
Esas No: 2014/16852
Karar No: 2016/1591
Karar Tarihi: 10.02.2016
5015 sayılı kanuna muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2014/16852 Esas 2016/1591 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ ............2. Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5015 sayılı kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, Sanık ............ hakkında erteleme
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık ......... hakkında tamamı kendisine ait olmayan davaya konu bütün eşyanın gümrüklenmiş değeri bildirilerek kamu zararını ödemediği gerekçesiyle hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması"na yer olmadığına karar verilmişse de, engel sabıkası bulunduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
I) Yakın yerlerde aynı gün gerçekleşen olayların şahsi ve fiili bakımdan birbirinden bağımsız olaylar oldukları, aralarında bir irtibat bulunmadığı, sanıklar hakkındaki soruşturmanın birlikte yapılmış olmasının davaların birlikte görülmesini de gerektirmeyeceği cihetle, sanıklar hakkında birlikte açılmış kamu davasının tefriki yerine, birlikte görülerek sonuçlandırılması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması,
II) CMK.nun 231 .maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine engel hali bulunmayan ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul ettiğini beyan eden sanık Ümit"e, kendisinden ele geçen dava konusu eşyanın bilirkişi tarafından belirlenen Cif değeri esas alınarak gümrük idaresince hesaplanacak "eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplam tutarı” olan miktarın kamu zararı olduğunun bildirilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanununun 231/9 fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, tamamı kendisine ait olmayan davaya konu bütün eşyanın gümrüklenmiş değeri bildirilerek bu zararı gidermediğinden bahisle yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
III) Hükümden önce 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Yasanın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK.nun 50/6 madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10.fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde adli para cezalarının ödenmemesi halinde, her iki sanık için ayrı ayrı ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine karar verilmesi,
IV) 24.11.2015 günlü 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
TCK"nın 53.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, mahkum olduğu kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık ...........hakkında anılan maddenin l.fıkrasının (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından uygulanmasına yer olmadığına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1.fıkrasının (c) bendinde yazılı sanık ....... kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.