10. Hukuk Dairesi 2015/19046 E. , 2016/15381 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde; istemin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 15.06.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığını, davacının ...’daki 02.11.1990-28.02.2010 tarihleri arasında çalışmalarının 31.10.1990-01.01.1998 tarihleri arası Tarım Bağ-Kur ve 01.01.1998-31.12.2001 tarihleri arasındaki 506 isteğe bağlı hizmetleri ile çakıştığı gerekçesiyle aylığının iptal edildiğini, 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma yapmadığı, yurt dışında çalışmakta iken iptal edilen Tarım Bağ-Kur ve isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödemesinin geçerli olduğunu, yaşlılık aylıklarının tekrar bağlanmasının şayet Tarım Bağ-Kur sigortalığı kabul görmez ise diğer hizmetleri üzerinden 57 yaşını doldurduğu 15.06.2009 tarihini takip eden aybaşından geçerli yeniden bağlanmasının tespitine karar verilmesini terditli olarak talep ve dava etmiştir.
Terditli açılan talepler yönünden, Mahkemece; davacının ...’daki 02.11.1990-28.02.2010 tarihleri arasında çalışmalarının 31.10.1990-01.01.1998 tarihleri arası Tarım Bağ-Kur sigortası ile çakışması sebebiyle kesildiği tarihten itibaren bağlanması yönündeki talebin reddine, yurtdışı çalışmaları ile çakışan 01.01.1998-31.12.2001 tarihleri arasındaki 506 isteğe bağlı hizmetlerinin geçerli olduğu ve 01.07.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmiştir.
Yurtdışında çalışan birisinin Türkiye’de isteğe bağlı sigortalı olması mümkün ise de; bir kişinin yurtdışında ve Türkiye’de zorunlu sigortalı olarak aynı dönemde fiilen sigortalılığa esas faaliyette bulunması ve bu kapsamda sigortalı olması mümkün değildir. Türk sosyal güvenlik sistemi, çifte sigortalılığa kural olarak cevaz vermediği gibi, her somut olayın özelliğine göre bu yöndeki uyuşmazlıklarda; birbirleriyle çakışan sigortalılıkların, gerçek ve fiili sigortalılık olup-olmadığı üzerinde durulmalıdır. Açıklanan sebeplerle, davacının, yurtdışında zorunlu sigortalı olduğu dönemlerde Türkiye’deki Tarım Bağ-Kur sigortalılığına hukuki geçerlilik tanınamaz.
14.10.2002 tarihli tahsis talebine istinaden, 4380 gün Tarım Bağ-Kur, 1502 gün SSK ve 600 gün askerlik süresi olmak üzere 6482 gün üzerinden 01.11.2002 tarihinden itibaren davacıya aylık bağlandığı, yurtdışındaki çalışmasının Türkiye"deki Tarım Bağ-Kur ve isteğe bağlı sigortalılık süreleri ile çakışması sebebiyle iptal edilmesi üzerine 5000 gün prim gün sayısını sağlamaması üzerine aylığın iptal edilerek 01.11.2002-23.09.2004 tarihleri arası yersiz aylıkların tahsil edildiği, daha sonrasında davacının 6884 gün yurtdışı borçlanması yapması sebebiyle iptalden sonra geçerli olan 600 gün askerlik, 62 gün SSK, 1800 gün Tarım Bağ-Kur ve 6884 gün yurtdışı borçlanması ile birlikte 9346 gün üzerinden 01.08.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
3201 sayılı yasanın "Bu Kanundan Yararlanamayacaklar" başlılıklı 8. maddesinde "Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra, 30/05/1978 tarih ve 2147 sayılı Kanun ve Sosyal Güvenlik Kanunlarına göre kendilerine veya hak sahiplerine aylık bağlanmış olanlar ile aylık bağlanması için müracaat edip de aylığa hak kazanmış durumda bulunanlar bu Kanundan yararlanamazlar." şeklinde belirtilmiştir.
O halde, mahkemenin, davacının ...’daki 02.11.1990-28.02.2010 tarihleri arasında çalışmalarının 31.10.1990-01.01.1998 tarihleri arası tarım Bağ-Kur ve 01.01.1998-31.12.2001 tarihleri arasındaki 506 isteğe bağlı hizmetleri ile çakışması sonucu Tarım Bağ-Kur hizmetinin geçersiz ve çakışan isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun kabulu yönündeki saptaması isabetlidir. 3201 sayılı Yasanın 8. maddesi bağlamında davacının talebi olan 01.07.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hükmedilmesi durumunda yurtdışı borçlanması ve 01.08.2012 tarihinden itibaren bağlanan aylığının iptali durumu söz konusu olacağından, 3201 sayılı Yasanın 8. maddesi düzenlemesi açıklanarak talebinin devam edip etmediği konusunda davacının beyanına başvurulmalı, talebin devamı halinde isteğe bağlı sigortalığının geçerli olduğu yönündeki isabetli olan saptama gözetilerek tahsis koşulları irdelenerek davacının, talebi hakkında bir hüküm tesis etmek gerekmektedir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve Yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 22.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.