Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/44726
Karar No: 2016/4489
Karar Tarihi: 26.02.2016

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/44726 Esas 2016/4489 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2015/44726 E.  ,  2016/4489 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
    (İş Mahkemesi Sıfatıyla)
    Dava Türü : Alacak

    YARGITAY İLAMI

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü;
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı ve davalı .... nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı; iş akdinin davalı işverence haksız nedenle feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece davalılar ... İnşaat A.Ş. ve ... İnş.San.Tic.A.Ş yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden ise davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
    Taraflar arasında dava konusu alacaklardan davalı ... nin sorumlu olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır .
    4857 sayılı İş Kanununun 2/6 son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. 4857 sayılı İş Kanunu ile asıl işverenin, bu Kanundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu tutulması şeklindeki düzenleme, asıl işverenin sorumluluğunun genişletilmesi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, ihbar, kıdem, kötüniyet ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatili, yıllık izin, ikramiye, pirim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından birlikte sorumluluk esastır.
    Somut olayda davacı, ... İli ... İlçesindeki ... Hidroelektrik Barajı Santralinde çalışmış olduğunu ve bu barajın sahibinin ... olduğunu sözleşme ile baraj yapım işinin davalı ... İnş.A.Ş – ... İnş.San.Tic.A.Ş Adi Ortaklığına verildiğini bu itibarla ... nin asıl işveren diğer davalı şirketlerin ise alt işveren olarak işçilik alacaklarından sorumlu olduklarını , ..., taraf ehliyetlerinin olmadığını, diğer davalıların adi ortaklığının ... nin baraj inşaat işlerinin anahtar teslim olarak ihale ettiği yükleniciler olduğunu alt işveren olmadıklarını, diğer davalılar ile aralarında asıl – alt işveren ilişkisinin bulunmadığını bildirmiştir. Mahkemece davanın en başından davalı ... ile diğer davalılar arasındaki ilişki kesin olarak belirlenmemiş ve davalı ... yönünden asıl işveren sıfatının bulunmadığı, ihale makamı olduğu gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir. Öncelikle, ... Enerji A.Ş ile diğer davalılar arasındaki ihale sözleşmeleri getirtilmeli ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle davalı ... ile diğer davalı şirketler arasında asıl-alt işveren ilişkisinden bahsedilip bahsedilemeyeceği, veya davalı ... nin yalnızca ihale makamı sıfatı taşıyıp taşımadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilerek karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup bozma nedenidir.
    3- Davacının talep etmiş olduğu iş güvencesi tazminatı, kötü niyet tazminatı, ücret farkı, ikramiye ve teşvik primi alacak istekleri özellik arz etmemekle birlikte belirsiz alacak davası ile istenebileceğinden işin esasına girilerek bu alacak taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken mahkemece bu alacaklara ilişkin davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağı kısmi dava olarak da açılmasında hukuki yarar bulunmadığı ve miktarların tam olarak belirlenebilmesi için verilen iki haftalık süre içerisinde eksik harcın ikmal edilmediği gerekçesi ile usulden reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
    4- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve fazla çalışmaya esas çalışma saatleri konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda serviste geçen sürelerin fazla mesaiye dahil edilip edilmediği şeklinde 2 şıklı hesaplama yapılmıştır. Mahkemece, sabah işveren tarafından sosyal yardım olarak sağlanan ve 4857 sayılı Yasanın 66/b bendine göre çalışma süresinden sayılmasına yasal imkan bulunmayan serviste geçen süreleri de kapsayan fazla mesai hesabına yönelik şıkkın hükme esas alınması isabetsizdir. Ayrıca davacı dava dilekçesinde sabah saat 07.00 de işbaşı yaptığını bildirmesine rağmen bilirkişi raporunda yolda geçen sürelerin çalışma süresine dahil edilmemesi şıkkına göre davacının talebini de aşar şekilde iş yerinde sabah verilen kahvaltı gözetilerek mesainin 06.00 da başladığının kabulü de hatalıdır.

    5- Davacının hafta tatili alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut olayda; davacı hafta tatillerinde çalışmasına rağmen ücretinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise davacının çalışmış olduğu hafta tatili günlerinin karşılığının izin olarak kullandırıldığını ya da ücretinin ödendiğini savunmuştur.
    Dosyaya "Pazar izinlerime mahsuben" açıklamalı izin talep formları sunulmuş olup bu formlardan davalı işyerinde hafta tatili izinlerinin toplu kullandırıldığı anlaşılmıştır.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporu içeriği ve hesaplama şeklinden söz konusu izin talep formlarının dikkate alınmadığı görülmüş, mahkemece de bu hesaplama şekli esas alınarak hafta tatili alacağı hüküm altına alınmıştır.
    Oysa sunulan izin talep formlarında belirtilen tarihler itibariyle kullanıldığı sabit olan hafta tatili izinleri olduğu anlaşıldığından en azından ilgili tarihlere ilişkin 1 günlük hafta tatilini kullandığı gözetilerek, söz konusu tarihlerde kullanılan hafta tatili izinlerinin hesaplama dışı bırakılarak sonucuna göre varsa bakiye hafta tatili ücret alacağı hesaplanması gerekirken bundan zuhul ile mevcut şekilde hesaplama yapılması yanlıştır. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ayda 2 hafta tatilinde çalışma yaptığı kabul edildiği halde hesaplama kısmında daha fazla hafta tatilinde çalışma yaptığı belirtilerek hafta tatili ücretinin belirlenmesi ve mahkemece bu rapora itibarla hafta tatili ücret talebinin hüküm altına alınması da isabetsizdir.
    O halde tarafların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmadır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ... İnş. A.Ş."ne iadesine, 26.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi