6831 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/9139 Esas 2016/23959 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/9139
Karar No: 2016/23959
Karar Tarihi: 26.12.2016

6831 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/9139 Esas 2016/23959 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sulh Ceza Mahkemesi, 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık suçu nedeniyle sanığı mahkum etmiştir. Yargılama sürecinde, vicdani kanıtın kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, suçun sanık tarafından işlendiği ve eylemin kanunda öngörülen suç tipine uyduğu belirtilmiştir. Ancak mahkeme, sanığın cezasını belirlerken, Anayasa Mahkemesinin 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nedeniyle CMK'nın 237. maddesine göre müştekinin hüküm verilene kadar kamu davasına katılamayacağı hükmünün uygulanamayacağına ve sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmesinin de iptal edilen bazı hükümleri nedeniyle yeniden değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir. Sonuç olarak, TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmeyeceği ve müşteki idare lehine vekalet ücretine hükmedileceği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6831 Sayılı Kanun
- 5237 sayılı TCK'in 53. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi
- Anayasa Mahkemesinin 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı
19. Ceza Dairesi         2015/9139 E.  ,  2016/23959 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
    Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
    Ancak,
    1-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
    2-CMK"nın 237. maddesine göre, müştekinin hüküm verilinceye kadar kamu davasına katılabileceği, müşteki idareye duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin usulüne uygun tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı anlaşıldığından; katılan sıfatını almayan müşteki idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, hükümden vekalet ücretine ilişkin 3. bölümün çıkarılması; TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılarak yerine "" 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı iptal kararı da gözetilerek, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına"" cümlesi yazılmak suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.