Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/5049 Esas 2017/14665 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5049
Karar No: 2017/14665
Karar Tarihi: 26.10.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/5049 Esas 2017/14665 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/5049 E.  ,  2017/14665 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı dava dilekçesinde; davalı taraf hakkında elektrik faturası borcundan dolayı icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının takibe konu borcun bir kısmını ödediğini, bu ödeme neticesinde borca itiraz etse dahi bunun zımnen kabul sayılacağını ileri sürerek; ... 2 İcra Müdürlüğünün 2010/2425 takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde; davanın görevli mahkemede süresinde açılmadığını, alacaklı olduğunu beyan eden karşı tarafa hiç bir borcunun bulunmadığını, faiz talep etme hakkının olmadığını, faiz oranının fahiş olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece; HMK"nun 331/1 maddesi gereğince, davalının dava konusu miktarı ödediği bu durumda davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın icra inkâr tazminatından vazgeçmediği anlaşılmakla asıl alacak miktarı olan 1.783,14 TL değer üzerinden % 20’si oranında icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacı-alacaklıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-İİK. 67/2.maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkâr tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belirli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belirli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın mutlaka bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
    Somut olayda; alacağın miktarı taraf delilleri ve bilirkişi raporu ile belirlenmiştir, diğer anlatımla asıl alacak miktarı likit ve belirli değildir. Mahkemece, davalı aleyhine icra inkâr tazminatına karar verilmesi anılan nedenle isabetli bulunmamıştır.
    Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün 2. fıkrasının tamamen çıkarılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.