Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/3932 Esas 2014/5772 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3932
Karar No: 2014/5772
Karar Tarihi: 24.03.2014

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/3932 Esas 2014/5772 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/3932 E.  ,  2014/5772 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacı, Yerel Mahkemenin 11/11/2009 tarih ve 2007/834 Esas sayılı kesinleşen kararının kaldırılması ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.


    K A R A R

    1-Yerel mahkemece 17.01.2014 tarihli ek karar ile verilen temyiz isteminin süreden reddine dair hükmün temyizen incelenmesinin taraf vekilleri tarafından süresinde istenmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı verilen 20.11.2013 tarihli hüküm İş Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesi hükmüne göre ise İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir. Bunun yanında tefhim olunan hüküm 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesindeki unsurları içerir biçimde yapılmadığı takdirde Yasada öngörülen ve tefhimden başlayan 8 günlük temyiz süresinin geçtiğinden söz edilemez.
    Somut olayda 20.11.2013 tarihli kararın tefhimi “Yargılamanın iadesi talebinin reddine,” şeklindedir. Gerekçeli kararda ise, bakiye harç, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik kararlar tarafların aleyhinedir. Bu son ve gerekçeli kararın 06.01.2014 tarihinde aykırılığı öğrenen davalı Kurum vekilinin, temyize başvurma süresinin tebliğ tarihinden başlayacağı kuşkusuzdur. Bu durumda davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı verilen kararın HMK 297. maddesinde belirtilen biçimde tüm unsurları ile tefhim olunmuş bir karar olmadığı açık olup, davalı Kurum vekilinin gerekçeli kararın tebliğinden sonraki temyizinin süresinde olduğunun kabulü gerekir.
    Hal böyle olunca da mahalli Mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin 17.01.2014 tarihli ek kararının bozulması ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 366. maddesi gereğince asıl hükmün temyizini amaçlayan temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir.



    --/--










    --2--

    2-Asıl hükmün temyiz incelemesine gelince; somut olayda davacı tarafın yargılamanın yenilenmesi isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde sayılan hususların hiçbirine girmedği gerekçesiyle reddedildiği ancak davalı Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmediği yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde davalı Kurum lehine maktu avukatlık ücretinin tamamına hükmedilmesi gerekirken, avukatlık ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"un 438/7.maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
    S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle karardaki hüküm kısmının (a.) bendinin silinerek, yerine; "Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1,320,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı Kurum"a ödenmesine," rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine 24/03/2014 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.