18. Ceza Dairesi 2015/32257 E. , 2016/12634 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, kasten yaralama, tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A) Sanık hakkında kasten yaralama suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ..."ın TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B) Sanık hakkında mağdur ..."e yönelik tehdit ve hakaret, mağdur ..."e karşı hakaret suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu"nun 2013/13-293 / 2013/297 E-K sayılı ve 11.06.2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere, TCK"nın 43. maddesinin ikinci fıkrası; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğundan, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın Kanunun 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında, failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın jandarma nizamiyesinde nöbet tutan mağdur ..."e sinkaflı küfürler edip, öldürmekle tehdit etmesi ve yaralamaya teşebbüs etmesinden sonra durumdan haberdar edilen ve hemen olay yerine gelen mağdur ..."e söylediği “uzman jandarma çavuş ... jandarması” biçimindeki sözler söylemesi şeklinde gelişen somut olayda, TCK’nın 43/2. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekirken her bir mağdura yönelik hakaret eyleminden sanık hakkında iki ayrı cezaya karar verilmesi, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında sanığın mağdur ..."e yönelik olarak farklı zamanlarda hakaret suçunu işlediği halde sanık hakkında TCK"nın 125/3-a ve 43/2. maddesi uyarınca hükmedilen cezanın ayrıca TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Sanığa ek savunma hakkı verilmeden, tehdit suçunda TCK"nın 106/1-1 maddelesi uygulanmak suretiyle CMK"nın 226. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve sanık ..."ın temyiz nedenleri kabul edildiğinden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/06/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.