12. Ceza Dairesi 2014/2544 E. , 2014/5126 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 30.09.2011
Taksirle yaralama suçundan sanık ...’ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 89/1,2-b, 22/3, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Adana 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/09/2011 tarihli ve 2010/2096 esas, 2011/2054 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre;
1- Sanığın olay tarihinde alkollü bir şekilde araç kullandığı sırada yaptığı tek taraflı trafik kazası sonucu araçta bulunan mağdur ... ... yaralanmasına sebebiyet verdiği somut olaya ilişkin olarak, 5237 sayılı Kanun"un 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima hükümleri uyarınca taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına karşın aynı eyleme ilişkin olarak trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan açılan kamu davasından beraatine karar verilmesinde,
2- Sanığın üzerine atılı bilinçli taksirle yaralama suçunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 1/b-l maddesi gereğince uzlaşma hükümlerine bağlı bulunması karşısında, öncelikle uzlaşma hükümlerinin uygulanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 06.01.2014 gün ve 94660652-105-01-8692-2013/367/1040 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.01.2014 gün ve 2014/11243 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Oluşa ve dosya kapsamına göre; kazadan sonra yapılan ölçümde 1.78 promil alkollü olduğu tespit edilen sanığın yönetimindeki aracı ile, yanında kendisinden şikayetçi olmayan mağdur ... de bulunduğu halde, seyir halinde iken cami duvarına ve elektrik dağıtım kutusuna çarparak, mağdurun vücudunda (2.) derecede kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına neden olması şeklindeki olayla ilgili olarak, sanığın bilinçli taksirle hareket ettiğinin kabulünde isabetsizlik bulunmadığı, TCK"nın 89/5. maddesine göre, bilinçli taksirle yaralama suçunun soruşturulmasının ve kovuşturulmasının, aynı Kanunun 89/1. maddesindeki yaralanma hali hariç olmak üzere, şikayete tabi olmadığı, ancak bu suçun şikayete tabi olsun veya olmasın bütün hallerinin CMK"nın 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, uzlaşma kapsamında olan suç hakkında soruşturma aşamasında, CMK’nın 253. maddesi gereğince sanıkla mağdur arasında uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmeden dava açıldığı, kovuşturma aşamasında da, aynı Kanunun 254. maddesi uyarınca bu eksikliğinin giderilmediği, buna göre, mahkemece CMK"nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, uzlaşma işlemleri tamamlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanığın olay tarihinde alkollü bir şekilde araç kullandığı sırada yaptığı trafik kazası sonucu araçta bulunan mağdurun yaralanmasına sebebiyet verdiği somut olaya ilişkin olarak, TCK"nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima hükümleri uyarınca trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan açılan kamu davasından beraatine karar verilmiş ise de, TCK"nın "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, bir suçtan dolayı sanık hakkında bir kez hüküm kurulabileceği gözetilmeden, sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan “hüküm kurulmasına yer olmadığına” yerine yazılı şekilde “beraat” hükmü kurulması,
İsabetsiz olup kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Adana 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/09/2011 tarihli ve 2010/2096 esas, 2011/2054 sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.