23. Hukuk Dairesi 2016/5321 E. , 2019/1039 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibariyle kesinlik sınırının altında kaldığından duruşma istemi reddedilerek incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalı yüklenicinin davacıya ait bağımsız bölümleri süresinde teslim etmediğini ileri sürerek 38.700,00 TL. gecikme tazminatının bağımsız bölümlerin teslimi gereken 08.04.2002 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zaman aşımı süresinin dolduğunu, davacının iskân ruhsatı tarihinden önce Temmuz 2002 ayında fiilen teslim aldığı bağımsız bölümlerden faydalandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 17.551,21 TL.nin dava tarihinden itibaren banka mevduat faiziyle davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 28.09.2010 tarihli ve 2009/3645 E. 2010/4854 K. sayılı ilamıyla, davalının tüm delilleri toplanarak tanık anlatımları ile birlikte değerlendirmek suretiyle daire ve dükkanın fiili teslim tarihinin saptanması, bu saptamaya göre zaman aşımı süresi dolmuş ise davanın reddine karar verilmesi, dolmamış ise sözleşmeye göre teslimi gereken ve bilirkişilerce saptanan 10.07.2002 tarihi ile fiilen teslim edildiği tarih, fiilen teslim edilmemişse 10.07.2002 tarihi ile iskân ruhsatının alındığı tarih arasındaki dönem için kira kaybına hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, öte yandan hüküm altına alınan alacağa avans faizi uygulamasına karar verilmesi gerekirken banka mevduat faizi uygulanmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davalı yararına bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık zamanaşımı süresinden önce ve sonrasında, bağımsız bölümlerin fiilen teslim edildiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle, teslimi gereken tarihten iskân ruhsatının alındığı tarihe kadar hesaplanan 17.551,20 TL. kira (gecikme) tazminatının dava tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 07.11.2014 tarihli ve 6979 E. 7076 K. sayılı ilamıyla, diğer temyiz itirazlarının reddiyle, 28.09.2010 günlü bozma ilamında, davalı yüklenicinin, bağımsız bölümlerin fiilen teslim edildiğine ilişkin tüm delillerinin toplanması ve delillerin değerlendirilerek fiilen teslimin kanıtlanması halinde, teslim tarihine göre zaman aşımı süresinin dolup dolmadığının .../...
S.2.
belirlenmesi gerektiğinin belirtildiği, fiili teslim hususunun, maddi vakıa olup, yasal her türlü delil ile kanıtlanabileceği, davalı vekilinin de dosyaya bağımsız bölümlerin zaman aşımı süresinden önce fiilen teslim edildiğine yönelik deliller sunduğu, davacı arsa sahibinin duruşmada alınan beyanı, telefon abonelik kayıtları ve kira sözleşmeleri birlikte değerlendirildiğinde ise, B blok 3 numaralı bağımsız bölümün 17.09.2002, B blok 8 numaralı bağımsız bölümün 23.09.2002, B blok16 numaralı bağımsız bölümün 04.11.2002 ve C blok 15 numaralı bağımsız bölümün 25.09.2002 günlerinde teslim edildiğinin anlaşıldığı, eser sözleşmesine dayalı gecikme tazminatı talebinin, BK"nın 126/4. (TBK"nın m. 147/6.) maddesi gereğince 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu bu itibarla, mahkemece yukarıda belirtilen bağımsız bölümlere ilişkin davanın, fiili teslim tarihleri ile dava tarihi arasında zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davalı yararına bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu zaman aşımı süresi dolan dairelere ilişkin kira bedelinin düşülmesi sonucu hesaplanan 13.120,80 TL.nin davalıdan tahsliline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.