13. Hukuk Dairesi 2016/29347 E. , 2019/12788 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ve davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı; 15.900 kilogram kaşar peyniri alımına ilişkin 13.06.2013 tarihinde davalı şirket ile sözleşme imzalandığını, sözleşmeye istinaden ikinci taksit olarak teslim edilen 5.000 kilogram kaşar peynirinin 3.529,50 kilogram"lık kısmının tadında bozulma olduğu gerekçesiyle kontrol muayenesine tabi tutulduğunu, bu muayene neticesinde de malın niteliklerine uygun olmadığının tespit edildiğini, söz konusu malların reddedildiğini ve sözleşmenin 16. maddesinde düzenlenmiş olan ... hükümleri uyarınca ... içerisinde bozulan ve evsafını kaybeden mallar için yapılacak işlemler maddesi gereğince davalıya ihtar çekilerek bozulmuş kaşar peynirini iade almasının istendiğini, ancak bugüne kadar peynirlerin iade alınmadığını, sözleşmeye aykırılık nedeniyle kurumun zarara uğradığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.893,73 TL"nin 03.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası reeskont işlemlerinde uygulanan en yüksek avans faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 40.893,73 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası reeskont işlemlerinde uygulanan en yüksek avans faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan davacı lehine 4.798,31 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa ki, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesine göre; “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” Buna göre davacı lehine 4.848,31 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yukarıda yazılı şekilde eksik vekalet ücretine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan birinci bent gereğince, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle, hüküm kısmının beşinci bendinde yer alan “Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T."ne göre hesaplanan 4.798,31 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve yerine “Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince 4.848,31 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,” fıkrasının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.095,05 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.