Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5414 Esas 2017/14692 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5414
Karar No: 2017/14692
Karar Tarihi: 26.10.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5414 Esas 2017/14692 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/5414 E.  ,  2017/14692 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki fuzuli işgal nedeniyle tahliye ve ecrimisil davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı ... ve birleşen 2012/56 Esas sayılı davanın davacısı ... , adlarına kayılı taşınmazda ..."ın kiracı olarak oturmakta iken ... İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2011/6 E. ve 2011/15 K. Sayılı dosyası üzerinden kiralanandan tahliyesine karar verildiğini ancak adı geçen şahsın taraflarının bilgi ve rızası dışında herhangi bir sözleşme olmadan taşınmazı davalı ..."e kiraya verdiğini , bu itibarla davalının fuzuli işgalci olarak bulunduğunu belirterek davalının taşınmazından tahliyesine ve bilirkişi tarafından hesaplanacak olan fuzuli işgal tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının kiralanandan tahliyesine, ecrimisil yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-HMK"nun 166. maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür.
    Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması gerekmektedir. Somut olayda ise;birleşen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir(HMK. md 297).
    Buna göre, mahkemece; asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı karara bağlanması gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
    2-Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzerere, 26.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.