Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/13390 Esas 2016/15679 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13390
Karar No: 2016/15679
Karar Tarihi: 31.05.2016

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/13390 Esas 2016/15679 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/13390 E.  ,  2016/15679 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, iş yerinde fazla mesai yapıldığı halde ücretlerinin ödenmediğini, sigorta primlerinin gerçek ücret üzerinden yatırılmaması ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini davacı tarafından haklı olarak feshettiğini, belirterek kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilince kararın temyizi üzerine Dairemizin ....../...... esas ..../...... karar sayılı ilamı ile fazla çalışma ve ücret alcakları yönünden karar bozulmuş bozmaya uyan Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda açıkça düzenlenmemiş olup, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay ictihatları ile kabul edilmiş bir usul hukuku ana ilkesidir ve kamu düzeni ile de ilgilidir.
Gerçekten 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere; Yargıtay’ca bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde, bozulan kararın bozma sebeplerinin kapsamı dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması, davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usul hükmüdür. Ve yine, o konun bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemenin uymuş olması, taraflardan birisi lehine usulü bir kazanılmış hak meydana getirir ki, bu hakkı ne mahkeme ne de Yargıtay zarara uğratabilir.
Bu itibarla usulü kazanılmış hak müessesesi; mahkemeye hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma sebeplerinin kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleştiğinden, bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak teşkil eder.
Mahkemece, bozma ilamına uyarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırarak alınan ek rapor doğrultusunda yeniden belirlenen fazla mesai alacağı hüküm altına alındığı ancak temyiz eden davalı tarafın aleyhine usulü kazanılmış hak ilkesine aykırı olarak fazla mesai, ücreti alacağından takdiri indirim oranın % 50 yerine % 30 olarak belirlenmesi suretiyle hüküm tesis edilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozma sebebidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 31.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.