14. Hukuk Dairesi 2014/5363 E. , 2014/8574 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Edirne 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2011/994-2013/216
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.10.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi M.. R.. vd. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davalılar taşınmazın taksimini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmaz üzerindeki ortaklığın satılarak giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar M.. R.. vd. vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye Veya mücavir alan hudutları içerisinde ise " Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazın 2/5 payı davacı K.. B.. geri kalan payları ise davalılar adına kayıtlıdır. 07.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın ikiye ifrazının mümkün olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar paydaş sayısı ikiden fazla ise de davacının 2/5 payına karşılık gelen kısmın ifrazından sonra kalan kısmın aralarında paylı olarak bırakılmasına tüm davalılar rıza göstermiştir. Ancak davacı taşınmazın bu şekilde paylı bırakılmak suretiyle aynen taksim yapılmasına karşı çıkmıştır. Davalıların taşınmazdaki davacıya düşecek kısmın ifrazından sonra kendilerine düşecek kısmın paylı bırakılmasına razı olmaları nedeni ile davacıya müstakil bir parsel düştüğü halde davacının aynen taksime karşı çıkması hakkın kötüye kullanılmasıdır. Bu sebeple mahkemece bilirkişi raporunda belirtildiği şekli ile veya başkaca alternatifler araştırılarak davalıların payı müşa bırakılmak suretiyle aynen taksimin mümkün olup olmadığı yukarıda belirtildiği şekilde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.06.2014 tarihinde oybirliği ile