16. Hukuk Dairesi 2016/15077 E. , 2020/262 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sonucunda, ... İli ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 475 parsel sayılı 2.140,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 287 ada 1 parsel numarasıyla ve 1.533,67 metrekare yüzölçümlü olarak; ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 474 parsel sayılı 5.840,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 287 ada 2 parsel numarasıyla ve 6.323,64 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında paydaşı olduğu eski 475 (yeni 287 ada 1) parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığını, eksikliğin komşu yeni 287 ada 2 parsel sayılı taşınmazda kaldığını ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, ... ada 2 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişilerin 23.05.2016 havale tarihli raporlarına ekli 1 ve 2 sayılı ölçü krokisinde (B) harfi ile gösterilen 227,78 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile 287 ada 1 parsele ilave edilmek suretiyle, taşınmazın 1.761,45 metrekare yüzölçümü ile davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu‘nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. Bu tür davalarda, tüm paydaşların birlikte dava açmaları yahut biri veya birkaçı tarafından açılan davaya diğer paydaşların da katılımının sağlanması gerekir. Somut olayda; davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında paydaşı olduğu 287 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiasıyla dava açmıştır. Ne var ki, 287 ada 1 parsel sayılı taşınmazın müşterek mülkiyete konu olduğu ve davacı ... dışında, başkaca paydaşların da bulunduğu anlaşılmaktadır. Davanın niteliği itibariyle, yargılama neticesi verilecek hükümle müşterek maliklerin tamamının hukukunun etkilenecek olması nedeniyle, diğer paydaşların da davaya katılımının sağlanması zorunlu olmasına rağmen, Mahkemece diğer paydaşların katılımını sağlaması için davacıya süre ve imkan tanınmamıştır. Bu haliyle aktif dava ehliyetinin tamamlandığından söz edilemez, Aktif dava ehliyetinin mevcudiyeti dava şartı olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esası hakkında hüküm kurulması mümkün değildir.
Hal böyle olunca; mahkemece, davacıya müştereken maliki olduğu taşınmazdaki diğer paydaşların da davaya katılımını sağlaması için süre ve imkan tanınmalı, verilen süre içerisinde bu eksikliğin tamamlanması halinde yargılamaya devamla sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.