Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5279
Karar No: 2013/2305

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/5279 Esas 2013/2305 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2012/5279 E.  ,  2013/2305 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı verili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... "un gelmiş olmayarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı avukat, davalı ile imzalamış olduğu avukatlık ücret sözleşmesi gereğince, dava ve icra dosyalarını takip etmekte iken, davalının takip konusu dosyaları, dava dışı ... Varlık Yönetim A.Ş.’ne temlik ettiğini, temlikle birlikte dosyalarla ilgili vekillik sıfatının da sona erdiğini, bu durumda davalı ile imzalanan ücret sözleşmesine göre hesaplanacak olan vekalet ücretleri ile, karşı taraf vekalet ücretlerinin ödenmesi gerektiğini, ancak alacağının tahsili için davalıya göndermiş olduğu ihtardan sonuç alamadığını, başlattığı icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davacı ile imzalanan 1.3.2002, 3.2.2003 ve 8.3.2004 tarihli vekalet sözleşmeleri gereğince davacının, 1.3.2002 tarihinden itibaren ... adına vekalet görevini yerine getirdiğini, ticari nitelikteki alacakların 10.812 adedinin, dava dışı ... Varlık Yönetim A.Ş. ile 23.9.2005 tarihinde imzalanan “hasılat paylaşımlı alacak satış vaadi sözleşmesi” çerçevesinde, adı geçen şirkete devir ve temlik edildiğini, alacakların, üçüncü kişiye temlik edilmesi Nedeniyle, vekalet görevinin temlik tarihi itibariyle fiilen ve hukuken sona erdiğini, davacının da, temlik tarihine kadar sınırlı olmak üzere kısmen vekalet görevini ifa ettiğini, davacı ile imzalanan sözleşmenin feshedilmediğini, talep edilen vekalet ücretinin, sözleşmeye ve mevzuata aykırı olduğunu, davacının, sadece sarf etmiş olduğu emek ve mesaisi ölçüsünde, hak ve nesafete göre vekalet ücreti talep edebileceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, 13.11.2009 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın kısmen kabulüne, 26.719,72 TL asıl alacak ve asıl alacağın 20.7.2007 tarihinden itibaren işleyecek faizine yapılan itirazın iptaline, fazla istemin reddine, asıl alacağın %40’ı oranındaki inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, davalı ile imzalamış olduğu 8.3.2004 tarihli vekalet sözleşmesi gereğince, ... İcra Müdürlüğünün 2006/6121 esas sayılı icra dosyasında borçlu aleyhine takip işlemleri sürmekte iken, dosya alacağının temlik edilmesi nedeniyle vekillik sıfatının kalmadığını, bu nedenle 27.513,00 TL icra vekalet ücreti ile 27.513,00 TL karşı taraf vekalet ücretinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, alacağının tahsili için başlatmış olduğu icra takibine vaki itirazın iptalini istemiş, davalı ise, davacının ancak sarf etmiş olduğu emek ve mesaisi ölçüsünde, hak ve nesafete göre vekalet ücreti talep edebileceğini savunmuştur.
    Davalı ...’nin özel yapısı itibariyle, daha önce dava dışı EGS Bank, İnterbank A.Ş., Kentbank A.Ş. ve Demirbank A.Ş., Türk Ticaret Bankası A.Ş. tarafından başlatılan takiplere ilişkin bir kısım alacakların, (bu arada iş bu davanın konusu olan Türk Ticaret Bankası A.Ş. tarafından, ... 5. asliye Hukuk Mahkemesine ait 2000/507 esas ve 2003/940 karar sayılı dosyası üzerinden açılan davada verilen tasarrufun iptali kararından sonra, İcra Müdürlüğünün 2006/6121 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibin), söz konusu Bankaların Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kararı ile fona devredilmesi üzerine davalıya geçmiş olduğu, daha sonra da davalı tarafından söz konusu takiplerin ... Varlık Yönetim A.Ş.’ne temlik edilmesi üzerine de, dosyalarda alacaklı sıfatının da bu şirkete geçtiği, dolayısıyla davalının, yukarda sözü edilen Bankalardan, bu konuda yapılan yasal düzenleme gereğince devir ve temlik aldığı alacakları, kendisinin de “hasılat paylaşımlı alacak satış vaadi sözleşmesi” çerçevesinde, ... Varlık Yönetim A.Ş.’ne devir ve temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Takip konusu alacakların, üçüncü kişiye temlik edilmesi nedeniyle, davacının vekalet görevi, temlik tarihi itibariyle Fiilen ve hukuken sona ermiş olup, davacının talep edebileceği vekalet ücretinin tespiti için öncelikle, taraflar arasındaki 8.3.2004 tarihli sözleşme hükümleri incelenecek olursa; Sözleşmenin, “Ücret” başlıklı bölümünde, davacıya, tahsilat rakamı üzerinden kademeli olarak ücret ödeneceği belirtildiği gibi, takip ettiği dava ve takiplerdeki karşı tarafa yükletilecek vekalet ücretlerinin de ödeneceği, 8. maddesinde, Fon’un gerekli gördüğü takdirde dava ve icra takibinin her safhasında başka bir avukata vekalet vermeye yetkili olduğu, avukatın buna peşinen muvafakat etmiş sayıldığı, 9. maddesinde de, sözleşmenin geçerlilik süresinin bir yıl olduğu, fesih bildiriminde bulunulmadığı takdirde sözleşmenin aynı şartlarla bir yıl uzayacağı, tarafların sözleşmeyi bir ay önceden diğer tarafa ihbar etmek suretiyle her zaman feshedebilecekleri, sözleşmenin bu hükme istinaden fon tarafından feshedilmesi halinde avukata o güne kadar yürüttüğü dava ve icra takipleri ile ilgili olarak yapmış olduğu tahsilata göre ve bu sözleşmede belirlenen esaslar dahilinde ücret ödeneceği açıklanmıştır.
    Taraflar arasındaki sözleşme, davacı veya davalı tarafından feshedilmediği gibi, davacının vekaletten azledilmediği de sabittir. Bu nedenle sözleşmenin feshi halinde uygulanacak olan hükümlerin, dava konusu olayda uygulanması mümkün olmadığı gibi, davacı avukatın azli de söz konusu olmadığından, azil halinde Avukatlık Kanununda öngörülen hükümlerin de uygulanması mümkün değildir. Her ne kadar davacı, vekaleten takip etmiş olduğu icra dosyasının üçüncü kişiye temliki suretiyle dosyayı takip olanağı kalmadığından, bu durumun “haksız azil” sayılması gerektiğini ve bu nedenle de takip etmekte olduğu işle ilgili tüm vekalet ücretnin ödenmesi gerektiğini ileri sürmüşse de, dosya alacaklarının temlik edilmiş olması, haksız azil olarak değerlendirilemeyeceğinden, temlikin, haksız azille aynı hukuki sonuçları doğurması da kabul edilemez. Temlik alan, takip konusu dosyaların karşı tarafı değil, üçüncü kişisi durumunda olduğundan somut olayda, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış bir sulh sözleşmesinden de söz edilemeyeceğinden, gerek sözleşmede, gerekse Avukatlık Kanununda, sulh halinde uygulanması öngörülen hükümler de uygulanamaz.
    Sonuç olarak, dava konusu olayda, sözleşmenin feshi, avukatın azli, ya da sulh bulunmadığından, sözleşme ve Avukatlık Kanununda ayrıca düzenlenmiş olan bu durumlarda ödenmesi öngörülen vekalet ücretlerinin talep edilmesi mümkün değilse de, dava konusu dosya alacağının, ... Varlık A.Ş.’ne temlik edilmiş olması nedeniyle, temlik tarihi itibariyle vekalet görevi fiilen sona eren, ancak bu tarihe kadar görevini yerine getiren davacı avukatın, belli bir miktar vekalet ücretine hak kazandığı da tartışmasızdır. Ne var ki davacının üzerine aldığı işleri sonuçlandırmasına engel olan ve gerek taraflar arasındaki sözleşmede, gerekse Avukatlık Kanununda ayrıca düzenlenmeyen ve az yukarda da değinildiği gibi, davalının, Türk Ticaret Bankası A.Ş.’den, fona devredilen Bankalarla ilgili yapılan yasal düzenleme gereğince devir ve temlik aldığı alacakları, kendisinin de “hasılat paylaşımlı alacak satış vaadi sözleşmesi” çerçevesinde, ... Varlık Yönetim A.Ş.’ne devir ve temlik etmiş olduğu bu özel durum nedeniyle, sözleşme ve yasadan kaynaklanan tüm vekalet ücretlerinin talep edilebileceği de kabul edilemez. O halde, açıklanan tüm bu nedenlerle, davacı avukatın, takip konusu dosyalarla ilgili vekaletin başladığı tarihten, temlikle vekaletin sona erdiği tarihe kadar, davalıya sağladığı hukuki yardım nedeniyle sarf etmiş olduğu emek ve mesaisine karşılık hak ve nesafete göre alması gereken, gerek sözleşmeden kaynaklanan, gerekse karşı taraf vekalet ücreti tespit edilip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davalının, sözleşmeden kaynaklanan vekalet ücretinden tümüyle sorumlu tutulup, karşı taraf vekalet ücretine ilişkin talebin ise tümüyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan 1000 TL. temyiz harcının istek halinde davacı iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 5.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi