10. Hukuk Dairesi 2016/10571 E. , 2016/15302 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı işveren ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı vekili, davacının davalıya ait kuaför işyerinde 20/06/2007 - 13/02/2015 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığını ancak sigortalılık bildiriminin 11/07/2013 tarihinden itibaren yapıldığını beyanla, 20/06/2007 - 13/02/2015 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde sürekli olarak çalıştığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece dava kısmen kabul edilerek, davacının davalı işyerinde 01/01/2008 - 13/02/2015 tarihleri arasında 2562 gün çalıştığı, çalışmasının 561 günlük kısmının Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği, 2001 günlük kısmının ise bildirilmediğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir. 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece, dava konusu dönem yönünden yapılacak iş, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; davacı ve davalı işverenin kendi adlarına vergi mükellefiyetleri ve ilgili meslek kuruluşlarında kayıtları bulunup bulunmadığı araştırılmalı, dosyada bulunan 10.01.2011 tarihli kira sözleşmesi de dikkate alınarak işyerinin adres değişiklikleri tespit edilmeli, işyerinin faaliyet gösterdiği tüm adreslerde aynı çevrede işyeri olan işveren ya da bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler ilgili kolluk ve Kurumdan sorulmak suretiyle saptanmalı ve çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylece gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı işveren ve feri müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.