20. Hukuk Dairesi 2013/10599 E. , 2014/1867 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bozdoğan Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, .... 146 ada 129 parsel sayılı taşınmaz 509,67 m² yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalı adına tesbit edilmiş ve tapuya kaydedilmiştir.
Davacı .... tarafından 01/02/2012 tarihinde düzenlenen inceleme raporu ile taşınmazın 2/B parseli içinde kaldığının tespit edildiğini, orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin yasa gereği Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini belirterek; dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, 26/04/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi gözetilerek davanın reddine karar verilmiş ve hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yörede 6831 sayılı Kanun kapsamında 22.06.1970 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Dava konusu yer 2007 tarihinde yapılan arazi kadastrosunda orman tahdidi dışında bırakılmış olup, 2011 yılında yapılan 2B madde uygulamaları sırasında, dava konusu parselin tamamının orman sınırları içinde iken 2B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılmış yerlerden olduğu saptanmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, tapulu 2/B alanlarına ilişkin olarak 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; "tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak, bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanunî mirasçılarına iade edilir." hükümlerinin yer aldığı; somut olayda, Hazine tapuda gerçek kişi adına kayıtlı olan taşınmazın 2/B madde kapsamında kalması nedeniyle tapu kaydının iptalini istediğine göre Hazinenin 6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesinin uygulanacağı ve buna göre; Hazinenin açılan davadan vazgeçmiş sayılacağının kanunun âmir hükmü gereği olduğu, buradaki vazgeçmenin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesi ve devamında düzenlenen teknik anlamda bir "davadan feragat" olmayıp, kanundan kaynaklanan ve davalının rıza ve muvafakatının da aranmadığı, kendine özgü (davanın geri alınması niteliğinde) bir vazgeçme olduğu, bu nedenle mahkemece, davacının davadan vazgeçmiş sayılmasına
karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün birinci bendinde yazılı "davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın reddine" ibaresinin hükümden çıkarılarak; yerine "Hazinenin 6292 sayılı Kanun gereğince davadan vazgeçmiş sayılmasına" cümlesi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.