Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12506
Karar No: 2016/9816
Karar Tarihi: 03.11.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/12506 Esas 2016/9816 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/12506 E.  ,  2016/9816 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    - K A R A R -
    Davacı vekili, 02.09.2012 tarihinde ... ili, ... ilçesi...Mahallesi, 567/2 Caddesi ... sokağı kavşağında davacıya ait...plakalı aracı ile davacının seyir halindeyken davalılardan ..."nun malik ve sürücüsü olduğu ... plakalı araç ile kazaya karıştığını, meydana gelen olayda davacıya ait aracın hasarlandığını, olayın davalı sürücünün kusuru nedeniyle meydana geldiği 02.09.2012 tarihinde...ili,... ilçesi... Mahallesi, 567/2 Caddesi... sokağı kavşağında davacıya ait ...plakalı aracı ile davacının seyir halindeyken davalılardan ..."nun malik ve sürücüsü olduğu ... plakalı araç ile kazaya karıştığını, meydana gelen olayda davacıya ait aracın hasarlandığını, olayın davalı sürücünün kusuru nedeniyle meydana geldiğini, davacının 30 günlük otopark ve ekspertiz ücreti bedeli ödemek zorunda kaldığını, meydana gelen zarardan davalıların sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile araç hasarı, otoprak ücreti ve ekspertiz ücreti olarak şimdilik 100,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... şirketi vekili, kaza tarihi itibariyle belirlenen teminatlar ve sigortalının kusuru oranında sorumlu olduklarını, bir kusurunun bulunmadığı için de sorumluluktan da bahsedilemeyeceğini, ayrıca kazanın 2012 yılında meydana geldiğini 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle aksi takdirde esastan davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, ... 109 maddesine göre 2 yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden ise davacının asli kusurlu olduğunu ve bu nedenle zarar talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, somut olayda kaza tarihinin 02.09.2012 olduğu, davanın 06.07.2015 tarihinde açıldığı, dava konusu maddi hasarlı trafik kazası olup gerek kaza tarihi gerekse bilirkişi kusur raporu tarihine göre 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş, olayda yaralanma veya ölüme dair herhangi bir tespit ve iddia olmadığı gibi dava da sadece maddi hasara ilişkin olduğundan ceza zamanaşımını burada uygulama imkanı olmadığı gerekçesiyle açılan tazminat davasında iki yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. BK"nın 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanaşımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir ..., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9,... 2006, s. 794).
    Buna karşılık, özel bir kanun hükmünün, özel olarak zamanaşımı süresi öngördüğü tehlike sorumluluklarında BK m. 60 uygulanmaz. 2918 sayılı ..."nın 109/I. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar" hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir" hükmüne yer verilmiştir.
    Aynı fiil bazen, hem sorumluluğu gerektiren hem de ceza kanunlarına göre cezayı gerektiren bir fiil olabilir. Bu fiile göre Ceza Kanununun daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörüldüğü hallerde, tazminat davasının daha önce zamanaşımına uğraması tutarlı bir çözüm oluşturmaz. Zira cezalandırma, müeyyide olarak tazminattan daha ağırdır. Bu sebeple, kanun koyucu uyum sağlamak amacıyla ceza davası için öngörülen zamanaşımı süresince tazminat davasının da devamını temin bakımından genel olarak BK 60/II (6098 sayılı TBK m. 72/I), özel olarak da ... 109/II. maddesinde düzenleme yapmıştır.
    Burada üzerinde durulması gereken, 2918 sayılı ..."nın 109. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece fiilin Ceza Kanununa göre cezayı gerektiren bir fiil olmasının yeterli olması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece fiilin cezayı gerektiren bir eylem olmasını yeterli görmekte; bunun dışında, eylemi gerçekleştiren fail hakkında soruşturma yapılmasını, ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten veya Güvence Hesabı) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür (HGK"nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705, HGK"nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325, HGK"nın 05.06.2015 gün 2014/17-2198,2015/1495 ve HGK"nın 16.09.2015 gün, 2014/17-116, 2015/1771, HGK"nın 10.06.2015 gün, 2014/17-27, 2015/1530 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir).
    Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 02.09.2012 tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacı sürücü ... ile karşı araçta yolcu olarak bulunan dört kişi basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere, ..."nın 109/II. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunması aranmamakta olup cezayı gerektiren fiilin varlığı yeterlidir. Beş kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan sözkonusu trafik kazası da bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğindedir. Yasa koyucunun amacı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamaktır. ..."nın 109. maddisinin 2. fıkrasındaki “cezayı gerektiren fiil” ifadesinin seçilmesi zamanaşımı yönünden yukarıda da açıklandığı gibi soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı sonucunu doğurmaktadır. Buna göre eylem için(TCK 89/1) kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu dikkate alındığında dava tarihi olan 06.07.2015 tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu hale göre zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilip, tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi