
Esas No: 2013/10478
Karar No: 2014/5665
Karar Tarihi: 24.03.2014
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/10478 Esas 2014/5665 Karar Sayılı İlamı
- ÖLÜM AYLIĞININ İPTALİ
- BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ İSTİRDAT DAVASI
- BOŞANMA SONRASI BİRLİKTE YAŞAMA
- TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 166
- SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU (5510) Madde 59
"İçtihat Metni"
Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptaline, davacının borçlu olmadığının tespitine ve ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile birlikte tahsili istemli olup; karşı dava ise karşı davacı/davalı SGK"nun 01/10/2008 tarihinden sonra aylığın kesildiği tarihe kadar karşı davalıya/davacıya yersiz olarak ödenen 12.938 TL"nin ay be ay ödeme tarihledinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın(iptal ve tespit davası) kabulüne; karşı davanın(istirdat davası) reddine karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi"ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının/karşı davalının, 16/07/2002 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden TMK 166/3. fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşandığı, yaptığı başvuru neticesinde davalı kurum tarafından ölüm aylığına bağlandığı, davacı ve boşandığı eşinin 31/05/2011 tarihinde yeniden evlenmesi üzerine re"sen başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 26/10/2011 tarihli kontrol memuru raporunda; N... Mahallesi muhtarı
F.. A.."nın, davacı ve boşandığı eşinin N....Mahallesi H... İ... Cad. No:17/3 adresinde 6 - 7 yıldır fiilen birlikte yaşadıklarını beyan ettiği görülmüş; çevre soruşturmasında ise davacı ve eski eşinin 7-8 yıldır belirtilen adreste birlikte yaşadıklarının tespit edildiği belirtilmiştir. Adres hareketleri incelendiğinde, davacı ve boşandığı eşinin 2002 yılında boşanmalarına rağmen 25/01/2007 tarihli TÜİK sayımında aynı adreste sayıldıkları, 10/03/2009 tarihinde eski eşin yerleşim yerini aynı mahallede başka bir adrese naklettiği, 2 yılı aşkın süre aynı adreste kayıtlı göründükleri anlaşılmış, mahkemesince yaptırılan 14/03/2012 tarihli kolluk araştırması ile davacı ve boşandığı eşinin evlenmeden önce 5 yıl boyunca N... Mah. H... İ...Cad. no:17/3 adresinde fiilen birlikte yaşadıkları tespit edilmiş; 2002 yılında boşanmalarına rağmen, davacının yaşadığı belirtilen adreste, eski eş adına 27/02/2008 tarihinde başlatılan su abonelik kaydının mevcut olduğu belirlenmiş; mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanıkları davacı ve boşandığı eşinin yeniden evlenene kadar fiilen birlikte yaşamadıklarını beyan etmişler; mahalle muhtarı F.. A.. ise kontrol memuru huzurunda alınan beyanını kısmen değiştirerek, davacı ve boşandığı eşinin belirtilen adreste oturduklarını beyan ettiğini, fiilen birlikte yaşayıp yaşamadıklarını bilmediğini, şehir merkezinde davacı ve boşandığı eşini birarada gördüğünü ifade etmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, denetim sırasında davacı ve eski eşi ile aralarında husumet olduğuna ilişkin iddia bulunmayan tarafsız tanık mahalle muhtarı F.. A.."nın mahkeme huzurunda kısmen değiştirse de, davacı ve boşandığı eşinin belirtilen adreste 7-8 yıldır fiilen birlikte yaşadıklarını açıkça beyan etmesi, çevre soruşturmasında elde edilen bilgilerin de bu ifadeyi desteklemesi; mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmasında davaıc ve boşandığı eşinin, yeniden evlenmeden önce 5 yıl kadar fiilen birlikte yaşadıklarının tespit edilmesi, 2002 yılında boşanmalarına rağmen davacının nüfus müdürlüğünde kayıtlı yerleşim yerinde eski eşi adına 27/02/2008 tarihinden beri su aboneliğinin bulunması ve 2007 yılı TÜİK sayımlarında davacının yerleşim yerinde sayılan eski eşin, 10/03/2009 tarihine kadar 2 yılı aşkın süre davacı ile aynı yerleşim yerinde kayıtlı görünmesi hususları birlikte göz önüne alındığında; boşanma sonrasında da davacı ve eski eşinin aynı adreste birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden davanın(iptal ve tespit davası) reddi; karşı davanın(istirdat davası)kabulü gerekirken mahkemece davanın(iptal ve tespit davası) kabulüne; karşı davanın(istirdat davası)reddine karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, karşı davacı/davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.