8. Hukuk Dairesi 2011/7967 E. , 2012/5498 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Genç Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.03.2011 gün ve 96/45 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, dava dilekçesinde, çayırlık ve bağ niteliği ile 50 yıldan beri tasarrufunda bulunan taşınmazın kadastro sırasında 113 ada 1 parsel içerisinde Hazine adına tescil edildiğini açıklayarak, tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 113 ada 1 parselin teknik bilirkişinin 13.10.2010 hakim havaleli raporuna ekli krokide B harfi ile gösterilen 22.488,07 m² yüzölçümlü kısmının Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı krokide A harfi ile gösterilen 2.737,13m²"lik taşınmaza ilişkin davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmün, kabule ilişkin kısmı davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya içeriğinden; dava konusu 113 ada 1 parsel sayılı taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında, tapu ve vergi kaydına rastlanılmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olup kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı belirtilerek ham toprak vasfı ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18.maddesi gereğince 16.02.2007 tarihinde Hazine adına tespit edilmiştir. Kadastro kontrol memurunca, tespitin hatalı olduğu taşınmazın mera niteliğinde olduğu açıklanarak kadastro tutanağı yeniden incelenmek üzere Kadastro Komisyonuna gönderilmiş, Komisyon 28.02.2007 tarihinde yapılan sınırlandırma ve tespitin doğru olduğuna karar vermiştir. Askı ilan süresince tespite itiraz olunmamış, 31.3.2008 tarihinde kadastro tespiti kesinleşerek Hazine adına tapu kaydı oluşmuştur.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre taşınmazın niteliği konusunda duraksama söz konusudur. Öte yandan, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki, bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için kadastro tespit tarihi olan 16.02.2007 yılına göre 20 – 30 yıl öncesine ait (1977– 1987 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerektiği uzman öğretim üyelerinin yayınlarındaki görüşleri olup, bu görüş Dairenin kararlılık kazanmış içtihatlarıyla da benimsenmiştir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın sınırlarının belirlenmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılması olanaklıdır.
Mahkemece yapılacak iş; kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisi ve daha önce keşfe götürülmeyen ziraat mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle kadastro tespitinin yapıldığı 16.02.2007 tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait (1977– 1987 yılları arası) ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının merciinden getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 20 yıl önce zilyet edilip edilmediğinin, niteliğinin ve kullanım süresinin, ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözleri bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi belirlenerek, bundan sonra taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulüyle eksik incelemeye dayalı usul ve kanuna aykırı olan hükmün kabule ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 07.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.