MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Dava dilekçesinde, davacıların ana taşınmazın 32/160(1/5) payına, davalının ise 128/160 (4/5) payına sahip olduğunu bu taşınmazın 6306 sayılı kanun kapsamında riskli yapı raporu ile yıktırılmış olduğunu, davalı tarafın noterden yaptığı çağrı ile kat maliklerinin önce 23.10.2014 tarihinde daha sonra 31.10.2014 tarihinde toplanarak "arsa üzerine 1 bodrum 4 normal kattan oluşan bina yapılmasına inşaatın ... tarafından bedeli maliklerce karşılanmak üzere yapılmasına bodrum katın ..., ..., ..., ... ve ...’e müştereken verilmesine, 4 katın ise .... San. Ve Tic.A.Ş"ne verilmesine karar verildiğini, davacıların bu karara davalının yaptığı teklifin hakkaniyete uygun bulunmadığı ve çoğunluk hissesinden kaynaklanan kabule zorlanma ve manevî cebir altında olduklarını ileri sürerek muhalefet ettiklerini, davalının TMK 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, bu durumu 6306 sayılı kanun ve uygulama yönetmeliğine de aykırı bulunduğunu, bu nedenle davalılara Kadıköy 8. Noterliğinden 21.11.2014 tarih ve 17349 yevmiye No"lu ihtarnameyi gönderdiklerini, Kat Mülkiyeti Kanunu 33. maddesi uyarınca hakimin müdahalesini talep ettiklerini, davalı tarafın iptali talep olunan kararı kullanarak ve davacıların 31.12.2014 tarih ve 2. No"lu karara katılmamış olmalarını gerekçe göstererek 2/3‘ü aşan çoğunluk hisselerine sahip olmalarından faydalanmak suretiyle prosedürü kötü niyetli işlettiklerini ileri sürerek 31.10.2014 tarihli 2. No"lu kat malikleri kurulu kararının öncelikle tedbiren yürürlüğünün durdurulmasını ve yargılama neticesinde bu kararın iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davanın kabülüne, 31/10/2010 tarihli 2 numaralı kat malikleri kurulu kararının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, dava konusu 650 ada 20 parselde 08/09/2014 tarihinde mevcut kat irtifakının terkin edildiği, davacının iptalini istediği toplantının kat irtifakının terkininden sonra düzenlenen 31/10/2014 tarihli toplantı olduğu davanın ise 28/11/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, iptali istenilen toplantı ve dava tarihinde anataşınmaz üzerinde kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulu olmadığından uyuşmazlığa 634 sayılı kat mülkiyeti kanunun uygulanması mümkün değildir. Hukuki uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Bu nedenle mahkemece, genel hükümlere göre asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 24/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.