Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/582
Karar No: 2013/5011
Karar Tarihi: 08.04.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/582 Esas 2013/5011 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı H'nin azledilen vekili tarafından gerçekleştirilen temlik sonucu tapuda yapılan tescilin yolsuz olduğu gerekçesiyle açılan tapu iptali ve tescil davası, davalılar tarafından reddedilmiştir. Ancak mahkeme, müdahil ile davalı H'in ortak miras bırakanları olan K. B. adına kayıtlı olan taşınmazlardaki paylarının azledilen vekil eliyle davalı H'e satış yoluyla temliki işleminin kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı H'sanın babasından miras yoluyla intikal eden 1/12 paylarındaki iptaline karar verilmesi doğru değildir. Kararda, Medeni Kanunun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına vurgu yapılmış ve somut olayda davalıların kötü niyetle hareket ettiği anlaşılmıştır. Kanun maddesi, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullanmışsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmamasını belirtmektedir. Kararda, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gereğince hüküm bozulmuştur.
1. Hukuk Dairesi         2013/582 E.  ,  2013/5011 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DÜZCE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 22/03/2012
    NUMARASI : 2011/15-2012/101

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı H. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, azledilen vekil eliyle gerçekleştirilen temlik sonucu oluşan tescilin yolsuz oludğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Hazine ile Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından açılan davaya, yargılama sırasında eski kayıt maliki olan Y.Y.müdahil orak katılmış, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; davacılar ile müdahilin davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan h. tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 392, 398 ve 2203 parsel sayılı taşınmazların müdahil ile davalı H."in ortak miras bırakanları olan K. B.adına kayıtlı olduğu, ölümü üzerine mirarasçılarına intikal ettiği, intikal sonucunda kardeş olan müdahil ile davalı H."in taşınmazlarda 1/12"şer paylı olarak malik oldukları, müdahilin 15.09.2005 tarihinde davalı E. C.a verdiği vekaletname ile taşınmazlardaki paylarının satışı konusunda geniş yetkili vekil tayin ettiği, ancak yaklaşık 7 ay sonra 10.04.2006 tarihinde Tapu Sicil Müdürlüğüne verilen dilekçe ile vekilin azledildiği, bu hususun aziller siciline işlendiği, buna rağmen dava konusu taşınmazlardaki davacıya ait payların azledilen vekil eliyle davalı h."e 24.05.2007 tarihinde satış yolu ile temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek, en azından ona göz yummak olur. Oysa, bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış, daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır. Kaldı ki, ortada geçerli bir vekalet ilişkisinin varlığından bahsetme olanağıda bulunmamaktadır.
    Somut olayda, müdahil Y.ile taşınmazlardaki payları satın alan davalı h."in kardeş olduğu, davalı E. C. ile davalı H.in aynı işyerinde birlikte çalıştıkları, vekaletnamenin verilmesinden sonra müdahil ile kardeşinin arasının açıldığı, azilin Tapu Sicil Müdürlüğüne verilen dilekçe ile gerçekleştirildiği, her ne kadar davalılar iyi niyetli olduklarını, tapuya güvenerek satışın gerçekleştirildiğini, azil konusunda kendilerine herhangi bir bildirimde bulunulmadığını belirtmiş iseler de, tarafların yakın akrabalık ve iş ilişkisi içinde oldukları, vekaletnamenin verilmesinin üzerinden 1,5 yıla yakın bir süre geçtikten sonra satışın gerçekleştirilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, davalıların birlikte ve kötü niyetli olarak hareket ederek işlem yaptıkları anlaşılmış olmakla davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur.
    Ne var ki, davalı h."in dava konusu taşınmazlarda  miras bırakanından irsen intikal eden 1/12 payı bulunduğu, söz konusu satış sonrası  müdahil Y."ın payı ile tevhit edilerek taşınmazlarda 1/6"şar  paya malik olduğu anlaşıldığından, bu haliyle davalı üzerinde kayıtlı paydan satış yolu ile temlik edilen 1/12"şer paylara dair iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken davalıya babasından miras yolu ile intikal eden 1/12"şer paylarında iptaline karar verilmesi doğru değildir. 
    Davalının, temyiz itirazlarının bu yönü itibarıyla kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi