarihler üzerine düzeltmelerinde yapıldığı görülen tutanaklar incelendiğinde; 04.02.2015 tarihli, polis memuru ...,...,...t, sığınmacılar ..., ... ve ...nin imzaları bulunan tutanakla özetle; yürüyüşü 12.01.2015 tarihinde sözleşmesi fesh edilen ... Market çalışanlarından...,... ve ..."un organize ettikleri, sığınmacıları kışkırtmak için basketbol sahası yanındaki marketin önüne sığınmacıları toplayarak konuşma yaptıklarının, sığınmacılara kısaca menfaat vaadinde bulunarak ve o güne mahsus normalde yasak olmasına rağmen malzeme getireceklerinden bahisle kamp içerisine soktukları malzeme aracını da göstermek sureti ile kendilerine bakacaklarını, her gün protesto yapmalarını, yeni açılan marketten alışveriş yapmamalarını söyleyerek sığınmacıları ve kalabalığı yönlendirdiklerinden; 04.03.2015 tarihli tercüman..., Sığınmacılar ...,..., ve ..., polis memuru ..., güvenlik amiri ... imzalı tutanakta, konaklama merkezindeki eski market sahibi ... adlı şahsın yanında çalıştırdığı suriyelilere yeni marketten alış veriş yapmayın, diğer suriyelileri kışkırtın olay çıkarsa cep telefonu ile çekim yaparak bize gönderin biz görüntüleri medyaya vereceğiz bize bir şey yapamazlar şeklinde özetle belirtilen sözleri söylediğinin, 06.02.2015 tarihli ... merkez yönetici yardımcısı, ..., mali koordinatör,... Teknik hizmetler amirinin imzasının bulunduğu raporda ..."nin sığınmacıları kışkırttığının alınan ifadelerden anlaşıldığından ... ve ..."in giriş ve çıkış kartlarının iptal edilmesinin değerlendirildiğinin; ... Merkez yönetim yardımcısı, Mustafa Şanlı polis memuru, Mahmut Tankut polis Memuru, İsmail Gök teknik koordinatör,... tercüman imzalı 04.02.2015 tarihli tutanakla eylemi ...,... ve ..."un organize ettikleri tespit edildiğinden giriş ve çıkış kartlarının iptal edilmesi ve haklarında yasal işlem yapılmasının istenildiği görülmüştür.


    2911 sayılı Kanunun 28/1 maddesine muhalefet suçundan yürütülen soruşturma kapsamında özetle belirtilecek olunursa; 23.07.2015 tarihinde tercüman eşliğinde kollukta Fehet Mansur"ın bilgi alma tutanağında, olay öncesi market sorumlusu olan çalışan ..."ın 4-5 kişi ile görüştüğünü, kendisinin bu konuşmaları gördüğünü ancak kendisi ile görüşmediğini, marketin önünde 100 kişilik bir grubun toplandığını, ..."ın yönetime karşı eylem başlatın market açılırsa 5 gün boyunca yiyecek vereceğim, atılan olursa dışarıda kiralarını ve yiyeceklerini karşılayacağını söylediğinin kalabalık içerisinde konuşulduğunu, birebir ..."ın ağzından bunları duymadığını,..."ın arapça bilmediğini, Bessam adlı Suriyeli"nin markette çalıştığını, bunun aracılığı yürüyüş yapmalarını isyediğini duyduğunu ancak bunu Bessam"ın kendisinden duymadığını, Bessam"ında olaydan sonra kamptan ayrıldığını, cep telefonu ile çekim yapıldığını, Bessam ve diğer şahıslardan çekim yapın televizyona vereceğiz dediklerini duyduğunu, kendisinin de telefonla çekim yaptığını, sonrasında başına bir şey gelebiir düşüncesi ile sildiğini, bazı Suriyelilerin market çalışanları ile birlikte hareket ettiklerini, markette fiyatların gözlemciler gittikten sonra arttırıldığını, kaymakamın ve idarecilerin bu hususta uyarılarda bulunduklarını özetle beyan ettiği ve mobese görüntülerinde gösteriken X kodlu şahıslardan X6 nolu şahsın Yezen Maahrati olduğunu diğer şahısları tanımadığına dair 23.07.2015 tarihli teşhis tutanağının;..."nin tercüman eşliğine 23.07.2015 tarihli kollukta bilgi alma ifadesinde; market sorumlusu Veysi"nin eylem yapılırsa marketin açılacağını, yapılmazsa açılmayacağını marketin önünde bulunan kalabalığa söylediğini, marketten Veysi ve Bilal adlı kişileri tanıdığını, kalabalığın toplanması hususunda market çalışanlarının kampta kalanlara bilgi verdiğini duyduğunu, yürüyüş anında çekim yapıldığını, televizyona verileceğine dair bir söylem duymadığını, marketlerde gözlemciler gidince fiyatların yükseltildiğini, bunu defalarca idareye ilettiklerini, kendisine gösterilen görüntülerdeki X1 in Veysi, X3 ün ise Bilal isimli şahıslar olduklarını, yanlarında duran bayanın ise market çalışanı olduğunu beyanlar teşhis ettiği, diğerlerini tanımadığını belirttiği; Sehben Naif"in tercüman eşliğinde 23.07.2015 tarihinde kolluk ifadesinde; kalabalığa merakı nedeni ile karıştığını, kalabalıkta bulunan kişilerin Veysi ve Bilal"ın eylem başlatmazlarsa marketin açılmayacağını, eylem yapanlara 5 gün ücretsiz yiyecek ve içecek vereceğini söylediğini kendisine anlattıklarını, bunları kendisinin duymadığını, Bilal"in kalabalığı markete çağırdığını sonradan duyduğunu, çekim yapıldığını gördüğünü, görüntülerde kendisine gösterilen X şahısları tanımadığını beyan ettiği ve teşhis işlemi yapıldığına dair evrakların bulunduğu, şüpheli sıfatı ile sanıkların kollukta ifadelerinin alındığı, 21.07.2015 tarihli mobese güvenlik kamera kaydı çözüm tutanağında saat:09.03 sıra larında yaklaşık olarak 50-60 kişilik bir grubun Konaklama Merkezi içerisinde bulunan tek katlı beyaz renkli üzeri sac kaplı yapı önünde toplandıkları, XI erkek şahıs ile X2 erkek şahsın, toplanan kalabalık grubu yönlendirici hareketlerde bulunduğu, burada bulunan şahıslar ile konuşmalar yaptığı ve çadırların bulunduğu tarafta bulunan şahıslara yönelik el işaretleri ile şahısları yanına çağırdığı, ayrıca XI şahsın kapı girişinde bulunduğu, arkasında Y1 bayan şahsın bulunduğu, yine bu şahısların X3 Erkek şahsın elinde telefon ile görüşmeler yaptığı ve yine elinde bulunan telefon ile toplanan kalabalık grubun görüntülerini aldığı, saat:09.42

    sıralarında kalabalık grubun toplandıkları tek katlı beyaz renkli üzeri sac kaplı yapı önünden yürüyüşe geçtikleri, XI ve X3 erkek şahsın görüş açısından çıktığı, X2 erkek şahsın ise yürüyüşe geçen grubun önünde yürüyerek kışkırtıcı el işaretlerinde bulunduğu, yol boyunda bulunan bazı çadırlara eğilerek burada bulunan şahısları el işareti yaparak yürüyüş yapan kalabalık grubun içine çağırdığı, bu sırada X4 erkek şahsın, yine X5 erkek şahıs ve 15/17 yaşlarında, üzerinde siyah pantolon, mavi tişört bulunan X6 erkek şahsın ellerinde bulunan telefon ile kalabalık grubun önünde ters yürüyerek görüntü aldığı, X7 erkek şahsın yürüyüşe geçen kalabalık içerisinde grubu hareketlendirici şekilde el işaretlerinde bulunduğu, yine X7 erkek şahsın yürüyüşün ilerleyen zamanlarında fular ile yüzünü kapatmaya çalıştığı, saat 10:15 sıralarında 300-400 kişilik kalabalık grubun güvenlik tarafından geçiş yollarının tel örgülü kapı ile kesildiği, kalabalık grubun bu kapıyı açmaya yönelik zorlayıcı hareketlerde bulunduğu, bazı şahısların grubu sakinleştirmeye çalıştığı, tel örgüye çıkarak konuşma yaptıkları, bazı şahısların kapının arkasında bulunan güvenlik görevlileri ile hararetli şekilde söylemde bulundukları, kalabalık içerisinde bir şahsın başka bir şahsın sırtına çıkarak grup içerisinde hararetli şekilde konuştuğu, saat 10:40 sıralarında kalabalık grup içerisine giren güvenlik ve emniyet personelinin kalabalık içerisinde şahıslar ile görüşme yaptığı, akabinde kalabalık grubun gelmiş oldukları güzergâh yönünde dağılmaya başladıklarının belirtildiği anlaşılmıştır.
    Üzerinde "04.02.2015 AKAŞ MERKET AYAKLANMA" yazılı cd"de yapılan incelemede; saat 09:00 itibari ile kadın, erkek ve çocuklardan oluşan kalabalığın kampta bulunan yapı önünde toplanmış olduğu, yüzlerinin açık olduğu, konuşmaların duyulmadığı, telefonla konuşan ve çekim yapan şahısların bulunduğu, aralarında market çalışanı olan bayan şahsında bulunduğu kişilerce alkışlamanın yapıldığı, taşkınlık yapıldığına polis ve güvenlik görevlilerince yapılan bir müdahaleye dair görüntülerin bulunmadığı, bir şahsın konuşması akabinde 09:40 sıralarında az sayıdaki kalabalığın yürüyüşe geçtiği, bir ambulansın geçiş yaptığı, market çalışanlarının ise yapı önündeki yerden ayrıldıklarına dair bir görüntüye kadrajdan çıkılması nedeni ile rastlanılmadığı, yürüyüşe müteakip kalabalığın sayısının arttığı, kamp içerisinde gözetleme kulesinin yanından da geçmek sureti ile önceki kadrajlarda da kapalı halde bulunduğu görülen demir bir bariyerin bulunduğu kapıya doğru gidildiği, seslerin duyulmadığı, saat 10:15"te kalabalığın bariyer kapıya geldiği ve zorlandığı, bir kaç kişinin kapıya tırmanarak kalabalığa seslendiği, bazı görevlilerin bariyerin diğer tarafında uyarıda bulunduklarının anlaşıldığı, sonrasında polis ve özel güvenliklerin kalabalık arasında yer aldığı, konuştukları, daha sonra kalabalığın uzaklaşarak dağıldığı görülmüştür.
    18.11.2015 tarihli fezleke ile hazırlanan tahkikat evrakı şüpheli ..."in Hakkari ilinde olduğunu beyan etmesi nedeni ile ifadesi alınamadığı da belirtilerek, 2911 sayılı kanuna muhalefet etme ve halkı isyana teşvik etmek suçundan Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
    Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/43279 soruşturma, 2015/25713 esas ve 2015/20858 numaralı 20.11.2015 tarihli iddianamesi ile Türkiye"ye sığınan Suriyelilerin kaldığı Sarıçam Konaklama Merkezinde bulunan ve olay tarihinden

    önce sözleşmelerinin fesh edilmesi nedeni ile idare ile aralarında dosya içerisinde yer alan beyanlara ve 07.07.2015 tarihli suç duyurusunu içeriğine göre uyuşmazlık bulunduğu anlaşılan marketleri işleten şirketin ortakları olan sanıklar ... ile ... ve bu marketlerde çalışan sanıklar..., ..., ... hakkında özetle; Suriye Ülkesi"nde meydana gelen iç karışılık nedeniyle Türkiye"ye sığınan Suriyeli"lerin kaldığı, Sarıçam Konaklama Merkezi"nde bulunan iki adet marketi işleten ... Yemek Yapımı Gıda İnş. Tem. Pet. San. Tic. Ltd. Şti."nde çalıştıkları şirkete ait bu marketlerle ilgili sözleşmenin 12.01.2015 tarihinde idare tarafından fesh edildiği ve ...Yemekçilik Gıda Tar. Ltd. Şti isimli başka bir şirketle sözleşme yapıldığı; bu nedenle sanıkların konaklama merkezinde bulunan Suriyeli sığınmacıları yönetime karşı protesto yürüyüşü yapmaları için kışkırttıkları; bunun üzerine kalabalık bir grup Suriye vatandaşının, suç tarihinde konaklama merkezinde bulunan bir numaralı market önünde toplandıkları, şüphelilerin toplanan kalabalığa "yönetime karşı harekete geçmeleri halinde marketten beş gün boyunca bedava alış-veriş yapacaklarını, sığınmacıların kamptan atılmaları halinde dışarıda kendilerine bakacaklarını, yönetimi protesto ederlerse yönetimin zor durumda kalarak marketleri tekrar açacağını, toplanan kalabalığa ilişkin görüntüleri çekerek El Cezire televizyonunda yayınlatacaklarını, isyanın düzenli olarak her gün yapılması halinde yönetimin kendi isteklerini yapmak zorunda kalacağını, alış-verişe kapatılan kartların tekrar açılacağını, ne kadar çok kişi toplanırsa o kadar iyi olacağını, yeni açılan marketlerden alış-veriş yapmamalarını" belirtir konuşma yaptıkları; konuşmadan sonra Suriyeli sığınmacıların kamp içerisinde bir süre yürüyerek dağıldıkları; tanıklar Ened Muhammed Ali, Fehet Mansur ve Sehben Naif"in polise verdikleri 23.07.2015 tarihli ifadelerinde de bu hususu beyan ettikleri, suçtan kurtulmaya yönelik savunmalara itibar edilmediği belirtilerek 2911 sayılı yasanın 28/1 ve 5237 sayılı TCK"nın 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istenilmiştir.
    Sanıklar ... ve ... müdafiinin her iki sanık yönünden ayrı ayrı vekaletname ibraz ettiği görülmüştür.
    Eylem nedeni ile gerçekleşen bir maddi zararın bulunduğuna dair bir bilgiye rastlanılmamıştır.
    Adana 17. Asliye Ceza Mahkemesinin, suç adının "Halkı Kin ve Düşmanlığa Alanen Tahrik Etme" olarak belirtildiği görülen 26.11.2015 tarihli iddianamenin kabulüne dair kararına müteakip, mahkemenin 2015/755 esasına kayden yürütülen kovuşturmada kapsamında; süreçte verdikleri ifadelerde sanıkların suçlamaları kabul etmedikleri, olay yerinde bulunmadıklarını beyan eden sanıklar ... ve ... ile müdafiilerinin de bu kapsamda süreçteki beyan ve dilekçelerinde özetle, olay tarihinde marketlerin tahliyesinin istenildiğini, bunun üzerine yürütmeyi durdurma kararı alındığını, alınan karara rağmen idarenin pos cihazlarını bloke etmesi nedeni ile Adana Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, sözleşmelerinin haksız yere feshi üzerine yürütmeyi durdurma kararı alarak idari yargıda lehlerine sonuçlanan ancak temyiz aşamasında olan davayı açtıklarını, hukuki nedenlerle Asliye Hukuk Mahkemesinde derdest davalarının bulunduğu, olaya karışan şahısların belli olmasına rağmen haklarında dava açılmadığını, araştırma

    yapılmadığını, giriş izinlerinin bulunmaması nedeni kampa giremediklerinden olay anında kampta bulunmadıklarını, haklarında somut bir delilin de bulunmadığını, iddiaya konu eyleme yönelik olarak kanunda belirtilen şekilde bir toplantının yapılmadığını, marketten alışveriş yapamayan Suriyelilerin market önünde toplanması nedeni ile olayın gerçekleştiğini, görüntülerde ses kaydının da olmadığını, duyuma dayalı beyanların olduğunu, kesin bir delilin olmadığını ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına muvafakat ettiklerini beyan ettikleri ve sanıklar müdafinin tevsii tahkikat istemlerinin reddedilerek, tutanak mümzileri Mahmut Tankut, İsmail Kurt, Mustafa Şanlı"nın da tanık sıfatı ile dinlenilmeleri sureti ile yapılan yargılama sonunda; toplanan deliller, iddia, savunmalar, tanıkların beyanı, olay tutanağı, mobese görüntüleri, tanıklar Ened Muhammed Ali, Fehet Mansur ve Sehben Naif"in emniyette verdikleri 23.07.2015 tarihli ifadeleri ile tüm dosya kapsamına göre; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..."in, Suriye Ülkesi"nde meydana gelen iç karışılık nedeniyle Türkiye"ye sığınan Suriyeli"lerin kaldığı, Adana İli, Sarıçam İlçesi, Sarıçam Konaklama Merkezi"nde bulunan iki adet marketi işleten AK-AŞ Yemek Yapımı Gıda İnş. Tem. Pet. San. Tic. Ltd. Şti."nde çalıştıkları; sanıkların çalıştığı şirkete ait bu marketlerle ilgili sözleşmenin 12.01.2015 tarihinde idare tarafından fesh edildiği ve ... Yemekçilik Gıda Tar. Ltd. Şti isimli başka bir şirketle sözleşme yapıldığı; bu nedenle sanıkların konaklama merkezinde bulunan Suriyeli sığınmacıları yönetime karşı protesto yürüyüşü yapmaları için kışkırttıkları; bunun üzerine kalabalık bir grup Suriye vatandaşının, suç tarihinde konaklama merkezinde bulunan bir numaralı market önünde toplandıkları, sanıkların toplanan kalabalığa "yönetime karşı harekete geçmeleri halinde marketten beş gün boyunca bedava alış-veriş yapacaklarını, sığınmacıların kamptan atılmaları halinde dışarıda kendilerine bakacaklarını, yönetimi protesto ederlerse yönetimin zor durumda kalarak marketleri tekrar açacağını, toplanan kalabalığa ilişkin görüntüleri çekerek El Cezire televizyonunda yayınlatacaklarını, isyanın düzenli olarak her gün yapılması halinde yönetimin kendi isteklerini yapmak zorunda kalacağını, alış-verişe kapatılan kartların tekrar açılacağını, ne kadar çok kişi toplanırsa o kadar iyi olacağını, yeni açılan marketlerden alış-veriş yapmamalarını" belirtir konuşma yaptıkları; konuşmadan sonra Suriyeli sığınmacıların kamp içerisinde bir süre yürüyerek dağıldıklarının mobese görüntülerinden anlaşıldığı, olay günü olay yerinde bulunan tanıklar ..., ...ve ..."in emniyette verdikleri 23.07.2015 tarihli ifadeleri, olay tutanağı, tutanak tanıklarının beyanı, suç duyurusu evrakı ile sanıkların yasa dışı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemek suretiyle üzerlerine atılı suçu işledikleri anlaşıldığı belirtilerek; sanıklar..., ..., ..., ... hakkında 2911 sayılı yasanın 28/1, 5237 sayılı TCK"nın 62/1, 53. maddeleri uyarınca neticeten ayrı ayrı hükmedilen 1 yıl 3 ay hapis cezalarının, sanıkların sabıkasız olmaları, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyecekleri hususunda olumlu kanaate varıldığı, sanıkların hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul ettikleri gerekçesi ile 5271 sayılı CMK"nın 231/5 maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmalarına; sanık ... hakkında ise 2911
    sayılı Kanunun 28/1, 5237 sayılı TCK"nın 62/1, 53 maddeleri uyarınca hükmedilen 1 yıl 3 ay hapis cezasının, hakkında daha önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği ve sanığında denetim süresi içerisinde yeniden kasıtlı bir suç işlediği anlaşıldığından, yargılama sürecinde göstermiş olduğu pişmanlığı dikkate alındığında yeniden suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluştuğu belirtilerek 5237 sayılı TCK"nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine, 2 yıl denetim süresine tabi tutulmasına, denetim süresinin takdiren denetimli serbestlik tedbiri uygulanmadan ve herhangi bir yükümlülük belirlenmeden ayrıca rehberlik edecek bir uzman görevlendirilmeden geçirilmesine, kasıtlı bir suç işlemesi halinde, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin ihtarına, CMK 231 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden belirlenen denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlediği anlaşıldığından kararın kesinleşmesinden sonra mahkemesine gereğinin taktiri ve ifası için müzekkere yazılmasına dair, sanıklar ... ve ... müdafii huzurunda, sanıkların yokluğunda, 27.09.2017 tarihinde verilen karara karşı, sanıklar ... ve ... müdafileri tarafından suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve eksik kovuşturma yapıldığına dair esasa ve usule yönelik itirazlarını içerir başvuru kapsamında, Cumhuriyet savcısınca itirazın reddine karar verilmesine yönelik mütalaası da alınarak Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesince merci sıfatı ile yapılan inceleme sonucunda, 27.11.2017 tarih 2017/958 değişik iş sayılı kararla "...sanıkların kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmaması ve mahkeme de sanıkların ileride suç işlemeyeceği yönünde kanaatin hasıl olması sonucu sanıklar lehine olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, CMK 231. maddedeki şartların dosya da mevcut olduğu anlaşıldığından; Adana 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/09/2017 tarih 2015/755 esas, 2017/794 karar sayılı kararındaki gerekçeye göre yerinde görülmeyen itirazın reddine" kesin olarak karar verilmiştir.
    Adana 17.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/755 esas ve 2017/794 karar sayılı gerekçeli kararı ile hükmün açıklandığı duruşma zaptında imzası bulunan katiplerin farklı katipler oldukları; kararın görüldüsünün 30.10.2017 tarihinde yapıldığı, 28.09.2017 tarihinde sanıklar müdafiince süre tutum dilekçesi verildiği, ... ve ... müdafiine 07.11.2017 tarihinde gerekçeli kararın tebliğ edildiği, Bilal Yavuz"un müdafii olmadığı halde Av. Oral Kıyan"a 07.11.2017 de yapılan tebligatın sehven aldığından iade edilmesi üzerine yeniden çıkartılan tebligat ile gerekçeli kararın 17.11.2017 tarihinde, ..."e ise 09.11.2017 tarihinde tebliğinin yapıldığı, ..."ya çıkartılan tebligatın ise 06.11.2017 tarihinde iade edildiği, 22.11.2017 tarihinde yeniden gerekçeli karar içerir tebligatın çıkartıldığı ve bu tebligatın da 04.12.2017 tarihinde adreste tanınmaması nedeni ile iade edilmesi üzerine, 14.12.2017 tarihinde ise mernis adresine Tebligat Kanunu 21/2 maddesi gereğince tebliğinin rica olunduğuna dair şerhi içerir gerekçeli kararı içerir tebligatın gönderildiği 25.12.2017 tarihinde muhtara tebliğ edilerek 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırıldığı, sanık ... yönünden istinaf edilmediğinden 17.11.2017 tarihinde; ... ve ... yönünden itirazın reddi nedeni ile 27.11.2017 tarihinde; ... yönünden itiraz edilmediğinden 03.01.2018 tarihinde kararın kesinleştiği görülmüştür.

    22.01.2019 tarihinde ... ve ... müdafiince kesinleşen Adana 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.09.2017 tarih 2015/755 esas, 2017/794 kararının kanun yararına bozulması hususunda istemde bulunması üzerine, Cumhuriyet savcısınca kararın usul ve yasaya uygun olması nedeni ile kanun yararına bozma yoluna gidilmemesine dair görüş bildirdiği karara ve itiraz mercii kararına yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından 03.04.2019 tarihinde Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce kanun yararına bozma isteminde bulunulması istenildiğinden dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
    III- KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    2911 sayılı yasaya muhalefet etmek suçundan sanıklar..., ..., ... ve ... haklarında mahkumiyetlerine ilişkin hükümlerin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına, sanık ..."in cezasının ise 5237 sayılı Kanunun 51. maddesi uyarınca ertelenmesine dair Adana 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.09.2017 tarihli ve 2015/755 esas, 2017/794 sayılı kararı ile bu karara yönelik sanıklar ... ve ... müdafii tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.11.2017 tarihli ve 2017/958 değişik iş sayılı kararında hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
    IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    İtirazı kabil olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, deneme süresi sonunda sanık hakkında verilen kararın hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade etmekte ise de, olağan kanun yolu olan itirazda hükmün içeriğine ilişkin hukuka aykırılıkları da kapsayan etkin bir denetimin yapılmaması halinde bu mahkumiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek dereceli bir mahkemeye incelettirme hakkı tanınmadığından, beş yıllık denetim süresi içinde askıda bekletilen mahkumiyet hükmünün tehdidi altında tutulan sanığın lekelenmeme ve beraat etme hakları da engellenmiş olmakla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6/1 ve Ek-7 nolu protokolün 2/1. maddeleri de ihlal edilmiş olacaktır.
    Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu 22.01.2013 tarih ve 2012/534 esas, 2013/15 sayılı kararında itiraz merciinin, CMK"nın 231. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususuyla sınırlı kalmayarak suçun sübutu ve vasfı yönünden de hukuka uygunluk denetimi yapacağına vurgu yapmak suretiyle AİHS"nin 6/1 ve Ek-7 numaralı protokolün 2/1. maddeleri çerçevesinde etkin bir denetimin önünü açmıştır.
    Diğer taraftan, 2911 sayılı Kanunun 28. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen ""Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşü düzenlemek"" fiili; hazırlıklar da dahil olmak üzere toplantı veya yürüyüşün yapılabilmesi için gerekli her türlü işlemi yapmak; ""yasadışı toplantı ya da gösteri yürüyüşünü yönetmek"" fiili; topluluğun dağılmaması, amaçlanan doğrultuda devam etmesi için topluluğa ya da etkin bazı kişilere gerekli talimatları vermek, duruma göre, insiyatif geliştirmek, gerekli idare işlemlerini yapmak, topluluğu hareketlendirmek ve yönlendirmek; ""kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşünü düzenleyen ve/veya yönetenlerin

    hareketlerine katılmak"" fiili ise, bu toplantı veya yürüyüşü düzenleyen ve yönetenlerden olmamakla birlikte, bizzat toplantı ve yürüyüşte hazır bulunarak bu kişilerin hareketlerini paylaşmak anlamına gelmektedir. (Anayasa Mahkemesinin 2011/39 Esas, 2012/37 Karar sayılı kararı; RG:13.10.2012, 28440; Dairemizin 22.06.2016, 2016/1725-4550 sayılı kararları)
    2911 sayılı Kanunun 28. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suç seçimlik hareketli bir suç olup, bu suçun oluşması için failin ""düzenlemek, yönetmek veya düzenleyen veya yönetenlerin hareketlerine katılmak"" fiillerinden birini işlemesi suçun oluşması için yeterlidir. Nitekim; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.06.1979 gün ve 232-303 sayılı kararında da; 2911 sayılı Kanunun 28/1. maddesinin suç tarihindeki karşılığını oluşturan 171 sayılı Kanunun 18/1. maddesindeki yazılı suçun; kanunsuz toplantı ve yürüyüşün ""tertip edilmesi"", ""idare edilmesi"" ve ""tertip ve idare edenlerin hareketlerine bilerek iştirak edilmesi, hareketlerinin paylaşılması"" durumunda oluşacağı ifade edilmiştir.

    Ancak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı” başlıklı 34. maddesine göre; “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir...”
    Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Dernek kurma ve toplantı özgürlüğü” başlıklı 11. maddesinde de; “Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapma, dernek kurma, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma haklarına sahiptir” denilerek barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkı en üst düzeyde teminat altına alınmıştır.
    2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 3. maddesinde ise; herkesin, önceden izin almaksızın, bu Kanun hükümlerine göre şiddet veya silah kullanmadan kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebileceği hüküm altına alınmıştır.
    2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinde toplantının; "belirli konular üzerinde halkı aydınlatmak ve bir kamuoyu yaratmak suretiyle o konuyu benimsetmek için gerçek ve tüzelkişiler tarafından bu Kanun çerçevesinde düzenlenen açık ve kapalı yer toplantılarını", gösteri yürüyüşünün; "belirli konular üzerinde halkı aydınlatmak ve bir kamuoyu yaratmak suretiyle o konuyu benimsetmek için gerçek ve tüzel kişiler tarafından bu Kanun çerçevesinde düzenlenen yürüyüşleri" ifade ettiği açıklanmıştır.
    Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, çoğulcu bir demokrasinin kurulması, farklı siyasi, kültürel, dini, sanatsal ve benzeri fikirlerin oluşabilmesi ve bir arada yaşayabilmelerinin içselleşmesi bakımından önemlidir.
    Ancak ifade özgürlüğünün kolektif bir açıklama yöntemi olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı mutlak haklardan olmadığından, demokratik toplumda zorunlu ve meşru bir ihtiyacın karşılanması amacıyla, yasayla sınırlanabilir.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 34. maddesine göre; “…Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir...”, AİHS"nin 11. maddesinin ikinci fıkrasına göre

    de; “Bu hakların kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplum içinde ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli olanlar dışındaki sınırlamalara tabi tutulamaz. Bu madde, silahlı kuvvetler, kolluk kuvvetleri veya devlet idaresi mensuplarınca bu hakların kullanılmasına meşru sınırlamalar getirilmesine engel değildir” şeklinde sınırlamalar öngörülmek suretiyle bu hakkın sınırsız bir hak olmadığı ortaya konulmuştur.
    2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun “Düzenleme Kurulu” başlıklı 9. maddesinde; bu Kanuna göre yapılacak toplantıların, fiil ehliyetine sahip ve onsekiz yaşını doldurmuş, en az yedi kişiden oluşan bir düzenleme kurulu tarafından düzenleneceği, aynı kanunun “Bildirim verilmesi” başlıklı 10. maddesinde; toplantı yapılabilmesi için, düzenleme kurulu üyelerinin tamamının imzalayacakları bir bildirimin, toplantının yapılmasından en az kırksekiz saat önce toplantının yapılacağı yerin bağlı bulunduğu valilik veya kaymakamlığa verilmesi gerektiği, "Toplantının yapılması" başlıklı 11. maddesinde; düzenleme kurulunun, kendi üyelerinden başkan dahil en az yedi kişiyi toplantının yapıldığı yerde bulundurmakla yükümlü olduğu, “Düzenleme kurulunun görev ve sorumlulukları” başlıklı 12. maddesinde; düzenleme kurulunun, toplantının sükun ve düzenini, bildirimde yazılı amaç dışına çıkılmamasını sağlamakla yükümlü ve sorumlu olduğu, aynı Kanunun 23. maddesinde ise toplantı ve gösteri yürüyüşünün hangi hallerde kanuna aykırı sayılacağı ifade edilmiştir.
    Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından bazıları şöyledir: "Kendine özgü rolü ve özel uygulama alanı bulunmakla birlikte, 11. maddede düzenlenen haklar, 10. maddenin ışığında incelenmelidir. Sözleşmenin 11. maddesinde yer alan toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin hedeflerinden biri, 10. maddede güvence altına alınan kişisel görüşlerin korunmasıdır." (Ollinger/Avusturya, 29.06.2006, No: 76900/01) "Kamuya açık alanda düzenlenen gösteriler, trafiği aksatmak gibi etkilerle günlük yaşam düzenini bir derece bozabilir. Göstericiler şiddet içeren hareketlerde bulunmadıkları sürece, resmi makamların, Sözleşmenin 11. maddesi kapsamında güvence altına alınan toplantı hakkının özüne halel gelmemesi için barışçıl nitelikteki toplantılara belirli derecede hoşgörü göstermesi gerekmektedir." (Disk-Kesk/Türkiye, 27.11.2012, No: 38676/081; Nurettin Aldemir/Türkiye, 18.12.2007, No: 32124/02, 32126/02, 32129/02, 32132/02, 32133/02, 32137/02, 32138/02) "Toplantı özgürlüğü ile bu özgürlük kapsamında düşüncelerini ifade etme hakkı, demokratik bir toplumun temel değerlerini oluşturmaktadır. Demokrasinin özünde açık bir tartışma ortamıyla sorunları çözebilme gücü yer almaktadır. Şiddete teşvik ve demokrasinin ilkelerini reddetme durumları dışında toplantı ve ifade özgürlüğünün ortadan kaldırılmasına yönelik önleyici nitelikli radikal tedbirler -yetkililere göre kullanılan ifade ve bakış açıları şaşırtıcı ve kabul edilemez görünebilir; ayrıca söz konusu gereklilikler yasadışı da olabilir- demokrasiye zarar vermekte ve hatta sık sık demokrasinin varlığını tehlikeye atmaktadır. Hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir toplumda


    kurulu düzene itiraz eden ve barışçıl yöntemlerle gerçekleştirilmesi savunulan siyasi fikirler; toplantı özgürlüğü uygulanırken diğer yasal araçlarla da kendini ifade edebilme imkânı sunmalıdır." (Gün/Türkiye, 18.06.2003, No: 8029/07) "Önceden izin alınmamış olsa bile barışçıl bir şekilde yapılan gösterilerde kolluğun bir miktar tolerans göstermesi gerekmektedir." (Oya Ataman/Türkiye, 05.12.2006, No: 74552/01)
    Öğretide de, "Sözleşmenin 11. maddesinde yer alan toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin hedeflerinden birisi de, 10. maddede güvence altına alınan kişisel görüşlerin korunmasıdır. Barışçıl olarak toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, ifade özgürlüğünün bir başka görünümü olarak değerlendirilebilir ve bu çerçevede demokratik bir toplum bakımından temel hak niteliğindedir. Kişiler, siyasi, sosyal, kültürel ve benzeri nedenlerle toplanırlar ve gösteriler, yürüyüşler, mitingler düzenleyerek görüşlerini toplu olarak ifade ederler. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılmasına sınırlama getirilirken, Sözleşmenin 11. maddesinin ikinci fıkrası dar yorumlanmalı ve Sözleşmenin 10. maddesi altında geliştirilen içtihatlar ile birlikte değerlendirilmelidir. Barışçıl olarak toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkı, ifade özgürlüğü benzeri bir korumadan faydalanır." (... Doğru-Atilla Nalbant, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklama Ve Önemli Kararlar, 2. Cilt, Council of Europe, Türkiye Cumhuriyeti Yargıtay Başkanlığı, 1. Baskı, Ankara 2013, s. 430); "İfade özgürlüğü ve dolayısıyla toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlükleri belirli bir ölçüde abartmayı hatta tahrik etmeyi de kapsar." (Ziya Çağa Tanyar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihadında Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2011 s. 599); "AİHS"nin 11. maddesinde düzenlenen ilk hak barışçıl toplantı özgürlüğü hakkıdır. Maddenin ilk cümlesine göre, "herkesin çıkarlarını korumak amacıyla barışçıl toplantı özgürlüğü hakkı vardır." AİHM, maddede geçen "toplantı özgürlüğü" kavramını içtihatları ile "gösteri özgürlüğü"nü de kapsayacak şekilde geniş yorumlamaktadır. Bir toplantı veya gösteri yürüyüşünün barışçıl olup olmadığının tespiti için hakkı kullanmak isteyenlerin öncelikle niyetine bakmak gerekecektir. Hakkı kullanacak kişi veya örgütün o ana kadarki tutum ve açıklamaları burada belirleyici olmaktadır. Bir toplantı veya gösterinin barışçıl olup olmadığını belirlemede bir başka ölçüt de, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanımı sırasındaki tutum ve davranışlardır." (Sibel İnceoğlu, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Ve Anayasa, Avrupa Konseyi, 1. Baskı, 2013, s. 383) şeklinde görüşlere yer verilmiştir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Suriyeli sığınmacıların bulunduğu Adana İli Sarıçam İlçesi Sarıçam Konaklama merkezindeki marketi işleten şirkette çalışan sanıkların, çalıştıkları şirketin işlettiği marketlerle ilgili sözleşmelerin idare tarafından 12.01.2015 tarihinde fesh edilmesini müteakip bir başka şirket ile sözleşme yapılması üzerine, konaklama merkezinde bulunan Suriye vatandaşı sığınmacıları yönetime karşı protesto yürüyüşü yapmaları için kışkırtıcı sözler söylemekten ibaret eylemlerinin, 2911 sayılı Kanunun 28. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen, kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşünü düzenlemek, yönetmek ya da bu toplantı veya yürüyüşü düzenleyen ve yönetenlerden olmamakla

    birlikte, bizzat toplantı ve yürüyüşte hazır bulunarak bu kişilerin hareketlerine katılmak kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, protestocu gurubun kamp içerisinde bir süre görevlilerin denetim ve kontrolü altında yürüyerek yapılan uyarı üzerine olaysız dağıldığının anlaşılmasına göre, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 34. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddeleri ile teminat altına alınan ve ifade özgürlüğünün kolektif bir açıklama yöntemi olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı kapsamında kaldığı nazara alınarak 5237 sayılı TCK"nın 26/1 maddesi gereğince bir hukuka uygunluk nedeni olarak "hakkın kullanılması" nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 223/2-d maddesi gereğince sanıkların beraatlerine karar verilmesi gözetilmeden hukuki olmayan gerekçe ile mahkumiyetlerine dair verilen karar ile itiraz merciinin vaki itirazın reddine ilişkin kararlarında hukuki isabet bulunmamaktadır.
    V-SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.05.2019 tarihli kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.11.2017 tarihli ve 2017/958 değişik iş sayılı kararı ile Adana 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.09.2017 tarihli ve 2015/755 esas, 2017/794 sayılı kararının; CMK"nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2-5271 sayılı CMK"nın 309/4-d maddesinin verdiği yetkiye istinaden sanıklar..., ..., ..., ... ve ..."in müsnet suçtan CMK"nın 223/2-d maddesi gereğince ayrı ayrı BERAATLERİNE,
    Beraat eden sanıklar ... ve ..."in kendilerini vekil ile temsil ettikleri görüldüğünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ayrı ayrı 1.980,00 TL ücreti vekaletin hazineden alınarak sanıklara verilmesine,
    Yargılama gideri olarak yapılan 80 TL tebligat giderinin kamu üzerinde bırakılmasına,
    Diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.01.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi