11. Ceza Dairesi 2017/13055 E. , 2020/2584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık ... hakkında: Beraat
Diğer sanıklar hakkında: Mahkumiyet
I. Sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükümlere yönelik, sanık ... müdafii ile sanık ..."ın temyiz taleplerinin incelenmesi:
1-Belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olduğundan, suç konusu belge asılları getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, bu gözlem sonucunda gerekçeli kararda sahte muayene işleminin aldatma niteliğine sahip olup olmadığının tartışılması ve belge asıllarının denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulmaları gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Kabule göre de;
a) 5237 sayılı TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanabilmesi için "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" gerektiği, sanık ...’ın yetkilisi olduğu şirkete ait araçların motorlu araç trafik ve tescil belgelerinin aynı anda ele geçirilmesi, sahte muayene tarihlerinin aynı olması, sahte muayene işlemlerinin farklı tarihlerde yapıldığına dair delil bulunmayıp, suçun aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği karşısında; sanık ... hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, ancak belge sayısının TCK"nin 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
b) Sanık ...’ın, diğer sanıklar ... ve ...’e ait araçların ruhsatlarını aynı anda Ankara’ya gönderdiğini, bu olayın duyulmasından sonra temyize gelmeyen sanık ... Yukarıbağcı’nın da ruhsatını bıraktığını, sonradan Harun’a ait ruhsatı da Ankara’ya gönderdiğini beyan etmesi karşısında, suç konusu belgelerdeki sahte muayene işlemlerinin farklı tarihlerde yapıldığı anlaşılmakta ise de, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün ekspertiz raporunda, Harun Yukarıbağcı adına kayıtlı 18 LA 006 plakalı motora ait trafik belgesi üzerinde sahtecilik yapıldığını gösterir kati bulgu tespit edilemediğinden aldatma kabiliyetinden bahsedilemeyeceğinin belirtilmiş olması karşısında; sanık ... hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, ancak belge sayısının TCK"nin 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
II. Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesi:
Sanığın yokluğunda verilen kararın, bilinen en son adresi olan, sorgusunda bildirdiği adresine çıkarılan tebligatın iade edilmesinden sonra, yapılan kolluk araştırmasına göre MERNİS adresi de dahil, başka adresi tespit edilemediğinden 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 28. maddesi uyarınca sanığa ilanen tebligat yapılması yerine, aynı Kanun’un 35. maddesi uyarınca yapılan tebligat işlemi geçersiz olduğundan, sanığın öğrenme üzerine verdiği 27.04.2015 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1- Sanık ... hakkında, diğer sanık ... tarafından kendisine gönderilen trafik tescil belgeleri üzerinde sahte muayene işlemi yaptırdığı iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, iddianamede adı geçen diğer sanıkları tanımadığını, suç konusu muayene işlemlerini kendisinin yapmadığını savunması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi açısından, belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olduğundan, suç konusu belge asılları getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, bu gözlem sonucunda gerekçeli kararda sahte muayene işleminin aldatma niteliğine sahip olup olmadığının tartışılması, sanığın, suç tarihine yakın tarihlerde atılmış bol miktarda samimi imza ve yazı örneklerini içerir belgelerin çeşitli kurum ve kuruluşlardan araştırılarak temin edilmesi, ayrıca huzurda bol miktarda yazı ve imza örnekleri alınarak, temyize konu dosyadaki motorlu araç trafik ve tescil belgelerindeki aracın muayenesi bölümünde yer alan sahte muayene işlemlerindeki yazı ve imzaların aidiyeti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
III. Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin incelenmesi:
Sanık ... hakkında, kendi adına kayıtlı 06 FPE 24 plakalı aracın muayene işlemini sahte olarak yaptırdığı iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, araç muayene işleminin, diğer sanık ... tarafından, araç muayeneye götürülmeksizin, trafik ve tescil belgesi üzerinden yaptırıldığına yönelik beyanı; Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından hazırlanan ekspertiz raporunda, 06 FP 24 plakalı araca ait motorlu araç trafik belgesinin arka yüzünde, 2. aracın muayenesi bölümünde yapışık vaziyette yer alan Tüv-Türk’e ait muayene pulunun orijinal olduğunun, kısmi deformasyonlar bulunması nedeniyle söz konusu hologramın başka bir belgeden sökülmek suretiyle transfer edilmiş olabileceğinin belirtilmesi, 03.06.2010 tarihli Tüv-Türk yazısında, 06 FPE 24 plakalı aracın muayene kaydının bulunmadığının bildirilmesi karşısında, belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olduğundan, suç konusu belge aslı getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, bu gözlem sonucunda gerekçeli kararda sahte muayene işleminin aldatma niteliğine sahip olup olmadığının tartışılması, aldatma niteliğinin bulunması halinde resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluştuğu gözetilerek sanığın mahkumiyetine karar verilmesi yerine beraatine hükmolunması, Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının, sanık ... müdafinin, sanık ..."un ve sanık ..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.