6. Ceza Dairesi 2018/3312 E. , 2019/1939 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, cinsel saldırı, hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar ..., ... ve ... savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, cinsel saldırı ve hakaret suçlarının sübutu kabul, oluş ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde niteliğini tayin ile takdirde bir isabetsizlik görülmemiş, savunma inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, Mahkemenin kabul ve takdiri doğrultusunda incelenen dosyada bozma nedeni dışında bir isabetsizlik bulunmadığından, temyiz dilekçeleri içeriğine göre, sanıklar ..., ... ve ... hakkında yağma suçundan duruşmalı, sanıklar ..., ... ve ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve cinsel saldırı suçları için hükmedilen ceza miktarına göre duruşmalı incelemesi olanaklı bulunmadığından, sanıklar ..., ... ve ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve cinsel saldırı suçları yönünden duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 318. maddesi gereğince REDDİ ile, sanıklar ..., ... ve ... savunmanlarının yağma suçu yönünden duruşmada ve temyiz dilekçelerinde, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, cinsel saldırı ve hakaret suçları yönünden temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri iddiaları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, yapılan değerlendirmede;
I-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve cinsel saldırı suçlarından kurulan hükümlerin incelemesinde;
Soruşturmanın sonuçlarını içeren tutanaklar, belgeler ve sanıklar hakkında yağma suçundan duruşmalı inceleme sırasında ileri sürülen savunma doğrultusunda yapılan değerlendirmede;
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun, silahtan sayılan bıçak ile ve birden fazla kişi ile birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nin 109/3. maddesinin (b) bendi yanında (a) bendinin de uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi sonuca etkili bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanıklara yükletilen dava konusu yağma, cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemlerinin yasada öngörülen suç tipine uygun olarak nitelendirildiği,
İddiaya, savunmalara ve toplanıp karar yerinde gösterilen yeterli kanıtlara göre belirtilen suçun sanıklar tarafından işlendiği,
Soruşturma aşamalarında ileri sürülen iddia, itiraz ve savunmaların incelenip tartışıldığı ve kanıtlara uygun olarak değerlendirildiği,
Yasal ve takdiri arttırıcı ve indirici nedenlerin gözetildiği,
Duruşma sonunda oluşan vicdani kanı ve uygulama maddeleri uyarınca cezaların doğru olarak belirlendiği,
Anlaşıldığından, sanıklar ..., ... ve ... savunmanlarının yağma suçu yönünden temyiz dilekçelerinde ve duruşmada, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve cinsel saldırı suçlarından temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri tüm itiraz ve savunmaların reddiyle, eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün incelemesine gelince;
Katılan ..."ın 11.02.2014 tarihli kolluk beyanında uzlaşmak istemediğini belirtmiş olması karşısında tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiş,
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
28/06/2014 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde; "Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet Savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir" şeklinde düzenleme yapıldığı dikkate alındığında, adli para cezasının ödenmemesi durumunda, hapse çevrilemeyeceğinde yasal zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları ve tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından "… ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine" ibaresinin çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ilişkin oy birliğiyle alınan karar 27.03.2019 günü Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ...’ın katıldığı oturumda, sanıklar ve savunmanlarının yokluklarında açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.