8. Hukuk Dairesi 2012/3422 E. , 2012/5484 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.12.2011 gün ve 107/502 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı ve davalı Hazine vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesinde, ...ilçesi, Şahinefendi köyü, Kevelibelen mevkiinde bulunan tarla vasfındaki 153 ada 97 sayılı taşınmazın murisleri ...e ait olduğunu, ...in ölümüyle geriye mirasçı olarak çocukları ...,...,...,... ve ...nın kaldığını, kadastro çalışmaları sırasında sehven taşınmazın Hazine adına tespit edildiğini açıklayarak taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ...mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazineye usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, davalı cevap vermediği gibi yargılama oturumlarına da katılmamıştır.
Mahkemece taşınmazın davacının murisi ...e ait olduğunu, zilyetlikle edinme koşullarının davacı ve murisi yararına oluştuğu benimsenerek, davanın kabulü ile taşınmazın Zahide Özen mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ile davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına yönelik tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, davacı ve murisi yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç doğru olmamıştır. Mahkemece, taşınmazın davacının murisine ait olduğu benimsenerek muris ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de, diğer mirasçıların davaya muvafakatı sağlanmadığı gibi terekeye temsilci de atanmamış ve taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuştur. Ayrıca, davacı taraf, murislerinin eklemeli zilyetliğine dayandıkları halde muris yönünden miktar araştırması yapılmış ise de, mirasçılar yönünden miktar araştırılması yapılmamıştır. Öte yandan, hüküm fıkrasına uyuşmazlık konusu taşınmazın parsel numarası da 97 yerine sehven 9 olarak yazılmıştır.
Uyuşmazlık konusu 153 ada 97 parsel sayılı taşınmaz 28.02.2008 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olmadığı, kültür arazisi olduğu, ancak kim tarafından kullanıldığı tam ve kesin olarak bilinmediğinden, herhangi bir hak kaybına neden olmamak için Hazine adına tespit edilmiş, 04.12.2008 tarihinde tutanağın kesinleşmesi üzerine, aynı tarihte Maliye Hazinesi adına tapuya tescil edilmiştir.
Dosya arasında bulunan veraset ilamına göre, muris Zahide Özen 02.12.2002 tarihinde vefat ederek geriye mirasçı olarak çocukları...,...,...,...,...,...ve ...’i bırakmıştır.
TMK.nun 640/2 ve 702/2. maddelerine göre, mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Tasarruf işlemleri için ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerekir.
Davacı dava konusu taşınmazın miras bırakanından kaldığını bildirdiğine ve taşınmazın da mirasçılar adına tapuya tescil edilmesini istediğine, tereke murisin ölüm tarihi itibariyle elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğuna göre davada yer almayan diğer mirasçıların yöntemine uygun bir biçimde muvafakatları’nın alınması, davaya katılmalarının sağlanması veya TMK.nun 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına bir temsilci atanarak onun huzuruyla yargılamaya devam edilmesi, dava şartı yerine getirildikten sonra uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken bu husus yerine getirilmeden mahkemece eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırıdır.
Ayrıca, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Anılan hüküm göz önünde tutularak 26.07.1972 tarihinden sonra miras bırakanı ve diğer mirasçılar adına kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden, açılmış dava olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece, sadece muris yönünden araştırma yapılarak mirasçılar yönünden de bu husus araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmiş olması isabetsizdir.
Bundan ayrı, dava dilekçesinde davaya konu taşınmazın 153 ada 97 parsel olarak belirtilmesine ve tüm araştırma ve incelemelerin bu parsel yönünden yapılmasına rağmen hüküm fıkrasına uyuşmazlık konusu parselin 153 ada 9 parsel olarak yazılması da doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davacının maddi hataya yönelik temyiz itirazları ile davalı Hazine vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 07.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.